İftar Sofralarının Tescilli Tatlısı: Künefe

Hatay’ın coğrafi işaret tescil belgeli tatlısı Antakya künefesi, sıcak şerbeti ve uzadıkça lezzeti artan tuzsuz peyniriyle iftar sofralarının vazgeçilmezi arasında bulunuyor. UNESCO tarafından gastronomi alanında “Yaratıcı Şehirler Ağı”na dahil edilen Hatay’ın binbir çeşit mezeleri, yöresel yemekleri ve tatlıları ramazanda iftar sofralarını süslüyor. Kentte göz dolduran ve damakları şenlendiren iftar sofralarında, tescilli Antakya künefesi de yerini […]

Hatay’ın coğrafi işaret tescil belgeli tatlısı Antakya künefesi, sıcak şerbeti ve uzadıkça lezzeti artan tuzsuz peyniriyle iftar sofralarının vazgeçilmezi arasında bulunuyor. UNESCO tarafından gastronomi alanında “Yaratıcı Şehirler Ağı”na dahil edilen Hatay’ın binbir çeşit mezeleri, yöresel yemekleri ve tatlıları ramazanda iftar sofralarını süslüyor. Kentte göz dolduran ve damakları şenlendiren iftar sofralarında, tescilli Antakya künefesi de yerini alıyor. Tel kadayıfın arasına konulan özel tuzsuz peyniriyle tereyağıyla kızartılan ve üzerine dökülen şerbetiyle eşsiz bir tada dönüşen Antakya künefesi, sade ve fıstıklı tüketiliyor.
Künefeciler Derneği (KÜNDER) Başkan Vekili Ragıp Bekfilavioğlu, yaptığı açıklamada, kentte 3 kuşaktır künefe ustalığını sürdürdüklerini söyledi. Normal zamanlarda iftar sonrası kentteki Künefeciler Meydanı’nın tatlıyı yemeye gelenlerle dolup taştığını anlatan Bekfilavioğlu, “Ancak ramazanda iş yerindeki satışlar hafiften düşer. Çünkü Antakyalılar evinde kendi künefesini kendi yapar, meraklıdır yapmaya. Ramazanda her evden künefe kokusu gelir. 11 ay künefeyi bizden alırlar, bu bir ay kendileri yaparlar. Zaten Kovid-19 tedbirleri için iş yerlerimizde oturma yerleri kapalı ve siparişle tatlımızı evlere yolluyoruz” dedi. Bekfilavioğlu, ramazanda diğer aylara göre pişmiş künefe değil, malzemesi tel kadayıf, peynir ve tereyağı satışını daha çok gerçekleştirdiklerini kaydetti.
Künefe yapımının zor ancak bir Hataylı için basit olduğunu belirten Bekfilavioğlu, tescilli tatlının yapım aşamasının püf noktalarını da anlattı. Antakya künefesinin “olmazsa olmazı“nın, Hatay’a ait özel peynir olduğunu ifade eden Bekfilavioğlu, “Tatlımız bakır tepside güzelce kızardıktan sonra üzerine şerbetini döker, afiyetle yeriz. Ama iftardan birkaç saat sonra yersek sağlığımız için daha iyi olur” dedi.
Tarihi Uzun Çarşı’da 40 yıldır künefe ve malzemelerini satan Galip Bostancı da ramazanda işletmelerinde en çok tel kadayıf yapıldığını söyledi.
Bostancı, “Hazır basılmış künefeyi şerbetiyle 25 liradan satıyoruz. Çiğ künefe de mevcut, onun da kilosu 12 lira. Ramazan dolayısıyla, bir de salgın yüzünden evlerinden çıkamayan vatandaşlarımız genellikle çiğ künefe tercih ediyor” dedi.
Evinde künefe yapan Gülşen Topaloğlu ise bunun ramazanda en çok tükettikleri tatlı olduğunu ifade etti.
Künefenin aynı zamanda evlerde ailenin toplanması için vesile durumunda bulunduğunu dile getiren Topaloğlu, “Künefe yapılacağı zaman büyükler küçükler bütün aile bir araya gelir. Bu ramazan bu toplanmaları yapamasak da yöresel tatlımız künefeden vazgeçmedik” dedi. Mehmet ÖZGÜN

Exit mobile version