Dünü fısıldayan 350 yıllık Han’da

Kahve Keyfi ve Osmanlı Molası ‘Projelendirildiği’ söylenen Uzun Çarşı’nın alacağı son ‘hal’ nasıl olur bilinmez ama, oldukça uzun süren bir restorasyon sürecini en sonunda noktalayan Kurşunlu Han, Antakya’nın orta yerinde estirdiği Osmanlı rüzgarına eklediği yöresel lezzetleri ile ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. “Türkiye’yi adım adım dolaşanların ara ara kişisel bloglarında (web sayfalarında) paylaştıkları keyifli anlar ve o […]

Kahve Keyfi ve Osmanlı Molası

‘Projelendirildiği’ söylenen Uzun Çarşı’nın alacağı son ‘hal’ nasıl olur bilinmez ama, oldukça uzun süren bir restorasyon sürecini en sonunda noktalayan Kurşunlu Han, Antakya’nın orta yerinde estirdiği Osmanlı rüzgarına eklediği yöresel lezzetleri ile ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.

“Türkiye’yi adım adım dolaşanların ara ara kişisel bloglarında (web sayfalarında) paylaştıkları keyifli anlar ve o anlara ekli gülümseyen kareler, geride bıraktıkları şehirlerin adeta biriken turizm sermayesi” diyenler ne kadar haklı bilinmez ama, bugüne, Antakya adına biriken o keyifli anlar noktasında bir mola alarak başlayalım istedik. O yüzden de, güne, Antakya’nın geleneksel Uzun Çarşısı içinde yer alan tarihi Kurşunlu Han’da içtiğimiz (közde yapılmış) bir Türk Kahvesi ile start verdik.
Peki, bizlere blog sayfası üzerinden kahve tavsiyesinde bulunan turistin bahse konu kahve keyfi adına paylaştığı kelimeleri okuyalım mı?
“Türkiye’nin birçok yerinde bu tür tarihi alanlarda fotoğraflama yaptım, ama en keyif aldığım yerlerden birisi burası oldu. Kahvelerini çok sevdik. Tavsiye ediyoruz o yüzden. Kahve, bildiğiniz Türk Kahvesi! Ama bir farkı var… O da lezzetine ekli bir fark olmalı diye düşünüyoruz. Çünkü birkaç yüzyıllık olduğu söylenen bu eski Osmanlı yapısının ikinci katında oturup da yudumladığınız kahve, öyle ocakta pişen bir kahve değil. Merak ettiniz değil mi? Farkı, közde pişmiş olması. Bir de, fincan yerine, bizlerin çay bardağı diye bildiği, ama daha küçüğü olan, ‘süvari’ diye adlandırılan bir bardakta içtik kahvelerimizi. Fincan da olurdu, ama bu da kötü değildi. Ama kahve müthişti. Han da… Yemek yemedik, ama bir daha ki sefere buradaki mola anımızın süresini daha da arttıracağız, bu kesin olan bir şey.”
-HİKAYESİ-
Kahvenin keyfinde gülümseten yüzler yaratmaya başlayan bu düne ait emanetin bugüne eklediği tablo, hikayesini de anlatsın mı?
Anlatıldığına göre; Kurşunlu Han, 1660 yıllarında Köprülü Mehmet Paşa tarafından, her yıl Recep ayının on ikisinde Hicaz´a gitmek üzere törenle yola çıkarılan ve padişahların armağanlarını taşıyan Surre Alayı´nın ağırlanması için inşa ettirildi. Kente gelen yabancılar, o zamanın ulaşım araçlarından at, deve ve eşekleriyle geldikleri Kurşunlu Han´da, o çağ için oldukça lüks sayılacak bir hizmet anlayışı ile ağırlandı. Hayvanların dinlendiği, yem verildiği, insanların tüm ihtiyaçlarını giderdiği handa, konukların, havuz başında nargile sefası, yemen kahvesi ve hamamda terleyerek yorgunluklarını attıkları, ertesi gün de sabah kahvaltısıyla dinç bir şekilde yolculuklarına devam etmesinin sağlandığı belirtiliyor.
-PEKİ, NİYE YOK?-
Hatay Valiliği’nin koordinesinde gerçekleşen restorasyonu yorucu ve detaylı bir çalışmanın ardından sonlandıran bu görkemli yapının girişine ekli büyük bir isim tabelası, bir de ‘içeride neler var’ kısmında girişe ekli ahşap yön tabelaları var. Ancak beklenen ve istenen şey, Han’a dair bir bilgilendirme tabelası. Şu ana dek neden bu ‘eksiklik’ tamamlanmadı bilinmez ama, durum belki de bazı vatandaşların dediği gibidir… “İçeride dükkanlar faal olarak çalışıyor. Düşünün ki daha resmi açılış bile olmadı… Belki o tabelayı da o açılışa saklıyorlar!” -Tamer Yazar-

Exit mobile version