SSCB’nin dağılmasından sonra bağımsız bir devlet olan Kazakistan’da LPG’ye yapılan zam nedeniyle bir hareketlilik başladı.
Bu hareketlilikle birlikte bazı odaklarında devreye girmesi sonucu gösteriler taşkınlığa ve sokak hareketine dönüştü.
Bunun üzerine hükümet istifa etti, zamlar geri alındı.
Ama sokak hareketleri giderek artmaya başladı. Mal ve can kayıpları meydana geldi. Herkes geleceğin neler getirebileceğini sorgulamaya başladı.
Kazakistan Nursultan Nazarbayev’in Cumhurbaşkanı olduğu dönemden beri başkanlık sistemi ile yönetiliyordu.
Bu yönetim şeklinde de bir takım yeni zenginler türüyor ve böylece gelir dağılımında önemli bir adaletsizlik meydana geliyordu.
Öyle ki; zengin daha zengin olurken, fakirinde daha çok fakirleşmesi gibi garip bir durum ortaya çıkıyordu. Bunun sonucu olarakta memnuniyetsizlik, gelirdeki adaletsizlik nedeniyle hoşnutsuzluk meydana geliyordu. Bu ortam içerisinde gelir uçurumu arasındaki fark daha da açılıyor ve zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olması yolunda hızlı bir gidiş kendini gösteriyordu.
Oysaki Kazakistan yer altı zenginlikleri bakımından dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer alıyor.
Ancak ülkede gelir adaletsizliği yanında bir takım yolsuzluklarında meydana geldiği görülüyor ve kazak halkı bundan da büyük bir hoşnutsuzluk duyuyordu.
İşte böylesi bir ortam içerisinde yapılan zam sonucu bir kalkışma meydana geldi. Bunun bastırılması yoluna gidilmek istendi. Ama kısa sürede bir sonuç alınamayınca KGAD ( Kolektif Güvenlik Anlaşması) hatırlandı. Bu anlaşma gereği de Kazakistan’a barış gücü adı altında KGAD tarafı olan devletlerden destek istendi.
Ülkeye gelen barış gücü askerlerinin de desteği ile sokak hareketleri şimdilik durmuş gibi görünüyor.
Nursultan Nazarbayev’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde zengin olanlar ve bu suretle gelir dağılımında büyük pay edinenlerin ülkenin ekonomik durumunun düzelmesi için ellerini taşın altına sokması yolunda çağrılar yapılmaya başlandı.
Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Başbakanlığa Ali Han İsmailoğlu’nu tayin etti.
Ülke borçlarının ödenmesi ve açıkların kapatılabilmesi için oluşturulan fona düzenli bir yardım yapmaları için zenginlere çağrıda bulunuldu.
Böylece var olan gelir adaletsizliğinin kısmen kapanması için bazı adımların atılması yoluna gidildi.
Şuanda Kazakistan’da durumun normale döndüğü ve barış gücü askerlerinin de kısa sürede ülkeyi terk edecekleri yolunda açıklamalar yapılmaya başlandı.
Görünen o ki; Kazakistan’daki yönetim şekli, bu yönetim şekli doğrultusunda uygulanan politika fazlaca başarıya ulaşmış görünmüyor.
Bu nedenle de görülen hareketin bir terör hareketi olduğu açıklanmak suretiyle sorunun üstesinden gelinmek isteniyor.
Şimdilik durum bu merkezdedir. İleriki günlerin neleri getireceğini, neleri götüreceğini zaman belirleyecektir. Dileğimiz Kazakistan’ın biran evvel huzura kavuşmasıdır….
nabiinal@hotmail.com