Kökeninde…

Başta kadına yönelik olmak üzere, şiddet hareketleri tüm acımazlığıyla devam ediyor. Öyle ki gün geçmiyor, hunharca bir cinayete veya tecavüze tanık olmayalım. Her gün yeni saldırılar, yeni can kayıpları, yeni tecavüzler, yeni hakaretler gündemin ilk sıralarında yerini alıyor. Son olarak Ordu’da işlenen cinayet, olanlara sanki tuz biber ekmişçesine yürekleri bir kez daha dağladı, acıları bir […]

Başta kadına yönelik olmak üzere, şiddet hareketleri tüm acımazlığıyla devam ediyor.

Öyle ki gün geçmiyor, hunharca bir cinayete veya tecavüze tanık olmayalım.

Her gün yeni saldırılar, yeni can kayıpları, yeni tecavüzler, yeni hakaretler gündemin ilk sıralarında yerini alıyor.

Son olarak Ordu’da işlenen cinayet, olanlara sanki tuz biber ekmişçesine yürekleri bir kez daha dağladı, acıları bir kat daha arttırdı. Tüm Türkiye Ordu’da, ne olduğu belli olmayan, kendisine insan değil yaratık bile denilemeyecek olan bir kişi tarafından katledilen Ceren Özdemir için ağlamaktadır.

Başta kadınlar olmak üzere, ülkemizde giderek boyutunu artıran bu sapıkça şiddet hareketlerinin nedeni üzerinde durmaya çalışanların önüne, bize göre en büyük neden olarak eğitimsizlik gelmektedir. Yani olayların kökeninde eğitim sorunu var.

Eğer Genç Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşlarının, daha o tarihlerde gördükleri eğitimsizliğin oluşturacağı tehlike özümsense ve bu tehlikenin önüne geçmek için eğitimli bir toplumun var olması sorumluluğu bilincine erişilmiş olsa idi, bugünkü şiddet olaylarına daha az rastlanırdı. Hatta yok denecek kadar bir olay ile karşı karşıya kalınırdı.

Ama bu yapılmadı.

Cumhuriyet daha beşinci ayını doldurmadan yaşama geçirilen eğitim birliği yasası, çeşitli nedenlerle tırpanlandı ve sonunda da tamamen işlevini kaybeder oldu.

Oysaki eğitimli bir toplumda, kadın hiçbir zaman ikinci sınıf olarak görülmez, kafes arkasına sokulmaz, kadının her hareketinde cinsellik ve ahlaksızlık aranmaz.

Eğer toplum yeterince eğitimli değilse, kadına karşı bakış açısı devamlı cinsellikle ilgili olur ve sonunda da bu durumlarla karşı karşıya kalınır.

Yıl 1924. Eğitim birliği yasası meclisten kabul edilerek yürürlüğe girmiştir.

Yıl 2019. Mecliste kabul edilerek yürürlüğe giren eğitim birliği yasası şeklen varlığını sürdürmekte, ama ne yazık ki bu tarihe kadar çağdaş bir eğitim, aydınlık bir gençlik ve daima yenilikleri izleyecek ve ona destek verecek bir toplum haline gelinemedi.

Aradan geçen bu kadar süre içerisinde, eğitimli bir toplum oluşturamadık Eğer her geçen gün çağın gerisine gidecek bir anlayışın oluşması için yanlış üzerine yanlış politikalar üretiliyor, adımlar atılıyor, söylemlerde bulunuluyorsa, bunun vebali bu durumun ortaya çıkmasına zemin hazırlayanlarda olmalıdır.

Hani özdeyiş halini almış meşhur bir fıkra vardır: Adamın biri çocuğuna sık sık öğütler verir, çocuğu bunu dinlemediği içinde sen adam olamazsın dermiş. Çocuk büyümüş okulunu bitirmiş ve babasının ikamet ettiği vilayete vali olarak atanmış. Babasının sen adam olamazsın sözünü aklından çıkarmadığı içinde bir görevli ile babasını çağırtmış ve ona demiş ki: Baba, bak bana sen adam olamazsın derdin ama ben vilayetimize vali oldum.

Bunun üzerine baba acılı bir şekilde gülümseyerek: Oğlum ben sana vali olamazsın demedim, adam olamazsın dedim. Eğer adam olsaydın babanı bir görevli ile makamına çağırtmaz, o sözleri söylemezdin.

İşte bu fıkra gereği, ülkemizde okuryazar sayısı belki artıyor. Ama eğitimli bir toplum olabilmenin gereği yerine getirilemiyor. Şu veya bu derecedeki okulu, fakülteyi bitirmek ve oralardan diploma almak eğitimli bir kadro oluşturmak için yetmiyor.

Eğitimli bir toplumun gerçekleşebilmesi için, yeniliklere açık, kadın erkek eşitliğini özümsemiş, çağdaş bir görünüm içerisinde uygar görüşlere ulaşabilmek için gereken yapılmalı, eğitimimiz bu anlayış içerisinde gerçekleştirilmelidir.

Eğer köy enstitüleri kapatılmayıp, yurt geneline yaygınlaştırılsa, eğer eğitim birliği yasası, gerçek anlamda uygulanmak suretiyle bu günlere gelinebilse idi, emin olun ki bu tür şiddet eylemleri ya olmayacak ya da yok denecek düzeye inecekti.

Hiç olmazsa bunlardan ders almak suretiyle geleceğimizin karanlık olmaması, şiddet eylemlerinin son bulması için, gerçek çağdaş eğitime önem verelim ve toplumu bu anlayış içerisinde eğitimli hale getirelim…

nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version