İnsanlığın En Büyük Eylemi “Gerçeği Söylemek”

Gerçeği Söylemek Orhan Tüleylioğlu’nun 2021 yılında yayımlanan bir yapıtı. Gerçeğin ayrıntılarda olduğunu bilen Tüleylioğlu, ozanlığının da etkisiyle, bilginin özünü, fazla söze gerek duymadan ama çağrışım dolu, öykü güzelduyusunda metinlerle işler. Adeta kazıbilimci gibidir; elekten geçirir, fırçalarla ağır ağır yılların, yüzyılların kalıntılarını temizler. Gün ışığına çıkarır. “Mükemmelliğe, eklenecek bir şey kalmadığında değil, çıkarılacak bir şey bulunamadığında […]

Gerçeği Söylemek Orhan Tüleylioğlu’nun 2021 yılında yayımlanan bir yapıtı.

Gerçeğin ayrıntılarda olduğunu bilen Tüleylioğlu, ozanlığının da etkisiyle, bilginin özünü, fazla söze gerek duymadan ama çağrışım dolu, öykü güzelduyusunda metinlerle işler. Adeta kazıbilimci gibidir; elekten geçirir, fırçalarla ağır ağır yılların, yüzyılların kalıntılarını temizler. Gün ışığına çıkarır. “Mükemmelliğe, eklenecek bir şey kalmadığında değil, çıkarılacak bir şey bulunamadığında ulaşılır” diyen Exupéry’yi anımsatır Tüleylioğlu’nun biçemi. Yontu Ustası Auguste Rodin de böyle düşünmez mi? Rodin, babasının da uzak görüşlülükle sağladığı destekle, özgüvenini korur, tanınan bir sanatçıdır; Paris’tedir. Genç Ozan Rainer Maria Rilke Rodin’le dostluk kurar; ustayla ilgili kitap yazmaktadır. Dostluk öyle verimli sonuç yaratır ki Rodin’i en güzel ve yakın dillendirişiyle, Rilke’den okur, öğreniriz. İzleyen zamanlarda Rilke de şiirde ustalaşır, Franz Xaver Kappus’a yazdığı mektuplar, ölümünden sonra Genç Bir Şaire Mektuplar adıyla kitaplaşır, çok beğenilir…

Faşist Savcının, göstererek, “Bu beynin işlemesini yirmi yıl engellemek zorundayız” dediği Antonio Gramsci’nin yönettiği L’Ondine Nuovo adlı günlük gazetenin ilk sayısının manşeti şöyledir: “Gerçeği söylemek devrimciliktir.” Gramsci boyun eğmeyen, uzlaşmayan, her koşulda üretmekten geri durmayan toplumcu düşünürdür. Yapıtları günümüzde de diridir. Olanağı varken İtalya dışına gitmeyi onuruna yediremez. Yıllar süren hapishane koşullarında faşizmin tarihsel çözümlemesini yapar; ölümünden hemen sonra yaşananlarsa onu doğrular. Ölümünde hapishane ortamının etkisi açıktır…

Aynı yıllarda Fransa’da bir düşünür yetişir: Jean Paul Sartre. Silahaltına alındığı görece “serbest” kışlada sürekli okur, defterler dolusu yazar… Savaşın ardından varoluşçuluk düşün akımının en önemli sözcülerinden olacaktır.

Tüleylioğlu özlü felsefe tarihi yaklaşımı içinde yazar. Anadolu’nun felsefenin yurdu oluşu gerçeğini tutarlı biçimde açıklar. Thales, Anaksimandros, Anaksimenes… Bu çok duyarlı bir alandır. Hep gözden kaçırılır; Antikçağda bugünkü anlamda bir yurt ve yurttaşlık anlayışı yoktur, olanaksızdır. Çıkar çevresinde bir araya gelmiş krallıklar sözkonusudur. Ayrıca coğrafya etkilidir. Dolayısıyla Batı Anadolu’yu Yunan sayanların yanıtlaması gerekir: Yunan, Troya’ya neden saldırdı? Kendi toprağına mı saldırdı? Her şey bir yana, dünya felsefesinin de şiirinin de beşiği Anadolu’dur!

O gün bugündür başat çelişkiler değişmiyor; ezen-ezilen, yayılmacı-yurdunu koruyan, savaş-barış… Yine örnek mi? Günümüz ABD’sinde siyahlara yapılanların eziyetlerin yakın dönem hedeflerinden genç Felsefe Profesörü Angela Davis’in başına getirilenleri bilmek gerek.

Devlet siyasaları yanı sıra gelenekler, toplumsal gerilik de bir o denli bireyin, aydının düşmanıdır. Hele de hedefteki bir kadınsa… “Yaralarım aşktandır” diye çığlıklanan Furuğ Ferruhsad’ın yaraları, hâlâ bizde kanar. Yine genç yaşta yitirdiğimiz Yazar Oğuz Atay, sanat alanında olmamasını beklememize karşın, hiç eksilmeyen sıradanlığın, ahbap çavuş ilişkilerinin egemenliğinden yakınır. Ezenler, çıkar için yaşayanlar kitaplara da düşmandır. Bu gerçeği Ray Bradbury’den daha iyi kim yazabilir? Ve paranın gücünü bir şey sananların, bağnazlık sömürücülerinin ipliğini pazara Jack London’dan iyi kim çıkarabilir?

Türkiyemizin yurt olduğu Anadolu toprağı büyük insanlık birikiminin eşsiz parçasıdır; devrimci önderlerimiz, direnç anıtı yazarlarımız yeryüzü sözcüleriyle akrabadır: Mustafa Kemal Atatürk, Nâzım Hikmet, Deniz Gezmiş, Erdal Eren, Rıfat Ilgaz, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Fakir Baykurt, Server Tanilli… Bu yurttan umut kesilemeyeceği gibi, çok çalışmak ister: sıradanlığı kaldırmaz!

Gerçeği Söylemek aydınların, erdemlilerin yeryüzünde ağır yükler omuzlamış büyük bir aile olduğunu bir kez daha gösteriyor. Dönüp dönüp okunacak bir kitap.

(Gerçeği Söylemek, Orhan Tüleylioğlu, Karakarga Yayınları, 2021. )

 

 

Exit mobile version