Kazı 30 Yıl Sürer

Dünyada ilk modern insan türü, 200.000 yıl önce Samandağ-Üçağızlı Mağara’da yaşamış! Ankara Üniversitesi Bilim Heyeti Başkanı Prof. Dr. Erksin Güleç, 15 kişilik uzman ekibiyle Samandağ-Üçağızlı Mağarası’nda kazı yapıyor, günde 5 cm derinliğe iniliyor. Kazının 30 yıl süreceği tahmin ediliyor. Kazıda, üstçene ile 18 diş bulundu ve DNA testine gönderildi. Sonuç çok önemli, bekleniyor… Samandağ, Üçağızlı […]

Dünyada ilk modern insan türü, 200.000 yıl önce Samandağ-Üçağızlı Mağara’da yaşamış!

Ankara Üniversitesi Bilim Heyeti Başkanı Prof. Dr. Erksin Güleç, 15 kişilik uzman ekibiyle Samandağ-Üçağızlı Mağarası’nda kazı yapıyor, günde 5 cm derinliğe iniliyor. Kazının 30 yıl süreceği tahmin ediliyor. Kazıda, üstçene ile 18 diş bulundu ve DNA testine gönderildi. Sonuç çok önemli, bekleniyor…

Samandağ, Üçağızlı Mağarası, ilerleyen süreçte ülke ve dünya gündemine oturabilir. Samandağ deniz kıyısında yer alan, M.Ö. 41 ile 15 bin yılları arasında ilk modern insanların yaşadığı düşünülen Üçağızlı Mağarası’nda sezon kazıları başlarken, o dönem insanına ait önemli bulguların elde edilmesi hedefleniyor. Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erksin Güleç,15 kişilik ekibiyle Üçağızlı Mağara’da kazıyı sürdürdüklerini, kısa süre önce üst çene ile 18 dişe rastladıklarını ve bunları DNA testi için gönendirdiklerini kaydederken, Samandağ İlçe Kaymakamlığı süreçle ilgili şu bilgileri verdi:
“Akdeniz kıyısında yer alan ve patika yoldan yürüyerek yaklaşık 40 dakikalık zorlu bir yolculuğun ardından ulaşılan, M.Ö. 41 ile 15 bin yılları arasında insanların yaşadığı mağarada o dönemdeki yaşantıyla ilgili buluntular gün yüzüne çıkarılmaya çalışılıyor. Sabahın ilk ışıklarıyla Meydan Mahallesi’ndeki kazı evinden hareket eden ekip, önce patikadan inip daha sonra da uzun bir tırmanış ve yeniden inişin ardından yaklaşık 40 dakika sonra ilk modern insanların yaşadığı düşünülen mağaraya ulaştı. Kazı ekibi başkanı, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erksin Güleç, yaptığı açıklamada, Üçağızlı Mağarası’nda ilk çalışmalarının 1950 yıllarında başladığını söyledi.
Güleç, daha sonra, 1989 yılında Fransız araştırmacı Minzoni-Deroche tarafından bölgede yüzey araştırmaları yapıldığını ve bu sırada geçmişi 200 bin yıl öncesine giden insan türü olan Neanderthaller ile aynı dönemde yaşayan ilk modern insanlarla ilgili kalıntılara ulaşıldığını kaydetti. Kendisinin de uzun süre Deroche ile çalıştığını, 1997 yılından bu yana ise, zaman zaman uluslararası araştırmacıların katılımıyla ve Ankara Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nden bir ekiple çalışmaların sürdürüldüğünü dile getiren Güleç, Üçağızlı Mağarası’nı antropoloji ve arkeoloji açısından dünya üzerinde çok önemli bir yer olduğunu belirtti.
Üçağızlı Mağarası’nın en zor kazılardan biri olduğunu vurgulayan Güleç, kazı alanına ulaşmanın bile büyük zorluklar içerdiğini söyledi.
-DNA’SI İNCELENECEK-
Bu sezon kazılarının yaklaşık 1,5 ay süreceğini ve 15 kişilik bir ekiple çalıştıklarını dile getiren Güleç, şöyle devam etti:
“Üçağızlı Mağarası, eski insanların yaşayışları ve Antakya tarihine baktığımızda, çok önemli bir yer işgal ediyor. Burada insanlar, M.Ö. 41 ile 15 bin yılları arasındaki süreçte yaşamışlar. Burası, antropoloji ve arkeoloji açısından dünya üzerinde çok önemli bir yer. Çünkü Neanderthaller ile modern insanın birlikte yaşadığı bu dönemde bizim mağaramız kadar boncuk bulduğumuz başka bir yer yok. O dönem insanlarına ait neredeyse hiç fosil kalıntısı yok. Buradaki kazılarda üst çene ve 18 adet diş bulduk. Bunların DNA çalışmaları yapılıyor, dört gözle bunun sonucunu bekliyoruz. DNA, o toplumun diğerlerinden farklı olup olmadığı ortaya koyuyor.”
Güleç, bölgenin, Afrika’dan kuzeye doğru Rift Vadisi sistemiyle yukarıya göç eden insanların uğrak yeri olduğunu belirterek, mağaranın, hem Anadolu’ya hem Avrupa’ya hem Asya’ya açılan bir kapıda olduğunu kaydetti. Üçağızlı Mağarası’nın insanlık tarihi açısından hep ilgi odağı olduğunu vurgulayan Güleç, burada çok sayıda boncuk ve taştan yapılmış malzemeler bulduklarını, bunların büyük bir bölümünün Hatay’da müzede sergilendiğini söyledi.
Güleç, yılda ortalama 8 açmada çalıştıklarını ve her gün en az 5 santimetrelik bir kalınlığa inebildiklerini anlatarak, buradaki kazıların yaklaşık 30 yıl daha sürebileceğini de belirtti.
Çalışmaları yerinde inceleyen Samandağ Kaymakamı Cahit Çelik de insanlık tarihi açısından çok önemli bir alana ev sahipliği yaptıklarını kaydetti. Üçağızlı Mağarası’nın sosyal yaşamın ilk tespit edildiği alanlardan biri olduğunu vurgulayan Çelik, buradaki çalışmalar bitince insanlık tarihi açısından güzel bulguların elde edileceğini söyledi.
Çelik, mağarada insanların yaşadığı dönemde altın, elmas gibi madenlerin henüz kullanılmaya başlanmadığı için bulunmasının olanaksız olduğunu belirterek, bu hevesle mağaraya gelip tarihi dokuya zarar verilmemesini istedi.  -Cemil Yıldız-

 

Exit mobile version