“SOKAK KÖPEKLERİ” konusu, “Bitmeyen Senfoni” misali ülkemizin önemli bir “Toplumsal Kanseri” olmaya ve maalesef ülkemiz insanlarına olduğu gibi sokak hayvanlarına da zarar vermeye devam etmektedir.
Ağustos 2015 tarihinde biri sözde sahipli, fakat zinciri takılmayıp başıboş bırakılmış, diğeri de kulağı çipli 2 köpeğin bana saldırmaları ve bacağımdan ısırmaları yanında, sahipli olanın dikenli tasmasının elimi ciddi şekilde yaralaması olmuştu. Konu, Eskişehir’deki mahalli gazetelerde manşet olarak haber yapılmıştı. Ben de konuyu mahalli televizyonlarda ve köşe yazımda gündeme taşımız, Büyük Şehir Belediyesini “KÖPEKLER İÇİN DOĞAL BARINMA ALANI” oluşturmadığı için eleştirmiş ve görevini yapmaya davet etmiştim. Yazılarımda ve konuşmalarımda, konunun yasalarını irdelemiş ve yasal yanlışlara değinmiştim.
Zamn zaman sabah karanlığında okuluna gitmekte olan bir öğrenciye grup halinde sokak köpeklerinin saldırısı ve ciddi yaralamaları olayları ile konu tekrar güncel hale geliyor.
Son olarak da konu TBMM’sinde 7527 nolu HAYVANLARI KORUMA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YASASI ile tartışılmaktadır.
Toplum olarak ancak Medyaya yansıyan Sokak Köpekleri Saldırıları olaylarından haberdar oluyoruz. Haberimizin olmadığı olayların sayısını ise bilmiyoruz. Haberdar olmadığımız köpek saldırının sineye çekilmesinin temelinde, muhtemelen bu tip olaylarda hem bir yaptırım uygulanmamasının hem de yetkili kurumların gerekeni yapmamakta olduklarının görülmesi bulunmaktadır.
Gelişmiş Batı Ülkelerinde sokaklarda sahipsiz köpeklere rastlanmamaktadır. Çünkü bunlar “DOĞAL YAŞAM VE BARINMA ALANLARI” nda toplanıp, sahipsiz olarak sokaklara bırakılmıyor ve insanlar köpeklerin saldırılarından korunmuş oluyor. Bu yöntemle aynı zamanda hayvanlar da insanların vereceği zararlardan korunmuş oluyorlar.
Böylece de hem insanlara, hem de hayvanlara ÖZGÜRLÜK HAKLARI sağlanıyor.
Hayvan Hakları ile ilgili olmak üzere 2004 tarihli 5199 ve 2021 tarihli 7332 sayılı iki Kanun bulunmaktadır.
HAYVAN HAKLARI KANUNU-SOKAK HAYVANLARININ HAKLARI
Kanun No. 5199 Kabul Tarihi: 24.6.2004
Madde-3 /f) Sahipsiz hayvan: Barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvanları,
Madde-4 /g) Hayvanların korunması ve rahat yaşamalarının sağlanmasında; insanlarla diğer hayvanların hijyen, sağlık ve güvenlikleri de dikkate alınmalıdır.
- h) Hayvanların türüne özgü şartlarda bakılması, beslenmesi, barındırılma ve taşınması esastır.
HAYVANLARI KORUMA KANUNU İLE TÜRK CEZA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN – Kanun No. 7332 Kabul Tarihi: 9/7/2021
Bu değişiklik Kanunu ile yenilik olarak hapis cezaları eklenmiştir. Büyük şehir Belediyelerine olan “DOĞAL HAYVAN BARINMA ALANI” oluşturma maddesine uymayan Belediyeye herhangi bir yaptırım yine getirilmemiş ve sanki basit bir öneri gibi bırakılmıştır.
Yine aşıları ve bakımı yaptırılmak üzere “GEÇİCİ BAKIM EVLERİNE” alınan sokak köpeklerinin “aşı ve gereken geçici bakımlarından sonra alındıkları sokak veya mahalleye tekrar bırakılır” maddesi bu değişiklik Kanununda aynen bırakılmıştır.
Halbuki Kanunun 6’ncı maddesinde, sahipsiz köpeklerin sonra “alındıkları yere bırakılmaları” belirtilmişse de, “çevreye olabilecek olumsuz etkilerini gidermeye yönelik tedbirler” alma sorumluluğu da vurgulanmıştır. İşte bu ifade, resmi görevlilerce görmezlikten gelinmekte ve çiplenen hayvanlar yine sokaklara bırakılınca, hem perişanlığa mahkum edilmekteler, hem de insanlar rahatça yürüyüş, spor ve dolaşmalarını yapamaz duruma gelmiş bulunmaktadırlar.
Diğer bir ifade ile hem İnsanların hem de hayvanların özgürlükleri sağlanmamış oluyor.
Son olarak da 31 Temmuz 2024 tarihinde HAYVANLARI KORUMA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK KANUNU yasalaşmıştır.
Bu yasada Kanunun amacı maddesine “insan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilmek kaydıyla” ibaresi eklenmiştir.
Kanunda sadece “Hayvan bakımevi” ifadesine yer verilmiş, “DOĞAL YAŞAM ALANLARI” ifadesine yer verilmemiş ve hasıraltı edilmiştir.
Sokak köpeklerinden kulaklarında Çip olanların kısırlaştırıldığı ve saldırganlıklarının azalmış olduğu gibi bir “ÖN YARGI” oluşturulmuş durumda. Halbuki bu köpekler, özellikle karanlık ve gündüz aydınlığı tam oluşmadığı zamanlarda gruplaşıyorlar ve saldırgan da oluyorlar. Bu nedenle de gece vardiyalarına, kışın halen karanlık olduğu için bu saatlerde işlerine yetişmek üzere koşuşturan işçi veya öğrenciler, sokak köpeklerinin her an saldırılarına maruz kalıyorlar. Saldırı ve ısırılmaya maruz kalmasalar, bile risk altında ve tedirgin, korku tedirginlikli bir psikoloji ile yürümek zorunda kalıyorlar.
- Her Büyükşehir Belediyesi, yasal sorumluluğunu hatırlayarak kendisine yakışır büyük bir Hayvan Bakımevi /barınağı, Hayvan Hastanesi ile “DOĞAL YAŞAM ALANI” da kurmalıdır.
Çünkü zaman zaman insanlara saldırma riskleri taşımakta olan Köpeklere yönelik olacak bu alanlarda sürekli bakılacak, düzenli aşıları yapılacak ve insanların rahatsız olmaları engellenmiş olunacaktır. Çünkü alındıkları sokaklara bırakılan köpeklerin kısırlaştırılması, sadece üremesi için olmakta, saldırganlık iç güdüleri devam etmektedir. Mevcut Geçici Barınaklar veya Hayvan Bakımevlerinde sadece ilk aşıları yapılabilmekte, tekrar aşılarını yapmak ise çoğunlukla mümkün olamamaktadır. Böylece de bu köpekler sokaklarda 3 ay sonrasında paraziter zoonozlara ve 12 ay sonra da kuduza karşı korumasız kalmaktadırlar. Bu yönleri ile de insanlar için risk oluşturmaktadırlar. Çünkü bu köpekler, her yere dışkılarını bırakmaktadırlar.
Belediye hudutları içinde olmak üzere böylesi “Geçici Bakım ve Barınma Evleri” yanında ayrıca “DOĞAL YAŞAM ALANLARI” oluşturma HHK’nun 6’ncı Maddesindeki ilk yasal göreve uygun bir girişimdir. Bunlar için yasal yaptırımlar olmalıdır. Son Kanunda, böylesi yaptırım sadece Barınma Evi yaptırmayan Belediye yetkililerine konulmuştur. Bu arada “Hayvan Haklarını Koruma Dernekleri” de gerekli zorlamalarda bulunmalı ve faaliyetlerini salonlardan Barınma evleri ile Doğal Yaşam Alanlarının desteklenmesi ve denetlenmesine yaymalıdırlar.
İlçe Belediyeleri de barınak-bakımevi ve /veya DOĞAL YAŞAM ALANLARI açmaları teşvik edilmeli ve gerekirse Bakanlık, Merkez Belediyeler veya Özel İdareler tarafından maddî destek sağlanmalıdır.
- Ötonazi konusu çok ayrıntı ve dikkat ile belirlenmiş kriterlere uymayı gerektiren bir konu. Denetlenme çok çok önemlidir.
- Diğer ilçe ve köylerden köpek eklenmemesi için kolluk kuvvetleri tarafından, kontroller sıklaştırılmalı
- Sahipli köpeklerin vergilendirilmesi ek madde olarak eklenmelidir.
- Emniyet bünyesinde Hayvan Polisi yapılanmasına gidilmeli ve ek madde olarak eklenmelidir.
Beklentim, eksikliklerin yeni ek maddeler şeklinde yasalaşmasıdır.
Son cümle:
“Sahipsiz köpeklerin insanlara olacak zarar vericiliklerine karşı önlem almamak, insan haklarına önem vermemektir. Köpeklerin sokağa bakımsız ve başıboş bırakılmaları da hayvan haklarını korumamak ve onları sahipsiz bırakmak demektir” diye düşünüyor ve
“İNSANLAR İÇİN SOKAKLARIN KÖPEK RİSKSİZ, KÖPEKLER İÇİN DE DOĞAL BARINMA ALANLARI” olmasını diliyorum.
NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: “DİN VE BEYİN”, “SON DAVET KUR’AN Tercümesi”, “KUR’AN KADINI KORUYOR”, “OKU! Konularına göre Kur’an ayetleri”, “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE 7 KONUDA ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL”, “ÖZDE DİNDAR, SÖZDE DİNDAR”, “ALLAH KİMİ SEVER, KİMİ SEVMEZ”, “HADİS VE SÜNNET GERÇEĞİ” ve “KUR’AN-İNCİL-TEVRAT. ORTAK OLAN VE OLMAYAN MUHKEM KURALLAR”