İskenderunlu dostlarımıza gönülden tebrikler

Bölgemizin 2. Lig temsilcisi ve hepimizin Süpür Lig’e yükselmesini dört gözle beklediği İskenderunspor, Türkiye Kupası 5. turunda Süpür Lig temsilcimiz Hatayspor’u 1-0’lık skorla mağlup ederek adını bir üst tura yazdırdı ve gruplara kalma başarısını gösterdi. İskenderunlu dostlarımıza yürekten tebriklerimi iletiyorum. Ancak bu galibiyetin ardında çok daha derin bir anlam yatıyor. Maç öncesi kadrolara baktığımızda, ev […]

Bölgemizin 2. Lig temsilcisi ve hepimizin Süpür Lig’e yükselmesini dört gözle beklediği İskenderunspor, Türkiye Kupası 5. turunda Süpür Lig temsilcimiz Hatayspor’u 1-0’lık skorla mağlup ederek adını bir üst tura yazdırdı ve gruplara kalma başarısını gösterdi. İskenderunlu dostlarımıza yürekten tebriklerimi iletiyorum. Ancak bu galibiyetin ardında çok daha derin bir anlam yatıyor.

Maç öncesi kadrolara baktığımızda, ev sahibi takım İskenderunspor’un ideale yakın bir on birle sahaya çıkması, turu ciddiye aldıklarının net bir göstergesiydi. Disiplinli, ayağa pas yaparak ve kendilerine güvenerek oynadılar. Ve sonunda hak ettikleri galibiyeti elde ettiler. Peki ya Hatayspor? Ligin Süpür Lig temsilcisi olması gereken bir takım, ideal on birinden sadece üç oyuncuyla sahaya çıktı. Bu da, maçın başından itibaren bu takımın ne kadar eksik olduğunu ve turu geçme konusundaki ciddi şüphelerimi destekledi. Gerçekten, maçta iki pas dahi yapamadık desek, abartmış olmayız. Teknik ve taktik anlamda yazacak, çizecek pek bir şey yok açıkası.

Ancak burada dikkat çeken çok önemli bir nokta var: Kalan sekiz kişi içinde bir tane bile altyapıdan yetişme oyuncu olmaması, takımdan daha fazlasını beklemenin ne kadar yanıltıcı olduğunu gösteriyor. Ve maalesef, turu kaybetmekten daha kötü olan bir şey var: altyapıya gereken önemin verilmemesi.

Hatayspor’un mevcut durumunu değerlendirdiğimizde, Rıza Çalımbay’ın eski günlerindeki başarıları hep akıllarda. Sivas’ı üç yıl çalıştırıp, her sezon Avrupa’ya götüren ve bu süreçte bir Türkiye Kupası kazanan tecrübeli hocadan, aynı başarıyı beklemek ya da bu kadro ile turu geçmesini ummak, gerçeklikten uzak bir iyimserlikten başka bir şey değildi. Bugün bu sonucun ortaya çıkmasının temel sebebi ise; eski yönetimin ve belediye seçimlerinin bıraktığı belirsizlik süreci sonrası, sezon başında yapılmayan planlamalar, aceleyle yapılan transferler ve yeni yönetimin acemiliğidir. Hatayspor, Mersin’de maçlarını oynayan ve yaşam mücadelesi veren bir takım olarak, ligdeki konumuna bakıldığında bu kupadan elenmesi, üzülerek söylemeliyim ki belki de hayırlı olmuştur.

Ve şimdi, belki de en tartışmalı kısma geliyoruz: Hatayspor ile İskenderunspor eşleştiğinde herkes bu maçı derbi olarak nitelendirmeye başladı. Ancak bir derbinin ne olduğunu unutmuş gibiyiz. Son iki yıldır Mersin’de var olma mücadelesi veren, her iki şehirde de zor durumda olan ve bitap düşmüş iki takımın taraftarları arasında oynanan bu maç nasıl derbi olabilir ki? Maçtan önce, her iki takımın bazı taraftar gruplarının sosyal medyada gereksiz ve anlamsız şekilde ortamı germesi, maç sırasında da tatsız tezahüratların yapılmasına neden oldu. Hatayspor galip gelse, aynı şeyler yaşanacaktı, buna eminim. Bu tür davranışları kesinlikle yanlış buluyorum ve bu tür eylemleri gerçekleştirenlerin, Hatay şehrini ve kültürünü temsil ettiğini düşünmüyorum.

Exit mobile version