Başlık, ünlü Alman ozan Hölderlin’e aittir.
Yarın 21 Mart Dünya Şiir Günü.
Diğer etkinliklerde olduğu gibi, Pandemi koşullarında ozanlar seslerini zoom üzerinden duyurmaya çalışacaklar.
Geçmişten günümüze kadar binlerce şiir tanımı yapılmıştır: Derler ki, her şairin kendisine göre bir şiir tanımı vardır:
TDK Sözlüğü şiiri: “Zengin sembollerle, ritimli sözlerle ve seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan edebî anlatım biçimidir” şeklinde tarif eder. Osmanlı döneminde genel olarak “mevzun ve mukaffa söz” yani “vezinli ve kafiyeli söz” tanımı kabul görmüştür.
Yahya Kemâl’e göre “şiir musikidir, fakat bildiğimiz musikiden farklı bir musikidir.”
Cahit Sıtkı’ya göre, “Kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır.”
Ahmet Haşim şiiri, “Söz ile musiki arasında olan fakat sözden ziyade musikiye yakın olan bir lisan” olarak tanımlar.
Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya göre “şiirler, nereden geldiği belli olmayan, tanımı yapılamayan, bütün yaşamımızı etkileyen boyutları evrence süren ateşböcekleridir.”
Cemal Süreya şiir üzerine birçok değerlendirmelerde bulunmasına rağmen genel bir şiir tarifi yapmamıştır. Başka şairler tarafından yapılan tanımlamaları değerlendirir. Süreya’ya göre “her şiir tanımının, bakış açısına bağlı bir doğruluğu vardır. Şiire bakışlar farklı farklı olsa da Süreya her anını şiirle yaşayan, ince eleyip sık dokuyan ve az üreten bir şair. Düşüncesinde öne çıkardığı özellik, şiir eyleminin odağında insanın olmasıdır:”
“Pasternak’a göre şiir, kişinin ayağının altındaki otlar, çiçekçiklerdir, onu koparmak, eline almak için biraz eğilmek yeter. Brodski öyle düşünmüyor. Ona göre şiir” göklerle bir iletişim olanağıdır. Meleklerle iletişim kurarsınız. Bu iki tanımın ardındaki somut gerçeği düşündüm.
Bilindiği gibi, PEN Türkiye Yazarlar Derneği, her yıl bir şaire ödül verir ve o şair 21 Mart Dünya Şiir Günü Bildirisi’ni hazırlar.
Bu yıl Dünya Şiir Günü Bildirisi’ni Şair Erdal Alova hazırladı.
O anlamla bildiri farklı sayfalarda yayımlandı. Bir şekilde bulup mutlaka okumalı. Bildiride,
“Şiir Sanatı ve onun etkin öznesi olan şair, Sappho’dan, Homeros’tan, Yunus’tan bu yana, durup dinlenmeden bu kutsal çalışmasını sürdürürken, insanı yeniden insanla buluşmaya çağırır.
Bu yüzden, ‘şiir öldü’, ‘şiir geriledi’ gibi anlamsız çıkışlar ancak duyarsızlıkla, bilgisizlikle açıklanabilecek yargılardır.
Şairler susmadıkça şiir ne ölür ne de geriler. Ancak, zaman zaman gölgelenir, araya giren parazitler yüzünden; sesi zor duyulur ya da tam anlaşılmaz. Günümüzde bu parazitlerin en güçlüsü görsel saldırganlıktır. TV’siyle, bill-board’larıyla, reklam endüstrisiyle, toplumu yanılsamaya sürükleyen programlarıyla, söz konusu saldırı kapitalizmin yürüttüğü bir abrakadabra harekâtı, iflah olmaz bir tamahkârlık gösterisidir. Ve bu korkunç yanılsamanın gölgesi altında kalan, Şiir’in o kadim sesi, o şairane/ozanca yaşama biçimi tehdit edilmekte, giderek, tümüyle ortadan kalkma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.”
Gerçekten şiir Ölüyor mu? “Şiirin öldüğü veya ölmekte olduğu iddiası, zaman zaman ortaya atılır. Ama şiir, her seferinde iddiayı geçersiz kılar. Ölen, yerleşik beğenilerdir; yaşayan ise tazeleyici atılımlardır. Seksen iki yıl önce Ulus gazetesinde yayımlanan “Şiir ölüyor mu?” sorulu ankete verilen cevaplar ve bunların doğurduğu yankı; şaire, şiire ve bunların algısına ilişkin önemli bir uyarandır.”
Antik Yunan’da okumanın iyileştirici etkisi olduğuna inanılırdı. Melankolik ruhları temizlemek için aşk şiirleri okuturlardı onlara.
Nazım’ı, Can Yücel’i, Yahya Kemal’i, Cahit Sıtkı’yı, Edip Cansever’i, Turgut Uyar’ı hayatımda ilk defa okuduğum anları hâlâ anımsıyorum. Duyduğum o hazzı… Aşkı, umudu, hüznü kitaplardan öğrendim.
“Şiirin çökmesi, ruhun, imgenin de yok olması demektir. Hepimiz şiirin yücelmesi için çabalamalıyız.” diyor Doğan Hızlan.
“Terk edilmiş bir sevdalı gibi yapayalnız, ama mağrur durdu tarihin akışına inat…” diyor şiir için Can Dündar, “Yârim Haziran” adlı yapıtında.
“Şiirin mutlaka ciddi bir izleyicisi, okuru vardır. Ancak şiir bunun daha fazlasını hak ediyor. Acımasız hayat karşısında şiir, dimdik ayakta durmayı becerebildi.” Diyor başka bir yazarımız.
Yerel yönetimlerin sanata, kültüre, edebiyata biraz daha destek vermesini diliyorum.
Evet şiirin yücelmesi için çaba sarf etmeye devam edeceğiz.