CHP’deki değişim hareketinin üzerinde fazlaca durmamızın nedenlerinin başlında laiklik ilkesinin savunulması gibi en önemli görevi üstlenmesinin gerekliliğini yer aldığını unutmamak gerekir.
Ülkede bir sistem karmaşası var.
Bir yandan Atatürk’ün temellerini attığı ve yüzü çağdaşlığa dönük bir Türkiye.
Öte yandan ülkeyi çağın gerisine götürmek isteyen bir anlayış.
İşte bu iki görüş, amacına ulaşabilmek için mücadele içinde.
Başta CHP olmak üzere muhalefetin önemli bir kısmı, çağdaş bir ülkede yaşamak istiyor. Bu nedenle çağdaşlıktan geriye gitmemek için gereken uğraşı veriyor.
Bunun için de, yürürlükte olan anayasamızın değişikliğinin dahi teklif edilemeyeceği ilk 4 maddesine sımsıkı sarılıyor.
İlk 3 maddede Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin nitelikleri, resmi dili, bayrağı ve milli marşı ile başkenti belirleniyor ve dördüncü maddede ise bunların değiştirilemeyeceği net bir şekilde belirtiliyor.
Bu dört madde içerisinde, ikinci maddeye dikkat çekmek istiyorum.
Anayasamızın ikinci maddesi şu hükümleri içerir:
Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti; toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçtaki belirtilen temel ilkelere dayanan, DEMOKRATİK, LAİK VE SOSYAL BİR HUKUK DEVLETİDİR.
Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin, çağdaşlığa yüzünün dönük olması gerektiğinin en büyük göstergesidir bu 4 madde.
Bu nedenledir ki CHP içindeki değişim hareketini dikkatle takip etmek gerekiyor.
Çünkü CHP ve CHP ile aynı çizgide olan partiler çağdaşlığı ilke edinmiş ve bu nedenle de çağdışı olma isteklerine dur diyen fikirlerle beyinleri doludur.
Bunun böyle bilinmesinde sayılamayacak çok yararlar vardır.
Laik, demokratik ve sosyal devlet anlayışı ülkenin daima ileriye götürülmesi için vazgeçilmez bir kuraldır.
Bu kuralı korumak, kollamak ve daha da ileriye taşımak; Atatürk ilke ve devrimlerinin gereğidir.
Bunu böylece bilmek, gereklerini yerine getirmek milli bir görevdir.
Bu görev gereği de, CHP’deki değişim isteklerini ve bu istek doğrultusunda başlayan hareketliliği dikkatle takip etme zorunluluğunu bir kez daha hatırlatıyor ve Türkiye’nin yüzü daima ileriye dönük olacaktır diyoruz…