İnsafınız kurusun

Siz de zerre kadar vicdan kalmamış Antakya Turizm Derneği Başkanı Sabahattin Nacioğlu, kent genelindeki yerel idarelerin yaptıkları işlerden daha çok yapmadıklarıyla vatandaşı çileden çıkardığını söylerken, buna dair tepkisini de paylaştı Büyükşehir-İlçe Belediyeleri çekişmesinde olan halka oluyor. Yollar çukurlarla dolu, tozdan geçilmiyor. Kış öncesi görüntü çok kötü. Vatandaş ise sorumlu yerel yönetici ya da yetkili bulamıyor. […]

Siz de zerre kadar vicdan kalmamış

Antakya Turizm Derneği Başkanı Sabahattin Nacioğlu, kent genelindeki yerel idarelerin yaptıkları işlerden daha çok yapmadıklarıyla vatandaşı çileden çıkardığını söylerken, buna dair tepkisini de paylaştı

Büyükşehir-İlçe Belediyeleri çekişmesinde olan halka oluyor. Yollar çukurlarla dolu, tozdan geçilmiyor. Kış öncesi görüntü çok kötü. Vatandaş ise sorumlu yerel yönetici ya da yetkili bulamıyor.
Büyükşehir Belediyesi’ni iş için arayanlara yanıt, ”Antakya Belediyesi sorumluluğunda”, Antakya Belediyesi’ni arayan vatandaşa yanıt da “Büyükşehir sorumluluğunda” denilerek sorumluluk alınmak istenmiyor, vatandaşla ilgilenilmiyor, ilgilenildiği izlenimi verilmek istenen vatandaşa da yalan-yanlış bilgi veriliyor.
İlimizde Büyükşehir Belediyesi ile bazı ilçe belediyeleri arasında kimi zaman yaşanan çekişmeler ve anlaşmazlıklar vatandaşın günlük yaşamına dek indirgendi. Sade vatandaş, hizmet için Büyükşehir Belediyesi’ni aradığında, “İlçe belediyesi sorumluluğunda” denilirken, ilçe belediyesi arandığında ise “Büyükşehir sorumluluğunda” denilerek, tabiri caizse “TOP TAÇA ATILIYOR” ve vatandaş da ortada bırakılıyor. Dolayısıyla hizmetler de yürümüyor.
Bu sözcükler, geride kalan 3,5 yılda kimi zaman yaşanan gerçekler. Gerek Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı ve gerekse AKP’li İlçe Belediye Başkanlarının vatandaşla ve esnafla görüşmelerinde ya da değişik toplantılarda birbirlerini suçlayan tavır ve konuşmaları ister istemez tabana yansıyor ve sıkıntılar yaşanıyor.
Bu gelişmeler, belediyelerdeki personele de yansımış durumda. Vatandaş, hizmet için belediye birimlerini aradığında artık ya muhatap bulamıyor, ya ilgilenilmiyor ya da ilgilenildiği gibi görünse de vatandaşa boşuna umut veriliyor, yalan yanlış bilgilerle kandırılıyor.
Antakya’da Turizm Derneği Başkanlığı yapan, kentte herkesin tanıdığı bir isim olan Sabahattin Nacioğlu, bugüne kadar tanık olduğumuz onlarca vatandaş gibi başına gelenleri kaleme döktü ve şöyle aktardı:
“Hatay’ın büyük şehir olduktan sonra alt yapı çalışmalarının tam hızla devam etmesi ve su boruların yenilenmesi takdire şayandır. Yollara, mahallelere, ara sokaklara su boruları döşeniyor. Buraya kadar her şey mükemmel. Fakat su borusu döşenmiş, bağlantısı yapılmış sokaklar kaderlerine terk edilmiş, tozdan çakıldan geçilmez ve vahim durumda. Hatay Büyükşehir Belediyesini arıyoruz, ‘Borular döşendikten sonra çukurları asfaltlamak Antakya Belediyesi’ne ait’ diyorlar. Antakya Belediyesi’ni arıyoruz, ‘Büyükşehir –asfaltlayabilirsiniz- diye onay vermediği sürece asfaltlayamayız’ diyorlar. Birbirleri arasındaki kopukluktan dolayı mağdur olan Hatay halkı ve mahalleli…
Ben, Akevler Mahallesi Şehit Uğur Ölçer Sokak’ta ikamet etmekteyim. Defalarca belediyenin yetkililerini aradım, ilgili müdürleriyle konuştum. Söz vermelerine rağmen, yama asfalt yapmadıkları gibi, bizle dalga geçer gibi ‘birkaç güne kadar yapacağız’ diyorlar, Ne gelen var ne de ilgilenen. İnsafınız kurusun. Siz de zerre kadar vicdan kalmamış. 3 aydan fazla zaman geçti.
Hatay halkı olarak, eşlerimiz balkona çamaşır asamıyor, arabalarımız tozdan geçilmiyor, kazılan çukurlar tam doldurulmadığı için araç lastiklerini parçalanıyor. Bu işçileri denetleyen kimse yok mu? Bu sıkıntı sadece benim mahallemdeki sıkıntı değil, tüm mahallelerde geçerli. ‘Hizmet yapıyoruz, sabredin’ diyorlar. Sabır taşı olsa çatlar be kardeşim.
Belediyeler arasında anlaşmazlığı halk niye çeksin, niye mağdur olsun? Biri SEFEROĞLU biride TELLİOĞLU! Amaçları yeşil vadi de değil. Bir daha nasıl başkan olurum? Seçim yaklaştığı zaman asfaltlamaya başlayacaksınız, biliyorum. Ama iş işten geçmiş olacak.
Hatay iline gelen yerli-yabancı turistler de isyanlarda. ‘Bu kadar güzel şehrinizi köstebek yuvasına çevirmişsiniz. Asi Nehri’nin yanından geçerken tüm Antakyalıların bok’u asiye mi akıyor’ diyorlar. ‘Şehrin temizliği kötü’ diyorlar. Biz, memleketimize döndüğümüz zaman iliniz hakkında nasıl bir reklam yapacağız? Antakya’nın, Defnenin yolları kötü, çukurdan geçilmiyor. Trafik keşmekeş, yollar, caddeler, sokaklar kirli, Asi Nehri kokudan geçilmiyor. Böyle mi anlatacağız. Yoksa hoşgörü şehri, medeniyet şehri, misafirperver şehir, kadim şehir mi diyeceğiz? Gönül isterdi ki güzel anlatalım… Bu eksiklerinizi giderin, biz de sizi ve belediyelerinizi alkışlayalım…” -Cemil Yıldız-

Exit mobile version