İstanbul’un Kapalıçarşısı

Antakya’nın Uzun Çarşı’sı İstanbul Kapalıçarşı’da son 2 senedir devam eden restorasyon çalışmaları kapsamında 31 bin 500 metrekare ‘tavan el kalem işi’ yapıldığına işaret eden Hataylı bir turizmci, “Biz, modern bir AVM haline dönerken, aslında geleneksel olanın nasıl ayakta tutulabildiğinin örneğine İstanbul imza atıyor” dedi. 11 ana kapısından içeriye davet ettiği misafirlerini bünyesindeki 18 tarihi Han’da […]

Antakya’nın Uzun Çarşı’sı

İstanbul Kapalıçarşı’da son 2 senedir devam eden restorasyon çalışmaları kapsamında 31 bin 500 metrekare ‘tavan el kalem işi’ yapıldığına işaret eden Hataylı bir turizmci, “Biz, modern bir AVM haline dönerken, aslında geleneksel olanın nasıl ayakta tutulabildiğinin örneğine İstanbul imza atıyor” dedi.

11 ana kapısından içeriye davet ettiği misafirlerini bünyesindeki 18 tarihi Han’da ağırlayan, geçmişi Osmanlı’ya dayanan, İstanbul Kapalıçarşı’da son iki senedir devam eden restorasyon kapsamında çatı tamamen onarılırken, atık su ve temiz su kanalları ise tamamen değiştirildi. Elektrik ve fiber kabloları yenilenirken, deprem güçlendirme, beden duvarları ve tavanlardaki kalem işi çalışmalarında ise sona gelindi.

Kapalıçarşı içinde; 62 sokak, 2 bedesten, 18 han yanı sıra 2486 dükkân yer alıyor. İstanbul’un bu geleneksel üretim adresinde; 65 iş kolu bulunuyor (halıcı, derici, gümüşçü, kuyumcu, çinici, tekstilci, hediyelik eşyacı, demirci, çantacı, örücü, kumaşçı vs.)

-YAPILANA BAKIN!-

Benzer bir sürecin, Antakya’nın belki de en önemli turistik alanlarının başında gelen tarihi Uzun Çarşı’da da yaşandığına işaret eden Hataylı bir turizmci, “Biz, modern bir AVM haline dönerken, aslında geleneksel olanın nasıl ayakta tutulabildiğinin örneğine İstanbul imza atıyor” değerlendirmesinde bulundu, eleştirileni ve dikkati çekilen detayları ise şöyle sıraladı:

“Eski Antakya evlerine baktığınızda, bizde de ciddi anlamda kalem işleri var, desenler var, taş oymacılığı var, ahşabın bir kültürü, yaşama sinmiş bir kullanım alanı var. İstanbul, kendini yenilerken, kendi gelenekselini de yaşanmışlığına katıyor. Biz ise hepsini eliyoruz, elde kalan ve de birilerinin ‘uygun’ dediğine ‘işte bu’ deyip, durumu noktalıyoruz. Ama noktalanan şeye bugün bakan kimse durumdan memnun değil. Çıkan, çık bir şeyler ama… Güzel değil! Bu kenti karşılamıyor! Bu kenti anlatmıyor! Bu kentin eski değerlerini yansıtmıyor! Yapılana bakın! Mesela, nerede o taş işçiliği? Nerede o ahşap kültürü? Sahi ne yaptık? Birbirine benzeyen bir sürü dükkanı yan yana dizdik. Tıpa tıp benzeyen dükkanlar! Ama bu projede zemin çalışması yok! Bu projede, çarşı içindeki çeşmeler yok! Bu projede, eski kent dokusunu, geleneksel ürünler satan dükkanlara yansıtma kaygımız yok.

Başta da dediğim gibi… Biz, modern bir AVM haline dönerken, aslında geleneksel olanın nasıl ayakta tutulabildiğinin örneğine İstanbul imza atıyor.”

-Haber/Tamer Yazar-

Exit mobile version