Bireylerin hangi konumda olurlarsa olsunlar yaşamları boyu keşke kelimesini birçok kez kullanma zorunda kaldıklarını ifade edersek, bunda yanılmış olmayacağımızı sanıyorum.
İnsanlar söz sahibi olduklarında, karar verme mevkiinde bulunduklarından itibaren attıkları adımlardan, söyledikleri sözlerden, verdikleri kararlardan, yazdıkları yazılardan ve bildikleri görüşlerden dolayı zaman içerisinde pişmanlık duyarlar ve keşke bunları yapmasaydım demek suretiyle verdikleri zararın farkında olduklarını belli etmeye çalışırlar.
Ama bazen de keşke demeden, verdikleri zararı, attıkları yanlış adımları, söyledikleri kırıcı sözleri, açıkladıkları yanlış düşünceleri ısrarla devam ettirmek suretiyle yanlışı yanlışla düzeltme yoluna gidebilirler.
İşte böylesi durumda, bir yandan keşke diyerek yaptıkları yanlışları telafi etme, sanki bir tür günah çıkartma yoluna gidenler olduğu gibi, yanlışlarını kabul etmeyerek hata üstüne hata yapmaya devam ederek keşke dememekte ısrarcı olanlara da rastlanır.
Böylesi durumda olanların verdikleri zararlar elbette ki azımsanmayacak kadar fazla olur ve bunları telafi edebilmek için büyük gayretler sarf etmek gerekir.
Yanlışları yapanlar, keşke diyenler veya keşke demek durumunda oldukları halde bu kelimeyi kullanmamakta ısrarcı olanlar eğer bir birey iseler, verdikleri zarar kendilerine ve yakın çevrelerine olur.
Ama bu bireyler daha geniş bir çevreyi etkileyecek durumda ve konumda olurlarsa, bu takdirde verdikleri zararlar, attıkları yanlış adımlar daha çok etki gösterir ve hatta telafisi zor durumların oluşmasına neden olabilir.
Bu nedenle insanların hangi konumda ve hangi durumda olurlarsa olsunlar, ayrışma yerine birleşme, dostluk, sevgi ve saygı kurallarını göz ardı etmeyerek toparlayıcı bir tutum ve davranış içinde olmaları hem kendileri hemde temsil ettikleri toplumlar için faydalı ve yararlı olur.
İnsan yaşamında kaçınılmaz olarak yapılan hataları görerek bundan dönüş yapan ve doğruları bulmak için keşke kelimesini kullanmaktan çekinmeyenler, hem kendileri hemde toplum için yararlı bir adımın atılmasına vesile olurlar.
Aksine bir tutum ve davranış içinde olarak her şeyi ben bilirim, bir doğru vardır oda benim doğrumdur demek suretiyle hareket edenler, yanlışlarını kabul etmeyerek yanlışta ısrarcı olanlar, keşke kelimesini kullanmayı bir ayıpmış gibi kabul edip bu kelimeyi kullanmaktan ısrarla kaçınanlar hem kendilerine hemde temsil ettikleri topluluğa ve görüşe büyük zararlar verirler.
Bu nedenledir ki insanların zaman zaman başlarını elleri arasına almak suretiyle, attıkları adımları, söyledikleri sözleri, verdikleri kararları, yapmak istediklerini ve yapacaklarını şöyle bir beyin süzgecinden geçirmek suretiyle, nerede yanlış yaptıklarını, kime, neye ve nerelere varan zararlara neden olacak tutum ve davranış içinde bulunduklarını tespit ettikten sonra keşke bunları yapmasaydım demek suretiyle bir öz eleştiri yapma gereğini duymalıdırlar.
Bir de keşke demesi gerekenleri uyarmayan, banane, ben işime bakayım, gemimi yüzdüreyim gerisini boş ver anlayışı ile hareket ederek suskun kalanların ileriki zaman içerisinde bu suskunluklarının oluşturduğu zararları gördükten sonra keşke zamanında uyarsaydım diyenlerin bulunduğunu unutmamak gerekir.
İster bireylerin, ister ailelerin, ister sivil toplum örgütlerinin, ister siyaset sahnesinde görev almış olanların bu gerçeği gözden uzak tutmayarak zaman zaman keşke kelimesini kullanmak suretiyle tutum ve davranışlarını, sözlerini, atacağı adımları, alacağı kararları buna göre değerlendirip kendilerine bir yol çizdikleri takdirde bundan büyük yararlar sağlanacağından şüphe etmemek gerekir.
O halde keşke kelimesi yaşamamızın bir parçası olarak daima önümüzde durmalıdır.
Keşke kelimesi kullanma zorunda kalınmazsa.
Keşke kelimesini kullanma zorunda kalındığı takdirde bunu görmezden gelme suretiyle yanlışta ısrarcı olunmasa.
Keşke bu kelimenin kullanılmasını zorunlu kılacak tutum ve davranışlar ortaya çıkmasa.
Ne diyelim? Keşke…
nabiinal@hotmail.com