Yapay gülücüklerle, asarım, keserim gibi hoş olmayan söylemlerle ilişkiler kurulamaz. Kurulsa bile bunlar kalıcı bir hale gelemez.
Bu bir ilkedir.
Bu ilke, aileden topluma, toplumdan devlete, devletten de uluslararası tüm ilişkilere kadar herkes için geçerlidir.
Bu hususu hatırlatmamızın nedeni, son günlerde bazı devletlerin sorumluluk mevkiinde bulunan kişileri tarafından ülkemize yönelik ve haddini aşan söylemlerin, tehditlerin yapılmakta olduğunun görülüp izlenmesidir.
Şunu kesinlikle belirtmekte yarar görüyoruz: Türkiye Cumhuriyeti devletini hiç kimsenin tehdit etmeye, hiç kimsenin söz ve eylemleri ile bu ülkeye istediğini yaptırmaya ne gücü yeter, nede haddi vardır.
Bunu böylece belirttikten sonra, bir özeleştiri yapma zorunluluğunda olduğumuzu da belirtmek isteriz.
Özellikle uluslararası ilişkilerde dostluk, arkadaşlık, ahbaplık gibi ilişkiler ve sözler hiçbir zaman geçerli olamaz. Belki kısa bir süre için geçerli olmuş gibi görünse de bunun kalıcı hale gelmesi mümkün değildir.
Bu nedenle uluslararası ilişkilerde karşılıklı çıkarlar ön planda tutulmak suretiyle kararlar alınır, söylemlerde bulunulur ve adımlar atılır.
Yine bu tür ilişkilerde tehditlere kimse pabuç bırakmaz. Ama tehdit yapılmasını gerektirecek eylem ve davranışlarda da bulunulmaz.
Bu nedenledir ki Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk Yurtta Sulh, Cihanda Sulh ilkesini yaşama geçirmiş ve bundan hiçbir şekilde ödün vermemiş, verilmesine de müsamaha göstermemiştir.
Bu sayededir ki Genç Türkiye Cumhuriyeti devleti, yıllar yılı sadece komşularıyla değil tüm dünya devletleriyle de karşılıklı dostluk, anlayış ve güven içerisinde ilişkiler kurmuş ve bu ilişkileri devamlı hale getirmiştir.
Ama daha sonraları şu veya bu nedenle bu ilkeye aykırı tutum ve davranış içerisine girilmesine neden olacak söylemlerde bulunulmuş, kararlar alınmış, atılan adımlar olmuştur.
Özellikle uluslararası ilişkilerde kişisel dostlukların değil, karşılıklı çıkar ilişkilerinin esas olduğu ilkesi unutulmak suretiyle yanlış kararlar alınması, yanlış adımlar atılması, yanlış söylemlerde bulunulması sonucu başta komşularımız olmak üzere birçok devletle gergin günler yaşanmasına neden olunmuştur.
Bilinmelidir ki hiçbir devlet, diğer devlete, kara kaşı, kara gözü için yardım yapmaz, destekte bulunmaz.
Eğer bir yardım yapılıyor, bir destekte bulunuluyorsa, bunu yapan devletin çıkarlarının olduğu, bazı hesaplarının bulunduğu gözden uzak tutulmamalıdır.
Bu kural gözden uzak tutulduğunda, zaman zaman hüsrana uğranılmasına neden olacak şekilde olayların yaşandığına ve geliştiğine tanık olunması kaçınılmaz bir zorunluluktur.
Öncelikle komşularımızla olan ilişkileri, bu doğrultuda ve bu anlayış içerisinde değerlendirmemiz gerekir.
Yine komşumuz olmayan diğer devletlerle olan ilişkilerimizi de aynı anlayış içerisinde değerlendirmemiz zorunludur.
Hiçbir kimse karşısındakine, hiçbir devlette diğer devlete, hiçbir devleti yönetenlerde diğer devletleri yönetenlere karşı sert, kaba tehditkar söylemlerde bulunamaz, davranışlar içerisine giremez.
Girdiği takdirde de uluslararası arenada saygınlığını ve güvenilirliğini kaybeder. Zira saygı verilmez,kazanılır.
Devamlı hatırda tutulması gereken bir özdeyişimiz vardır: Öfke ile kalkan zararla oturur. Bu ilke uluslararası ilişkilerde de aynen geçerlidir.
Herkesin bu ilkeler doğrultusunda hareket ederek sözlerine, eylemlerine, atacağı adımlara, alacağı kararlara yön vermesi gerekli ve zorunludur.
Uluslararası ilişkilerdeki son gelişmeler nedeniyle bu hususu hatırlatmakta yarar gördük….