İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 19 Mart’ta yaşanan darbe girişiminin durdurulduğunu, ancak tehditlerin hala devam ettiğini belirtti. İmamoğlu, hükümetin seçimi kaybettikten sonra yaptığı müdahalelerin ve sahte tanık arayışlarının, halkın vicdanını sızlatacağını vurguladı.
Ekrem İmamoğlu’ndan önemli açıklamalar: “Darbe durduruldu ama tehlike geçmedi”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Silivri Cezaevi’nde eski CHP’li milletvekili ve gazeteci Mustafa Balbay ile gerçekleştirdiği görüşmede önemli açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, 19 Mart’ta yaşanan olayların bir darbe girişimi olduğunu ve darbenin durdurulduğunu ancak tehlikenin hala devam ettiğini ifade etti.
CHP’nin gücünü pekiştiren kurultay ve birliği koruma çağrısı
İmamoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) son kurultayını da değerlendirdi. Kurultayın CHP için önemli bir dönüm noktası olduğunu belirten İmamoğlu, partinin bütünlüğünü korumanın hayati olduğunu vurguladı. “CHP’yi güçlendiren, bütünlükçü bir kurultay oldu.” şeklinde konuşan İmamoğlu, partinin içinde her bireyin mücadelenin dışında kalmaması gerektiğini belirtti.
İmamoğlu, bu aşamadan sonra partisinin en güçlü şekilde birleşerek ortak hedefler doğrultusunda hareket etmesi gerektiğini, aksi takdirde verilen mücadelenin etkisinin azalacağını söyledi.
19 Mart: Darbe girişimi ve halkın direnci
19 Mart’ta yaşanan olayları da değerlendiren İmamoğlu, “19 Mart bir darbe girişimiydi. Darbe durduruldu ama tehlike geçmedi.” dedi. Bu tarih, halkın büyük bir direncinin sergilendiği, milletin gücü ile CHP ve diğer muhalefet partilerinin birleştiği bir dönem olarak tarihe geçti. İmamoğlu, “Uyanık olmalı, mücadeleyi bir an bile bırakmamalıyız” diyerek halkı ve parti tabanını bu kritik süreçte dikkatli olmaya çağırdı.
Ayrıca, iktidarın halkı “tebaa” olarak gördüğünü söyleyen İmamoğlu, tebaa olgusunun Osmanlı’dan bu yana geçtiği bir kavram olduğunu ve bunun 105 yıl önce sona erdiğini belirtti.
Seçim sonrası yapılan müdahaleler ve sandık hırsızlığı iddiaları
İmamoğlu, 2019’daki yerel seçimlerden sonra yaşanan hileli girişimlere dikkat çekti. İmamoğlu, seçimde kaybeden iktidarın, sandık hırsızlığı yapmaya çalıştığını ve bunun en büyük hırsızlık olduğunu savundu.
“En büyük hırsızlık sandık hırsızlığıdır, milli irade hırsızlığıdır.” şeklinde sert ifadeler kullanan İmamoğlu, demokratik değerlerin ve halkın iradesinin hiçe sayılmasının kabul edilemez olduğunu belirtti.
Sahte tanıklar ve adalet arayışı
İmamoğlu’nun açıklamalarında yer verdiği bir diğer önemli konu ise sahte tanık arayışlarıydı. İktidarın, kamuoyunu manipüle etmek ve suçu örtbas etmek için sahte tanıklar aradığını dile getiren İmamoğlu, bu tür alçakça girişimlerin halkın vicdanını derinden yaralayacağını ifade etti.
“Kamuoyunu ikna edecek bir tutanak oluşturmak için sahte tanık arayışını sürdürüyorlar” diyen İmamoğlu, hükümetin sınırları aşan bu çabalarına karşı halkın dikkatli olması gerektiğini belirtti.
Ekonomide güven krizi ve yönetim eleştirisi
Son olarak, Türkiye ekonomisindeki durumu ele alan İmamoğlu, hükümetin ekonomi yönetimini sert bir şekilde eleştirdi. “Sen milletin 55 milyar dolarını hangi hakla yakıyorsun?” diyerek iktidarın ekonomik kaynakları nasıl israf ettiğini sorguladı. Ayrıca, ekonomik güven kaybının Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olduğunu belirtti.
“Ekonomide güven her şeydir.” şeklinde konuşan İmamoğlu, halkın artık bu iktidarın sorunlara çare olmayacağına inandığını ve güven kaybının her geçen gün arttığını belirtti.