Kilis’te yaşananlar

Hatay’da da yaşanır! “Şanlıurfa, Gaziantep ve Hatay’ın kaderi de Kilis’in kaderini paylaşmak olacak. Çünkü Suriyeli nüfusu hızla artıyor” diyen İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ, Hatay ve Kilis gibi illerdeki nüfus değişimine işaret etti ve uyarısıyla da dikkat çekti… Adları kimi zaman ‘misafir’, kimi zaman ‘sığınmacı’, resmi başlıklı toplantılarda ise ‘mülteci’ olarak geçen Suriyelilerin, […]

Hatay’da da yaşanır!

“Şanlıurfa, Gaziantep ve Hatay’ın kaderi de Kilis’in kaderini paylaşmak olacak. Çünkü Suriyeli nüfusu hızla artıyor” diyen İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ, Hatay ve Kilis gibi illerdeki nüfus değişimine işaret etti ve uyarısıyla da dikkat çekti…

Adları kimi zaman ‘misafir’, kimi zaman ‘sığınmacı’, resmi başlıklı toplantılarda ise ‘mülteci’ olarak geçen Suriyelilerin, özellikle Hatay, Şanlıurfa, Gaziantep ve Kilis gibi sınır illerinde yarattıkları kalabalıklar başlığında sorunlar birikmeye ve biriken sorular da cevaplarını aramaya devam ediyor. Buna dair kısa bir değerlendirme yapan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin, izlenen yanlış Suriye politikası sonucunda dünyada en fazla sığınmacının bulunduğu ve bütçesine göre sığınmacılar için dünyada en fazla para harcayan ülke olduğunu söyledi.
-TEHDİT!-
Suriye iç savaşından, Suriye’den sonra en zararlı çıkan ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Özdağ, Suriyeli sığınmacıların, orta ve uzun vadede Türkiye’nin milli, kültürel, politik ve jeopolitik yapısını değiştirecek derecede tehdit oluşturduğunu savundu. Suriyeli sığınmacıların sayısının, Türkiye’nin kültürel ve etnik dokusunu değiştirecek bir hızla arttığını belirten Özdağ, “Eğer resmi rakamları kabul eder ve 3,8 milyon Suriyeli olduğunu varsayarsak bugün Türkiye’de yaşayan 20 kişiden birisi Suriyelidir. Suriyeliler içimizde büyüyen ayrı bir millet olarak varlıklarını sürdüreceklerdir. Bir süre sonra Arap azınlık hakları talepleri yükselecek, Arap milliyetçiliğine dayanan partiler ortaya çıkacaktır. Böyle bir demografik istila ile Türkiye’de milli devletin ayakta kalması mümkün değildir.” diye konuştu.
Özdağ, Türkiye’nin belirli kentlerinde Suriyelilerin ya tam nüfus üstünlüğünü ele geçirdiğini, ya da nüfusun yüzde 25-30’luk dilimine ulaştığını vurguladı.
-HANGİ İLLER?-
Yurt genelindeki 3,8 milyon Suriyelinin 1,6 milyonunun Hatay, Şanlıurfa, Gaziantep ve Kilis’te yaşadığına, özellikle Kilis’te 131 bin Türk vatandaşına karşı 132 bin Suriyelinin bulunduğuna dikkati çeken Özdağ, şu değerlendirmede bulundu:
“Şanlıurfa, Gaziantep ve Hatay’ın kaderi de Kilis’in kaderini paylaşmak olacak. Çünkü Suriyeli nüfusu hızla artıyor. Daha şimdiden Kilis’te çoğunlukta olan Suriyeliler, Kilislilere ‘Burası bizim, siz gideceksiniz. Devlet buraları bize verdi’ diyerek tecavüzkâr şekilde davranmaktadırlar. Batı dünyası kitlesel göçlerin bir silah olduğunun uzun zamandan bu yana farkındadır. Bundan dolayı sosyal bilimlerde ‘kitlesel imha silahları’ kavramından hareket edilerek ‘kitlesel imha göçleri’ kavramı üretilmiştir. Suriyeli sığınmacıların bir an evvel ülkelerine dönmelerinin zemini hazırlanmazsa, Ortadoğu’da sık sık rastladığımız jeopolitik sarsıntılardan bir tanesinin gerçekleşmesi durumunda bu coğrafyayı Türkiye’nin parçası olarak tutmanız mümkün olmaktan çıkar.”
-MAFYA!-
İstanbul başta olmak üzere yurdun çeşitli kentlerinde bir de “Suriye mafyasının” ortaya çıktığını ileri süren Özdağ, kendi aralarında Arapça’nın değişik lehçelerini konuşan bir mafyaya karşı mücadelenin çok zor olduğunu ifade etti.
Özdağ, Suriyeliler ile ilgili suç oranlarının iktidar tarafından bilinçli şekilde gizlendiğini de iddia ederek, “Ensar-muhacir edebiyatı yapanlar, fuhşun Suriyeliler ile birlikte nasıl yayıldığını gözden kaçırmaya çalışmakta-dırlar. Bu, Suriyelilerin ahlaki sorunu değildir. Açlığı aşmak için satacak bir şeyi kalmayanların vücutlarını satmalarıdır. Cinsel hastalıklar korkutucu ölçüde artmıştır” dedi.
-SAĞLIK SORUNU!-
Benzer bir konuda TBMM Genel Kurulu’nda konuşan İYİ Parti Antalya Milletvekili Vural Çokal ise bahse konu iller başta olmak üzere, sığınmacılardan kaynaklı ‘sağlık sorunları’ yaşandığını savundu ve şunları söyledi:
“Yıllarca eredike etmek için uğraştığımız ve başardığımız kızamık gibi bulaşıcı çocuk hastalıkları, Suriyeli mülteciler sayesinde Türkiye’de tekrar büyük salgınlar şeklinde görülmeye başlanmıştır. Aslında, Türk milletinin demografik yapısını bozacak olan daha büyük bir kriz, Suriyeli sığınmacı krizidir. Resmî rakamlara göre 3,5 milyon, gayri resmî rakamlara göre 4 milyon Suriyeli 2011’den sonra Türkiye’ye gelmiş durumdadır. Başta Hatay, Şanlıurfa, Gaziantep ve Kilis’teki Suriyeli sığınmacıların bir an evvel ülkelerine dönmelerinin zemini hazırlanmazsa, bu coğrafyayı Türkiye’nin parçası olarak tutmak mümkün olmaktan çıkacak ve Türk kimliğini yitirecektir.”-Tamer Yazar-

Exit mobile version