Solğun, sendikaları genel merkezinin “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” anket çalışmasını kamuoyuna duyurdu
Türk Eğitim-Sen Hatay Şube Başkanı Ömer Solğun, sendikaları genel merkezinin “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” anket çalışmasını kamuoyuna duyurdu. Solğun, anket sonucuna göre, kadın eğitim çalışanlarının yüzde 57’sinin mobbinge maruz kaldığına vurgu yaptı.
“Kadın Eğitim Çalışanlarını Anlama” konulu anket çalışmasının bu özel günde Türkiye’nin “kadın sorunlarına” dikkat çekeceğini belirten Solğun, bu nedenle başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere ilgili kurumlar tarafından titizlikle incelenerek, yerinde ve gerekli tedbirlerin alınmasının, eğitim hayatı, dolayısıyla toplum hayatı açısından çok önemli olduğunu ifade etti.
Başarı görmezden geliniyor …
Solğun, anket çalışmasının çarpıcı sonuçlarını şöyle sıraladı: “Kadın eğitim çalışanların %57’si mobbinge maruz kaldığını, %43’ü ise kalmadığını ifade etmiştir. Mobbinge maruz kaldığını ifade eden katılımcılar en çok; erkek yöneticiler tarafından (%81,77), daha sonra sırasıyla en çok veliler tarafından (%34,1), kadın yöneticiler tarafından (%27,2), kadın meslektaşları tarafından( %23,9), erkek meslektaşları( %22,20), öğrenciler tarafından (6,90) mobbing gördüklerini ifade etmiştir.
Katılımcıların en çok; başarılarının görmezden gelinerek (%51,2), kasten angarya işler verilerek (%34), dağınık ders programı hazırlanarak
Şiddete maruz kaldığını ifade eden özel sektörde çalışan kadın eğitimcilerin %48,9’u, kadrolu olarak çalışan kadın eğitimcilerin %44,8’i, sözleşmeli olarak çalışan kadın eğitimcilerin %36,1’i, ücretli olarak çalışan kadın eğitimcilerin %28,6’sı çalışma hayatında şiddete maruz kaldığını ifade etmiştir.
Şiddet gördüğünü ifade eden katılımcıların en çok; sözlü şiddete (%72,7), psikolojik şiddete (%71), fiziksel şiddete (%4,2), cinsel şiddete (% 3.5) maruz kaldığını belirtmiştir.
Şiddet gördüğünü ifade eden katılımcılar şiddetin kaynağı en çok erkek yöneticiler (%72) derken; bunu sırasıyla veliler (%37,3), erkek meslektaşlar (%22,6), kadın meslektaşlar (%21,7), kadın yöneticiler (%20), öğrenciler (%10,8’i) olarak belirtmiştir. Katılımcılar yaşadıkları şiddetin en çok %59,3 işe gitmeme isteği ile sonuçlandığını ifade ederken; daha sonra sırasıyla en çok %38,3 mesleki tükenmişlik ve kendini verimsiz hissetme, %33,8 meslektaşlarına karşı güvensizlik, %32,6’sı yaşanan duygusal durumun ev içi atmosfere yansıması, %26,6’sı konsantrasyon eksikliği, dikkatini toplayamama, %24,5 yalnızlaşma isteği ile sonuçlandığını belirtmiştir.
Hem ev işi hem işteki çalışma yıpratıyor …
Kadın eğitim çalışanlarının mesleki anlamda en çok karşılaştıkları sorunlar en çoktan en aza doğru; hem ev işi hem de işteki çalışmadan dolayı yıpranma; ders dışı iş yükünün olması, (evrak işleri vb.) maaşın yetmemesi; yaşı küçük çocuklarının bakım problemi; aileye yeterince zaman ayıramama, meslek hastalıkları, kadın eğitim çalışanlarının idari işleri yapamaz algısı şeklinde sıralanmıştır.
Kadın eğitim çalışanı olarak çalışma şartları hakkındaki gidişata yönelik katılımcıların %53’ü kötüye gittiğini, % 26,4’ü aynı kaldığını, %15,2’si iyiye gittiğini ve % 5,4’ü ise fikrinin olmadığını beyan etmiştir. Kadın eğitim çalışanları toplumsal hayatta en çok karşılaşılan sorunları; idarecilere sorunlarını anlatmada güçlük, erkek egemenliği, cinsiyet ayrımcılığı, eğitim-öğretim imkânlarından yeteri kadar yararlanamama, kadın istihdamında yetersizlik, şiddet ve taciz, toplumsal faktörler ve aile birliği şeklinde sıralanmıştır.
Kadın eğitim çalışanlarına meslek yaşamlarında cinsiyet ayrımcılığı yapılıp yapılmadığı sorulduğunda %38,8’i kısmen yapıldığını, %31,9’u yapıldığını, %27,4’ü yapılmadığını ve %1,9’u fikrinin olmadığını beyan etmiştir.” Mehmet ÖZGÜN