İşte Türkiye’de tedavülden kalkan hastalıklar

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Genişletilmiş Bağışıklama Programı kapsamında uygulanan aşılamayla 1998'den bu yana çocuk felci, Nisan 2009'dan itibaren yenidoğan tetanozu, 2011'den bu yana difteri vakası görülmüyor.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Genişletilmiş Bağışıklama Programı (GBP) kapsamında uygulanan aşılamayla Türkiye’de 1998’den bu yana çocuk felci, Nisan 2009’dan itibaren yenidoğan tetanozu, 2011’den bu yana difteri vakasının görülmediği belirtildi.
Çeşitli hastalıklardan korunmada aşılama her yıl milyonlarca insanın hayatını kurtaran en başarılı, etkili ve düşük maliyetli sağlık müdahalelerinden biri olarak yer alıyor.
Aşılar, aşı uygulanan kişileri korumasının yanı sıra bağışıklanmış kişilerin hastalığın toplumda dolaşımını engellemesi aşı olmamış kişilerin de korunmasına olanak sağlıyor.
Dünya Sağlık Örgütünün 1974’te başlattığı bir girişim olan ve Türkiye’de de 1981’den bu yana yürütülen GBP ile bulaşıcı hastalıkların önlenebilmesi için aşılara erişime imkan verildi.
Bu program kapsamında Türkiye’de çocukluk döneminde difteri, boğmaca, tetanoz, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, tüberküloz, çocuk felci, hepatit-B, Hepatit A, suçiçeği, haemophilus influenzae Tip B ve pnömokoka bağlı 13 hastalığa yönelik aşı uygulanıyor.
GBP sayesinde, insanlık tarihinde büyük salgınlara ve ölümlere yol açan pek çok hastalık artık görülmüyor. 1977’de çiçek hastalığının ortadan kaldırılması bu başarıların en önemlilerinden biri olarak gösteriliyor.
“Halen dünyada kızamık virüsü dolaşımı devam ediyor”
Önemli bir çocukluk çağı bulaşıcı hastalığı olan çocuk felci hastalığına karşı dünya genelinde yapılan yaygın aşılama çalışmaları sayesinde, hastalık yok edilme aşamasına geldi. Türkiye’de, son çocuk felci vakası 1998’de görüldü ve daha sonraki yıllarda çocuk felci vakası tespit edilmedi. Türkiye’nin de içinde bulunduğu Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi 21 Haziran 2002’de “Poliodan (çocuk felci) Arındırılmış Bölge” sertifikası aldı.
Bulaşıcı hastalıkların önlenmesi kapsamında, Maternal-Neonatal Tetanoz (MNT) Eliminasyonu Programı, 1994’te başlatıldı ve Nisan 2009’dan bu yana Türkiye yenidoğan tetanozunu elimine etmiş ülkeler arasına girdi.
Dünyadaki pek çok ülkede, uzun yıllardır sürdürülen aşılama programlarıyla difteri hastalığı da artık görülmüyor. Türkiye’de de son difteri vakasının görüldüğü 2011’den bu yana difteriyle karşılaşılmadı.
Türkiye’de, 2002’den bu yana yürütülen kızamık eliminasyon programı kapsamında ise gerçekleştirilen yoğun aşılama çalışmalarıyla kızamık vaka sayılarında önemli bir azalma kaydedildi. Ancak dünyada kızamık virüsü dolaşımı devam ettiğinden, virüs dolaşımının devamlılığında rol oynayabilecek aşısız veya eksik aşılı tüm çocukların kızamık içeren aşıyla aşılanmaları son derece önem taşıyor.
Genişletilmiş Bağışıklama Programı sayesinde Hepatit B, su çiçeği ve Hepatit A vakalarında da ciddi düşüşler kaydedildi. Bu hastalıklara bağlı hastanede yatış sayıları azaldı. Ayrıca bu hastalıkların neden olduğu diğer bir çok hastalığın da oluşması aşılama sayesinde engellendi.
“Aşılar, İyi Üretim Prosedürleri’ne uygun”
Türkiye’de uygulanan aşılar, DSÖ tarafından onaylanan İyi Üretim Prosedürleri kurallarına uygun üretiliyor ve uluslararası referans laboratuvarlarında test ediliyor.
Aşılar, teslim alınıp kullanıma sunulmadan önce de Ulusal Referans Laboratuvarları’nda test edilerek uygunluğu kanıtlanıyor.
Rutin aşı takviminde yer alan ve risk grubundakiler için tanımlanan aşılar, Aile Sağlığı Merkezlerinde, hastanelerde ücretsiz yaptırılabiliyor.
(AA)

Exit mobile version