Konuştuk, tartıştık ve yıktık…

Şimdi Sıra Ne Olacağında! Mülkiyeti, Büyükşehir Yasası’ndan önce İl Özel İdaresi’ne ait olan, ancak ardından Emniyet Genel Müdürlüğü’ne devredilen eski Antakya Oteli’nin yıkım çalışmalarında sona gelindi. İş makinelerinin tozu içinde yaşananları izleyenler ‘yerine Polis Evi yapılacak’ denen boş alana bakarken, yaşanan karmaşaya bir çeki düzen verecek ‘resmi bir açıklamayı’ da beklemeye devam ediyor. Yıkılmasından sonra […]

Şimdi Sıra Ne Olacağında!

Mülkiyeti, Büyükşehir Yasası’ndan önce İl Özel İdaresi’ne ait olan, ancak ardından Emniyet Genel Müdürlüğü’ne devredilen eski Antakya Oteli’nin yıkım çalışmalarında sona gelindi. İş makinelerinin tozu içinde yaşananları izleyenler ‘yerine Polis Evi yapılacak’ denen boş alana bakarken, yaşanan karmaşaya bir çeki düzen verecek ‘resmi bir açıklamayı’ da beklemeye devam ediyor.

Yıkılmasından sonra yerine ‘Polis Evi’ yapılacağı bildirildi. Ancak tartışmalı sürecin ardından bu alanın bu şekilde kullanılmasına ‘turistik potansiyeli’ etkileyeceği düşüncesiyle bölge esnafı karşı çıktı. Bu konuda kamuoyuna yansıyan açıklamada ise, “Yapılacak Polis Evi nedeniyle, cadde, bariyerlerle kapatılacak. Biz, Polis Evi’ne karşı değiliz. Polis, başımızın tacıdır. Fakat Polis Evi’nin daha uygun bir yere yapılmasını rica ediyoruz. Sayın Valimizden, 10 Milletvekilimizden ve diğer yetkililerden bu konuya bir çare bulmalarını rica ediyoruz” sözlerine yer verildi.
Cadde esnafı, bu taleplerini kamuoyu ile paylaşırken, uygun gördükleri çözümü de paylaştı ve yıkılan otelin yerine turizme katkı sağlayacak bir tesis yapılabileceği gibi, bölgenin yeşil alan olarak değerlendirilebileceğini de ifade etti.
-AÇIKLAMA YOK!-
Bugüne kadar süren bekleyişe henüz net bir ‘resmi’ açıklama eklenmedi. Konunun taraflarının hangi kurum ya da kuruluşlar olduğu sorgusu ise yaşanan bu bilgi kirliliği içinde kayboldu.Bölge esnafı yanı sıra, ‘kent kimliği’ ve ‘kent silueti’ hassasiyetinde duran vatandaşların talebi ise şu kelimelerle netleşti:
“Atatürk Caddesi cephesinden baktığınızda, karşınıza ‘taş kesme’ Adalı Konağı çıkar. Tamam, diğer tarafında beton yapılar olabilir, ama cadde girişine eklenecek söz konusu yeni yapının mevcut bu girişi bozmaması da gerekiyor. Çünkü Asi’ye bakan taraftan, kentin doğu yakasından bu tarafa baktığınızda da, eski otelin diğer yanında başka bir taş ev dikkat çeker. O nedenle ‘tercih’ önemli! Aslında bu süre gelen tartışmalara bu kentin mimarları ne-den katılmıyor ki? Onlar da fikrini açıklasın. En çok da, karşıdan bakıldığında uzunca bir zaman bakımsızlığı ve yüksekliğiyle kent görselini bozan bu yapının yerine dikilecek olan için bir şeyler söylesin. Çünkü yapıldıktan sonra ‘olmamış’ demek neye yarayacak? Bu durum, Antakya Atatürk Parkı içine yapılmak istenen Kültür Merkezi hikayesine benziyor. Ya da Ulus Meydanı’ndaki koca iki ağacın ‘çürüdü’ diye kesilmesine… Kimse konuşmuyor. Konuşması gerekenler konuşmuyor. Susanlarımızın çokluğu ise her zamanki gibi bu şehre kaybettirmeye devam ediyor.”
-BENZER TALEP-
Tartışma-nın, ‘kent kimliği’ ve ‘kent silueti’ kısmında duranların işaret ettiği bir başka alan ise, Vakıflar Genel Müdürlüğü inisiyatifinde ‘ne olacağı’ henüz netleşmeyen, Antakya kent merkezindeki Vakıf İşhanı! Burada benzer bir işhanı planlaması yapan ve bunu da ‘kent mimarisine uygun olacak’ başlığında sunan Vakıflar’ın bu kararı, esnafın son ‘yürütmeyi durdurma’ kararı ardından zorunlu bir bekleyişe geçti. Ancak, bu alanın da ‘yeşil alan’ olarak değerlendirilmesini ve trafiğe kapalı Saray Caddesi’nin bu şekilde önünün açılmasını isteyenler de az değil.
-ANKET YAPILSIN!-
Beklenti ve taleplerin biriktiği nokta mı? Vakıf İşhanı, Eski Antakya Oteli ve Park içinde yapılması muhtemel Kültür Merkezi için kent insanının da söz hakkının olması, daha önce “Hatay’ın Teşvik Bölgesi Değişikliği” için düzenlenen ‘kamuoyu yoklaması’nın bu başlıklarda da hayata geçirilmesi!  -Tamer Yazar-

Exit mobile version