Dünya, büyük bir ekonomik krizle mücadele ediyor.
Ülkeler, bu krizden en az zararla çıkabilmek için arayış içinde.
Uzmanların görüşü doğrultusunda kararlar alınıyor, alınan kararlar uygulamaya konulmak suretiyle yaşama geçiriliyor.
Hemen hemen her ülke tasarruf tedbirlerini sıkı bir şekilde uygulanmak suretiyle krizin etkilerini aza indirmeye çalışıyor.
Bu konuda batılı ülkeler ön sıralarda yerini alıyor. Örneğin Almanya’da alınan tasarruf tedbirleri gibi.
Sonbahar yaklaşıyor. Kışın soğuk günleri adım adım önümüze gelmek üzere.
Bunun içinde kışın yapılması gerekenler şimdiden kararlaştırılıyor.
Başta enerji tasarrufu olmak üzere çeşitli konularda tasarruf tedbirleri yaşama geçirilmek suretiyle önümüzdeki ayların daha az zararla karşılanması yoluna gidiliyor.
Almanya’da Cumhurbaşkanlığı konutunun dış cephe elektrikleri belli saatten sonra söndürülüyor.
Yine Almanya’da ısıtma önlemleri de şimdiden uygulamaya konulmak suretiyle kışın daha az zararla geçmesine çalışılıyor.
Yaşananları ve alınan kararları şöyle bir gözden geçirirsek şu sonuca varmamız mümkün olacaktır: Lüks ve şatafata, şaşaya, ihtişama bundan sonra yer verilmeyecek. Örnek olması gerekenler bu konuda ilk adımları atacak ve daha sonra da örnek alınacak kişiler olarak sözlerine ve hareketlerine uymak suretiyle kendilerine bir yol çizeceklerdir.
Dünya genelinde durum bu şekilde.
Enerjide tasarruf yoluna gidilirken, doğalgaz tüketiminde de aynı adımlar atılmak zorunluluğu kendini gösteriyor.
Dünyanın çeşitli ülkeleri kış aylarında yaşanacak olan sıkıntılar için şimdiden önlemlerini almak suretiyle, kışı daha az zararla geçirmeye çalışıyor.
Enerji sektöründeki dalgalanmaya birde Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği olumsuzluklar eklenince, etkisi daha da artmaktadır.
Bu nedenle de başta yönetenler olmak üzere, herkesin uzun uzun düşünüp alınacak önlemleri sağlıklı bir biçimde tespit etmesi ve buna göre de yürürlüğe koyması bilincinde olması zorunluluğu kendini şimdiden göstermiş durumdadır.
Bu konuda en büyük görev yönetenlere düşmektedir.
Eğer yönetenler sözleri ile eylemleri arasında bir benzerlik olmayan tutum ve davranış içine girerlerse, bundan hem kendileri hemde yönettikleri ülke büyük zararlar görecektir.
Bu gerçekler göz önünde tutulmak suretiyle hareket edilmelidir.
Bir yandan ışıl ışıl binalar, öte yandan karanlık caddeler, sokaklar, evler…
Bir yandan buram buram terleten ısınmalar, öte yandan üşümemek için yorgan ve battaniye altına girenler veya birbirlerine sarılmak suretiyle soğuğun etkisinden kurtulmaya çalışanlar.
Eğer böyle bir tablo var ise, yönetenlerin inandırıcılıkları söz konusu olamaz ve atacakları adımlara, alacakları kararlara güven duyulamaz.
Bu nedenle vakit geçirilmeden gerçekler görülmeli, uzmanların önerileri doğrultusunda kararlar alınmalı, adımlar atılmalıdır.
Bu kışın çok zorlu geçeceği anlaşılıyor, tıpkı perşembenin gelişinin çarşambadan belli olduğu gibi.
Kış gelmeden, her ülke uzmanların gösterdiği doğrultuda gereken önlemleri almalı ve bu önlemler sayesinde de kışı daha az zararla geçirmenin yolları bulunmalıdır.
Adım adım kış ayları geliyor…
nabiinal@hotmail.com