Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, enerji şirketlerinin faturalandırma esnasında ek maliyet kalemleri eklemesinin ve artan maliyetlerin depremzede Hataylıları mağdur ettiğini belirtti.
Milletvekili Kara, bu yılın çiftçiler için son derece zor geçtiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Çiftçilerimiz, ülkemizde zorlu koşullar altında mücadele ediyor. Haksız taban fiyatlarının geç açıklanması, sürekli artan maliyetler ve iklim krizinin tetiklediği yangınlar, aşırı sıcaklar ve yağışlar, çiftçilerimizin geleceğini belirsiz kılıyor. Tarım emekçileri, yarının ne getireceğini bilemeden güvensiz koşullarda yaşamlarını sürdürmek zorunda kalıyor.
Depremzede çiftçilerimizin durumu ise çok daha zor. Tarım sektörü, depremden en ağır darbeyi alan alanlardan biri oldu. Hatay’da çiftçilerimiz, ekonomik zorluklar nedeniyle ürünlerini ekemez ve geçimlerini sağlayamaz duruma geldi. Bu sorunun en temel sebeplerinden biri, enerjideki kritik fiyat artışı. Çiftçilerimiz çok yüksek faturalarla karşı karşıya. Arazilerin sulanması çoğu bölgede derin kuyulardan su çekilerek yapılıyor ve 100 dönüm arazinin sulanması 200-250 bin TL arasında değişiyor. Hatay çiftçisinin sadece arazisini sulamak için vermesi gereken miktar bu.”
Kara, hükümet yetkililerine “Depremzede çiftçiye neden destek vermiyorsunuz?” sorusunu yönelterek, sondaj ve kuyu çalışmaları sırasında denetlenmeyen enerji faturalarının akıl almaz ek maliyetler yarattığını vurguladı. “Bu bölgedeki çiftçilere üretim yapmaları için destek verilmesi gerektiğini her fırsatta dile getiriyoruz. Ülkeyi yönetenler, işlerine gelen kanun tekliflerinde aceleci davranırken, işlerine gelmeyen konulara aylarca kulak tıkıyorlar” dedi.
Kara, iktidarın depremzede çiftçilerin sorunlarını çözmek istemediğini savunarak, “Hatay’da Amik Ovası gibi bereketli ve verimli arazilerimiz var. Ancak bu bölgelerdeki depremden etkilenen çiftçilerimiz, artan maliyetler nedeniyle zarar ediyor ve gelecek yıl üretim yapamama riskiyle karşı karşıya. Mazot, elektrik, gübre ve ilaç fiyatlarındaki artış, açıklanan taban alım fiyatlarıyla büyük bir çelişki oluşturuyor. Pamuk fiyatının 19 TL olduğu bir ortamda, mazotun 44 TL’ye ulaşması kabul edilemez bir durum” diye konuştu