Gastronomi Şehrinin Elçisi
Gastronomi ünvanlı Hatay’ın yemeklerini İstanbul’da açtığı şubelerle kendi markası altında sunan ve bu alanda haklı bir şöhrete ulaşan Hatay Medeniyetler Sofrası’nın sahibi Burak Özdemir, yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde ‘kendine has tarifiyle’ önerilerde bulunmayı ihmal etmedi.
O, ‘çıraklığını yapmadığın işin ustalığını yapamazsın’ sözünü kendine yaşam felsefesi edinmiş, Hataylı bir ailenin 23 yaşındaki ‘lezzet ustası’, Burak Özdemir. 2011 yılında, İstanbul Aksaray’da 15 masalı bir dükkân ile başlayan Hatay Medeniyetler Sofrası ‘hikayesini’ örnek bir ‘girişimci başarısı’ haline getiren isimlerden bir tanesi.
Bu başarıya kaynaklık eden Hatay Mutfağı için konuşurken mi? Oldukça net bir mesaj veriyor:
“Hatay, bir gastronomi şehri… Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. Biz, Hatay’da kültür ve mezhep ayırmaksızın hep beraber büyüdük. Bu farklı kültürlerin yansıması doğal olarak yemeklere de yansıyor. Birçok farklı yemeğimiz var. Biz de bu yemekleri İstanbul’a taşıyalım ve Türkiye’ye tanıtalım istedik.”
Özdemir’in, bu tanıtıma eklenen ‘marka ismin’ hikayesi için söylediği mi?
“Dünyada ilk aydınlatılan cadde, Hatay’daki Kurtuluş Caddesi’dir. İlk keskiyle oyulan tünel, Hatay Titus Tüneli’dir. Böyle
-BAYRAMA ÖZEL-
Yaklaşık 150 çeşit yemeği misafirleriyle paylaşan Hatay Medeniyetler Sofrası’nda her yemeğin sunumu siparişine göre değişim gösteriyor. Kimisi tuzun, kimisi testinin, kimisi de güvecin içerisinde geliyor. Burak Özdemir’in ifadesinde de çokça yer bulduğu gibi… ‘Önce göz, sonra da mide doyuyor.’
Yaklaşan Kurban Bayramı’nı ise es geçmiyor, Hatay Mutfağı’nın İstanbul’daki marka temsilcisi Burak Özdemir. Söyledikleri mi?
“Türkiye’de et tüketiminin en çok arttığı dönemlerdir, Kurban Bayramları. Kurban Bayramı’nda kesilen kurbandan misafire ikram etmek de geleneklerimizdendir. Fakat bu ikramın, ev sahibini mahcup etmeyecek kadar lezzetli olması önemlidir. Et pişirmek kolay gibi görünse de, etin lezzeti ve besin değeri pişirme yöntemlerine bağlı olduğu için oldukça zor bir iştir.”
-PİŞİRME TÜYOSU-
Burak Özdemir, etin ilk başta orta ateşte pişirilmesini, kendi suyunu bırakmaya başladığı andan itibaren de kısık ateşte pişirilmesi gerektiğini söylüyor. Yumuşak olması için, etin terbiye edilmesi tavsiyesinde de bulunuyor. Etin ince
Kurban Bayramı’nda en çok yenen yemeklerden biri de, tabi ki olmazsa olmaz, kavurmadır. Burak Özdemir’în bunun için de özel bir tarifi var. İşte o detaylar:
-KAVURMA-
“Malzemeler; 1 kg. et için 200 gr iç yağı veya kuyruk yağı, 1 yemek kaşığı tuz (1 kg et için 20 gr tuz), 1 küçük kuru soğan (arpacık soğanı da kavurmaya çok yakışır).
Öncelikle, ısıtılmış geniş bir tencereye, etleri ve soyulmuş bütün soğanı koyup ağzını kapatın. Kendi kendisine sulanmasını bekleyin. Suyunu salan etin üste çıkan köpüklerini alın. Bir kere karıştırıp yeniden ağzını kapatın. Kendi saldığı suyu çekene kadar pişirmeye devam edin. Bu işlemi çabuklaştırmak için, etleri düdüklü tencerede pişirebilirsiniz.
Diğer tarafta, iç yağını küçük küçük doğrayın ve kızartın. Kakırdak denilen kavrulmuş yağları alıp, eriyen kısmı pişen etin üzerine dökün. Yemeğe atılan tuzun neredeyse iki katı tuz atın. 10 dakika kadar da bu şekilde pişirin. Kuyruk yağı çabuk donmaz, fakat iç yağı çok çabuk donar.
Kurban eti nasıl saklanmalı kısmına gelelim… Buzdolabında veya dondurucuda saklanması planlanan etlerin, kıyma, kuşbaşı gibi küçük parçalara ayrılıp, tek pişirimlik miktarlara bölünüp, buzdolabı poşetlerine konulması, hem sağlık hem de kullanım kolaylığı açısından doğrudur. Buzdolabında 1 – 2 gün, buzlukta eksi iki derecede 1 – 2 hafta, derin dondurucuda ise -18 santigrat derecede 3 ay saklanabilmektedir.”
Gastronomi ünvanlı bir kentin, kendini dışarıya anlatırken, dışarıda bu alanda zaten marka olan isimlerini kullanmasını beklemek iyimserlik mi? Buna dair cevabı, bu kenti bu anlamda yöneten ya da yönetmeye çalışanlara bırakalım, ama… Hatay Mutfağı’nı ulusal bir ‘başarı’ çerçevesi içine sokan Hatay Medeniyetler Sofrası’nın, yeni şubelere doğru yol alırken, dünyaca ünlü isimler yanı sıra Türkiye’deki ünlülerin de uğrak noktası haline geldiğinin altını çizelim. Olası bir işbirliğinin, kentin ‘yerel belediye’ imkanları arasına sıkışan çalışmasını çok farklı bir platforma taşıma olasılığına da dikkat çekelim.
-FENOMEN OLDU-
Yakında başka şubelerin açılışlarını yapma hazırlığındaki Hatay Medeniyetler Sofrası’nın genç Hataylı yüzü Burak Özdemir, kişisel olarak ‘marka’ ile anılmasını ise şu şekilde açıklıyor:
“Her zaman için doğallığımı ve mesleğimi ön plana çıkarttım, çocuk yaştan bu yana öğrendiğim bütün bilgimi daha çok çalışarak geliştirdim ve insanlara hep farklı, güzel lezzetleri sunup Türk Mutfağı’nın eşsiz tatlarını dünyanın dört bir tarafına tanıttığım için fenomen oldum. Öncelikle, mesleğimi çok seviyorum. En önemli etkenlerden bir tanesi ise yenilikçi olmaktır. Misafirlerimiz ve takipçilerimiz için çok
-FAVORİ LEZZETLERİ-
Hatay’ın İstanbul adresinde en fazla tercih edilen lezzetlerden biri, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ATSO) tescilli tatlısı, Künefe. Tabi, Medeniyetler Güveç ve Humus da favori ve vazgeçilemeyen lezzetler arasında. Peki, bu kadar lezzete artık dar gelen şu an ki şube sayısının geleceği mi?
Burak Özdemir’in buna dair kelimeleri ise şöyle:
“Hatayımızın eşsiz lezzetlerini Hatay Medeniyetler Sofrası farkıyla bütün dünyaya tanıtmak istiyorum. Şu an için İstanbul’da Etiler, Taksim ve Aksaray’da şubelerimiz var. Hedeflerim arasında şubelerimizi arttırmak var.” -Tamer Yazar-