KANIKSAMAYACAĞIMIZ HUKUKSUZLUKLAR

 Gri Liste   Türkiye “gri listeden çıkarıldığı” için bu haberi müthiş bir başarı hikayesi olarak lanse ediyor. Peki “gri liste” nedir? Gri listede yer almak, kısacası “kara para aklayan ülkeler” listesinde olmaktır. Bu listede “Suriye, Yemen, Uganda, Vietnam, Tanzanya” gibi ülkeler yer alıyor.   Terör, uyuşturucu gibi hukuk dışı unsurlardan elde edilen kara para, kayıt […]

 Gri Liste

 

Türkiye “gri listeden çıkarıldığı” için bu haberi müthiş bir başarı hikayesi olarak lanse ediyor. Peki “gri liste” nedir? Gri listede yer almak, kısacası “kara para aklayan ülkeler” listesinde olmaktır. Bu listede “Suriye, Yemen, Uganda, Vietnam, Tanzanya” gibi ülkeler yer alıyor.

 

Terör, uyuşturucu gibi hukuk dışı unsurlardan elde edilen kara para, kayıt dışı sistemler ile dünyada dolaşıyor. Bu sistemin en bilinenlerinden biri de “havala” sistemidir. Detaylara girmeden, kısaca anlatmak gerekirse kayıt dışı paranın banka ve yasal sistemlere giriş yapmadan dünyadan dolaştırıldığı sisteme “havala sistemi” deniliyor. Bunun çeşitli yöntemleri mevcut.

 

Ülkemizde AKP iktidarından beri ülkeye para getiren kişilere yahut kurumlara “bu paranın kaynağı nedir, nereden buldun” diye sorulamıyor. Yani “kaynağı ne olursa olsun yeter ki para getir” mantığı ile hareket ediyoruz. Amaç, kayıt dışı ekonomiyi azaltmak, parayı kayıt altına almak ve sonrasında vergilendirmekti. Fakat uygulama tahmin edersiniz ki böyle olmadı. Konunun uzmanlarının yorumları okunduğunda, “varlık barışına” ait verilerin net ve şeffaf şekilde açıklamadığı ifade edilmektedir. Yani “varlık barışı” ile, “kaynağı ne olursa olsun parayı getir” denilerek yapılan yasal düzenlemede ne kadar para geldi, bu paranın yüzde kaçı vergilendirildi gibi soruların cevapları yok.

 

Bunun haricinde son yıllarda İçişleri Bakanlığı da, bir sürü yasa dışı örgüte operasyon yapıldığını sosyal medya hesaplarından paylaşıyor. Birçok sosyal medya fenomeninin ultra lüks hayatlar yaşadığı ve bunların bir kısmının sonrasında yargılandığı da hafızalarda. Yine bir başka örnek olarak, ülkemiz çok ciddi bir uyuşturucu trafiği içerisinde.

 

Şimdi kaseti en başa sararsak, ülkemizin bu hal ve şartlar altında “gri listede” olmuş olması çok da şaşırtıcı olmamıştır. Burada “neden gri listeye alındık”, “neden gri listeden çıkmamız uzun sürdü”, “bu süreçte bize bu olumsuz imajı yapıştıran yetkilileri” sorgulamak gerekir. Yani şunu belirtmek gerekir ki “gri listede” olmamız utanç verici bir durumdu.

 

Son tahlilde elbette gri listeden çıkarılmamız bizleri mutlu etmiştir. Fakat Mehmet Şimşek’in bu listeden çıkmamız kararına “başardık” şeklinde tweet atması beni bir TC yurttaşı olarak rencide etmiştir. Bu bir başarı olarak lanse edilmez. Türkiye’nin bu listede, üçüncü dünya ülkeleriyle aynı listede yer alması kabul edilmez bir durumdu. Olması gereken oldu diye bunu “başardık” diye paylaşamayız. Hem Mehmet Şimşek’in hem yargının hem de kamuoyunun “hangi hukuk dışı hususlar bizim gri listeye alınmamıza vesile oldu” diye sorgulaması gerektir. Bizi gri listeye itenlerin de hukuk önünde hesap vermesi gerekir.

 

 

BDDK Başkan Yardımcısının Çocuğunun Düğün Takıları

 

1999 yılında kurulan “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu” (BDDK), “Türkiye’de tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerini korumak, bankalar ve özel finans kurumlarının piyasa disiplini içerisinde sağlıklı, etkin ve dünya ölçeğinde rekabet edebilir bir yapıda işleyişi için uygun ortamı yaratmak bu sayede ülkenin uzun vadeli büyümesine ve istikrarına katkıda bulunmak amacıyla kurulmuş bir devlet kurumudur”. BDDK bağımsızdır, hiçbir kişi ve kurumdan emir ve talimat alamaz. Tıpkı Merkez Bankası, Rekabet Kurulu gibi.

 

Geçtiğimiz aylar basına yansıyan bir haber, normal bir hukuk devletinde ciddi bir suç konusu olarak yargılamalara konu olurdu. BDDK başkan yardımcısının çocuğu bir düğün yapıyor. Bu düğüne BDDK’nın denetlemekle yükümlü olduğu kurum ve kuruluşların yöneticileri de davet ediliyor. Bu yöneticiler, BDDK yöneticisinin çocuğuna düğün hediyesi olarak ciddi rakamlara varan takılar hediye ediyor.

 

Ne etik ne de hukuki. Fakat yargıdan ses çıkmıyor. Siyasi iktidar bu vahim tablo karşısında tek kelime konuşmuyor.

 

Buna benzerce yüzlerle hukuksuzlukla günlük hayatta karşılaşır olduk. Adeta “yapanın yanına kar kalan” bir düzen oluştu. Bu çarpık düzen bir kokuşmuşluk, çürüme yarattı. Bu hukuksuzlukları unutmamak, tarihe not düşmek gerekli. Çünkü toplum ve aydınlar bu hukuksuzluklara duyarsızlaştığında, alıştığında, ülkemize en büyük kötülüğü yapmış oluyor.

Exit mobile version