İktidar milletten intikam alıyor

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada AKP iktidarının  millî şuurdan ve birlikten  rahatsız olduğunu iddia ederek Türk halkından intikam aldığını söyledi. Akşener Ak Parti’nin toplumu kutuplaştırıp ikiye böldüğnü anlatarak , “Ak Parti bugüne kadarki siyasi varlığını, her koşulda mutlaka, “ötekiler” yaratarak korumuştur. Toplumu, iki ayrı kutup arasına sıkıştırıp, birbirine […]

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada AKP iktidarının  millî şuurdan ve birlikten  rahatsız olduğunu iddia ederek Türk halkından intikam aldığını söyledi. Akşener Ak Parti’nin toplumu kutuplaştırıp ikiye böldüğnü anlatarak , “Ak Parti bugüne kadarki siyasi varlığını, her koşulda mutlaka, “ötekiler” yaratarak korumuştur. Toplumu, iki ayrı kutup arasına sıkıştırıp, birbirine düşmanlaştırarak; bölünmüş bir millet üzerinden, konforlu bir siyaset düzeni kurmuştur. Siyaset sahnesine, mağdurların sesi olma iddiasıyla girmesine rağmen, Yıllar içinde; Bir tarafta, yeni mağdurlar üretmiş, diğer tarafta da, kendi mağrurlarını türetmiştir.  Siyaseti, birilerini ötekileştirdikçe yükseldiği, haksız bir tahterevalliye indirgemiştir. Kendine düşmanlar bularak, varlığını korumakla yetinmemiş, Milleti de, birbirinin karşısına dikmiştir” dedi.

Akşener konuşmasında iktidarın 27 Mayıs 2013 tarihli gezi eyleminin  Ak Parti için “travma” olduğunu da belirterek şunları söyledi:

“Diliyle, diniyle, hayat tercihleriyle, siyasi görüşleriyle, bölüp, paramparça ettikleri bir milletin, ağaçlarına sahip çıkmak için, gezi Parkı’nda birleştiğini görmek, onlar için bir travmadır! Hayallerini, heveslerini, umutlarını tükettikleri, Türk gençlerinin, Millî şuuru ayağa kaldırdığı, Gezi ruhunu karşılarında görmek, onlar için bir travmadır! Ülkücüsünden solcusuna, muhafazakarından sekülerine, kadınından erkeğine,  gençlerimizin, o dönem, yaklaşık 10’uncu yılında olan, bir müstemleke rejimine karşı sergilediği bu asil duruşu; her ne kadar, türlü müdahalelerle, rayından çıkartmış olsalar da, türlü provokasyonlarla, kirletmiş olsalar da, türlü ayak oyunlarıyla, karalamış olsalar da, bir türlü hazmedemediler, hazmedemeyecekler. Bakın, üzerinden, 10 yıl geçse bile yetmiyor. Gezi, Ak Parti için, öyle bir travma ki, hâlâ intikam almaya çalışıyorlar. Peki kimden? Tutuklulardan mı? Hayır. Bizatihi milletten intikam almaya çalışıyorlar. Yargı sopasını, dilediklerince savurarak, millete göz dağı vermeye çalışıyorlar. “Sakın ola, bir kez daha birleşmeyin.” demeye çalışıyorlar. Büyük bir gayrimeşruluğun, arkasına sığınıp; bu büyük travmayı, bastırmaya çalışıyorlar. O yüzden geçtiğimiz hafta, Gezi Parkı davasından çıkan sonuç da; Ak Parti’nin yaşadığı, travma sonrası stres bozukluğunun, bir neticesidir. Ne yazık ki, ülkemizde bir kez daha vicdan, ihtiraslara tercih edilmiştir. Ne yazık ki, bir kez daha hukuk, koltuklara hizmet etmiştir.

Biliyorsunuz gazeteci gençlerimiz, tam 12 gündür tutuklu. Neden? Sığınmacılarla ilgili, haber yaptıkları için.   Şu rezalete bakar mısınız? Sığınmacıların, ülkemizi içine soktuğu, toplumsal ve güvenlik krizinin, boyutları ortadayken; sorunu çözmek yerine, sorunu dile getirenlerden, “işine gelenleri tutuklamak” tam da, Ak Parti’nin zihniyetine yakışır bir tutum. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti,  böyle bir ciddiyetsizliği, daha fazla kaldıramaz. Beceriksizliğinizin üzerini örtmek için, yargıyı aparat haline getiremezsiniz! Kendi çıkarlarınızı, bir millî ideolojiymiş gibi Türkiye’ye dayatamazsınız! Kendi ellerinizle sebep olduğunuz krizin bedelini, hiçbir Türk evladına ödetemezsiniz! Türk milletinin hiçbir ferdine, öz yurdunda garip, öz vatanında parya gibi davranamazsınız! Bu konuyla ilgili, geçtiğimiz günlerde, yeni bir şey daha öğrendik.  Gençlerimiz, aileleri üzülmesin diye saklamışlar ama;

Tutuklandıkları ilk gün, “rutin uygulama” denilerek, saçları kazınmış…  lay duyulunca, apar topar soruşturma açıldı ama; kepazelik ortada duruyor… Rutin uygulamaymış… Bu kime yapılır? Teröriste yapılır. Yuh olsun, yazıklar olsun!

Bir yanda, hiçbir suçu olmadığı hâlde, evlatlarımız, terörist muamelesi görüyor. Diğer yanda ise, ODTÜ gibi, kıymetli bir üniversitemizin içerisinde, terör sempatizanları, yine bir Türk evladına saldırabiliyor. Hani, nerede sizin  Milliyetçiliğiniz? Türk gençlerine, müstemleke tebaası muamelesi yapamazsınız. Meydanlardan bağırarak olmaz.

HİÇ Mİ UTANMIYORSUNUZ

Sığınmacıların oluşturduğu tehditlere, tepki gösterenler; ırkçı olacak, tutuklanacak… Ama haysiyetsizin biri çıkacak, rahat rahat; Hatay’da, depremde şehit olan vatandaşlarımızın, cesetlerinin koktuğunu, ama bir Suriyelinin,  “naaşının”,mis gibi koktuğunu söyleyecek, öyle mi? Türk olmaktan gurur duyanlar, saldırılara hedef olacak…Ama Türk milletine, alenen hakaret eden bir ahlaksıza, hakkında, “dostlar alışverişte görsün” misali, başlatılan bir inceleme dışında, hiçbir şey olmayacak, öyle mi? Allah aşkına, hiç mi utanmıyorsunuz?

Türkiye için trajedileri, hayatın olağan akışının bir parçasına çevirdiniz. Devletle milletin arasında, her geçen gün derinleşen boşluklar açtınız.  Daha milletimize hesabını veremediğiniz, bu adaletsizlikler için; Çok merak ediyorum, ruz-u mahşerde, nasıl hesap vereceksiniz? Aziz milletim; İşin en acısı da, ne biliyor musunuz? Bugün yaşadıklarımızın, tek suçlusunun, Ak Parti olmasına rağmen, mesuliyetin, sadece Ak Parti’de olmaması… Eğer ki siyasetin; Popülizmle değil, akılla, Şahsi çıkarlarla değil, milletin sesiyle yapılmasını sağlayabilseydik, bugün, her şey çok farklı olabilirdi. İYİ Parti olarak biz, sadece yaptıklarımızdan değil, Yapamadıklarımızdan da, mesuliyet hissedenleriz. Çünkü, bizim anlayışımıza göre, mesuliyeti reddederek, siyaset yapılmaz. Evet, ne yazık ki, bugünlere gelmemize, engel olamadık. Ancak, yarın için mücadele etmekten, vazgeçecek değiliz. Einstein der ki:

“Delilik, aynı şeyleri yapıp, farklı sonuç beklemektir.” İşte bu yüzden biz, Herkesin, kendi iktidar sahasında, halinden gayet de memnun olduğu, statüko siyasetini reddediyoruz! Ceketlerin, kola kutularının, millete seçenek olarak sunulduğu, dayatma siyasetini reddediyoruz! Her türlü öfkeyi, kini, kutuplaşmayı besleyen, popülist siyaseti reddediyoruz!

Milletimizin umudunu yeşertmek için, Heyecanını canlandırmak için, Güveninin tazelemek için, Velhasıl; o zincirleri kırıp, o cevheri, yeniden göğe yükseltmek için, şanla dolu, yepyeni bir yol açıyoruz! Çapulcu diyenlere karşı da, Cahil diyenlere karşı da; 85 milyon Türk milletinin, topyekûn azizliğini savunuyoruz! Önüne gelenin, siyasi çıkarlarına göre, manivela yapmaya kalktığı, Türk milliyetçiliğinin, gür sesini, duyurmaya geliyoruz! Beceriksizliğe ve hatta millet düşmanlığına bile, kalkan yapılan demokrasi, esaslı olarak nasıl işletilirmiş, herkese öğretmeye geliyoruz!

Zengin, güçlü ve mutlu bir Türkiye, nasıl inşa edilirmiş, cümle aleme göstermeye geliyoruz!  Aslında biz, bundan sonra da, en iyi bildiğimiz şeyi, yapmaya devam edeceğiz. İl il, ilçe ilçe, sokak sokak, kapı kapı gezip, milletimizin ayağına gideceğiz. Her bir vatandaşımızın taleplerini, isteklerini, ve varsa eleştirilerini dinleyeceğiz. Onlara bahaneler değil, çözümlerimizi anlatacağız. (Sami Gökçe))

Exit mobile version