İnsan sağlığının, yalnızca bedensel, duygusal ve düşünsel olduğunu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü “bilgi sağlığı” diye bir şey var.
Televizyonun, bilgisayarın, internetin, facebook’un, cep telefonlarının tutsağı olarak bilgi çağını yakaladığımızı sanıyoruz.
Oysa yalnızca bakıyoruz; okumuyoruz, çok iyi söyleniyoruz da, bir şey söylemiyoruz.
Çünkü düşünmüyoruz, anlamıyoruz, eleştirmiyoruz!
Çünkü cana, canlılığa, yaşama katkısı olmayan bilgiyle kuşatılmışız.
Bilgi sağlığı bozuk insanların giderek çoğaldığı bir çağda yaşadığımızı öne süren Ahmet İnam, bu konuda bakın ne diyor:
“Sağlıklı bilgi, olgusal savlar içerdiğinde “doğru” olan, doğruluğu sınamaya açık bilgidir; mantıkça tutarlı bir yapı taşır; tutarlılığında sorunlar varsa bunu farketmeye çalışır, gerekçelendirir. Açık bilgidir. Kısaca, epistemik ahlakı olan, erdemli bilgidir. Canlı, tazelenen, tazelenmeye, yenilenmeye açık bilgidir. Eleştirilere duyarlı, savlarına “ters düşebilecek” bulguların üstünü örtmeyen bilgidir. Sağlıklı bilgi, sezgilere, sonata, örtük bilgiye açıktır. İnsanın bedeni duyguları, düşünmesi ve çevresiyle iki kişinin sağlıklı yürümesine yaratıcı atılımlarda bulunmasına olanak sağlar. Sağlıklı bilgi, sağlıklı yaşanan bilgidir. Eyleyicilerinin güvendiği, sorumluluğunu taşıdığı, onları özgül bilgiler geliştirmeye götüren bilgidir.”
Ahmet İnam “Bilenin yüzü, bilgisiyle olan ilişkisindeki aşkı, heyecanı, içtenliği yansıtır. Aşk, bilgi aşkı taklit edilemez. Sahtekârları hemen ele verir. Bilenin içtenlikle yüzüne yansır!” diyor ve bilginin, salt güçlü olmak, dünyada egemenlik, denetim kurmak isteyen, sığ, dar kafalı bilgi tacirlerinin eline geçmesinin, birçok bilim-kurgu romanında vurgulandığı gibi, dünyanın sonunu getireceğine inanıyor. Ve ardından şunları söylüyor:
“İnsanlar öğrenme aşkıyla, birbirini tanıma sevinci, coşkusu için değil de, birbirlerini tehdit olarak algıladıkları için bilgileniyorlar! Bu gerçek, ama çok acı. Bilgi bir gül, bir sevinç bir anlama, hoşgörme çabası olacak yerde, anmaya, sevgiye kapalı bir silah oldu iyice çağımızda. Bilgi çağındaymışız! Silahını bilgi örtüsü altında gizlemeye çalışanlar çağındayız. Ama savaşla savaşan sevginin bilgisi, bu silahı da, savaş budalası insanların elinden almayı bilecektir.”
Ne zaman mı?
Bence, okumayı, öğrenmeyi yaşamsal bir uğraş edindiğimiz zaman; bilmeyi bildiğimiz zaman; söylenmeyi bırakıp söylediğimiz zaman; evet işte o zaman…
Orhan Tüleylioğlu