CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, TBMM’de kabul edilen torba kanun teklifine yönelik sert eleştirilerde bulundu. Özellikle afet dönemlerinde yapılacak yardımların belirli vakıflara yönlendirilmesini eleştiren Kara, Hataylı yurttaşların gerçek ihtiyaçlarına dikkat çekti.
Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilen torba kanun teklifi hakkında yazılı bir basın açıklaması yaptı. Kara, torba yasada 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nda yapılan değişikliğe dikkat çekerek, afet dönemlerinde yapılacak yardımların “Cumhurbaşkanı kararınca belirlenen vakıf ve derneklere” yönlendirilmesini eleştirdi.
“336 vakıf yetkili, 6 bin vakıf dışarıda bırakıldı”
Kara, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın verilerine göre vergi muafiyeti tanınmış sadece 336 vakfın bulunduğunu, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 16 Temmuz 2024 tarihli verilerine göre ise Türkiye genelinde 6 bin 521 vakfın faaliyet gösterdiğini hatırlattı. Yapılan yasal değişikliğin, yalnızca belirli bir grup vakfa yardım yapmanın önünü açtığını ifade eden Kara, şunları söyledi:
“Olası bir afet durumunda hangi dernek ve vakıflara ne kadar ayni ya da nakdi yardım yapıldığını, bu yardımların nereye harcandığını bilmiyoruz. Hatay’da kaç konut, kaç hastane, kaç okul bu vakıflar eliyle yapıldı? Gıda yardımı dağıtıldıysa ne kadar dağıtıldı? Bu işlerin denetimi kim tarafından yapıldı? Komisyondaki görüşmelere yalnızca Vakıflar Genel Müdürlüğü ve bir sendika katıldı. Bu durum, yardımların şeffaflıktan uzak şekilde belli vakıflara aktarılacağının göstergesi.”
“Yardımların yönü belli: TÜRGEV, TÜGVA, Ensar…”
Kara, söz konusu 336 vakfın içerisinde, kamuoyunda iktidara yakınlığıyla bilinen TÜRGEV, TÜGVA, Ensar Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti gibi kuruluşların da bulunduğunu vurguladı. Yardımların bu tür vakıflar üzerinden yapılmasının sosyal adalet ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirten Kara, “AKP, doğal afetlerde yandaş vakıflara para akıtmanın yasal zeminini hazırlıyor,” dedi.
CHP’li Kara, sendikaların ve meslek örgütlerinin de afet bölgelerinde ciddi yardım ve inşaat faaliyetlerinde bulunabildiğini hatırlatarak, “Bir sendika neden dışlansın? Neden bir aracılık mekanizmasına ihtiyaç duyulsun?” diyerek tepki gösterdi.
“Yurttaş elektrik, sağlık, eğitim bekliyor; siz yasa çıkarıyorsunuz”
Kara, açıklamasının devamında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un Hatay’daki konut kuraları sonrası yaptığı “Onlara söz nasıl tutulurmuş göstereceğiz” sözlerini de eleştirdi. Bakanın sözlerinin siyasi rekabeti körükleyen bir dil taşıdığını savunan Kara, şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Bakan’a hatırlatmak isterim: Burada kimseye bir şey ispatlamak zorunda değilsiniz, yurttaşlarımıza hizmet etmek zorundasınız. Hataylılar, elektrik kesintilerinin son bulmasını, Armutlu’daki okulların yeniden yapılmasını, aile sağlığı merkezlerinin yerinde kurulmasını, doktor randevularının 20 gün sonraya verilmemesini, ultrason hizmetlerine hemen ulaşabilmeyi bekliyor.”
“Toz, taş ve maden ocaklarıyla çevrili bir yaşam istemiyoruz”
Kara, Hatay’ın birçok ilçesinde faaliyet gösteren taş ve maden ocaklarına da dikkat çekti. Açılan 100’den fazla taş ocağının denetiminden kimin sorumlu olduğunu soran Kara, bu konuda kamuoyunun yeterli bilgiye sahip olmadığını ifade etti. Ayrıca çocukların, okuldan dönerken tozlu yollar nedeniyle hastalanma korkusuyla yaşadığını dile getirdi.
“Yurttaşın hakkını yurttaşa teslim edin”
Açıklamasının sonunda Kara, iktidara şu çağrıyı yaptı:
“Bir şey gösterecekseniz, artık işlerin tamamlandığını gösterin. Hataylılar 2,5 yıldır mağdur. Bu insanların hakkını, ihtiyacını birkaç vakfa devretmeyin. Sözlerinizi tutun, ama bunu bize değil, Hatay’daki, Adıyaman’daki, Malatya’daki yurttaşlara ispatlayın.”