Korku….

2018 yılının son günlerinde yaşanan olaylar daha da dikkat çekici olmaya başlamıştır. Anayasanın açık hükmüne rağmen ifade özgürlüğü, toplantı hürriyeti çeşitli nedenlerle kısıtlanmak istenmektedir. Etrafa bir korku havası salınmak istendiği yolundaki söylemler giderek yoğunluk kazanmaya başlamıştır. Neredeyse vatandaş yazarken, konuşurken, hatta adımını bile atarken tepki ile karşılanıp karşılanmayacağını ölçer, biçer, tartar duruma gelmiştir. Oysaki demokrasilerde […]

2018 yılının son günlerinde yaşanan olaylar daha da dikkat çekici olmaya başlamıştır.

Anayasanın açık hükmüne rağmen ifade özgürlüğü, toplantı hürriyeti çeşitli nedenlerle kısıtlanmak istenmektedir.

Etrafa bir korku havası salınmak istendiği yolundaki söylemler giderek yoğunluk kazanmaya başlamıştır.
Neredeyse vatandaş yazarken, konuşurken, hatta adımını bile atarken tepki ile karşılanıp karşılanmayacağını ölçer, biçer, tartar duruma gelmiştir.

Oysaki demokrasilerde ifade özgürlüğü, toplantı hürriyeti serbestçe kullanılmalıdır. Ama ne yazık ki, bu hakların kullanılmasının giderek zorlaştığı, yada zorlaştırılmak istendiği yaşanan olaylarla kendini göstermektedir.

Son örneğini de Türkiye’nin ünlü sanatçılarından Müjdat Gezen ve Metin Akpınar hakkında başlatılan adli soruşturma nedeniyle gördük ve izledik.

Her iki sanatçıda sadece Türkiye çapında değil, dünya çapında birer kişidirler.

Özellikle Gezen ve Akpınar hem güldürmekte, hem hicvetmekte, bunları yaparken de kişileri düşünmeye sevk etmek suretiyle önemli görev üstlenen birer sanatçıdırlar.

İşte bu iki sanatçının bir televizyon programında söyledikleri sözler nedeniyle haklarında adli soruşturma başlatılmıştır.

Soruşturma öncesi bu iki sanatçı ile ilgili olarak konuşulanların suç olduğu yolundaki beyanlar oldukça dikkat çekici olmuştur.

Adli soruşturmanın bu konuşmadan sonra başlatılmış olmasıda kamuoyunda bu görüşün yer etmesine neden olmuştur.

Ne ise ne ?

Başlatılan adli soruşturma nedeniyle 76 yaşındaki Müjdat Gezen ile 78 yaşındaki Metin Akpınar polis refakatinde adliyeye getirilmişler, adliye koridorlarında bir süre bekletildikten sonrada Cumhuriyet savcısına ifade vermişlerdir.

Bu iki sanatçı, toplumda ülkeye bağlılıkları ve vatanseverlikleri ile tanınmaktadırlar. Bunların ülkeden kaçacakları, göçecekleri yok.

Durum böyle olduğuna göre, ifade vermek üzere savcılığa çağrılmaları yerine polis refakatinde getirilmeleri geniş bir kesimde tepki ve eleştiri ile karşılanmıştır.

Bu iki sanatçı ifadelerini verdikten sonra, herhangi bir şekilde yasaya aykırı tutum ve davranış içinde olmadıkları yolunda savunmada bulunduklarını yaptıkları açıklamalarla kamuoyuna duyurmuşlardır.

Yaşları 80’e merdiven dayamış bu iki sanatçının adli kontrol şartı ile yurtdışı yasağı konmak suretiyle serbest bırakılması da eleştirilere neden olmuştur.

Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın söylemlerinin suç teşkil edip etmeyeceği elbette ki yargılama sonunda belli olacaktır.

Önemli olan bu iki sanatçıya karşı takınılan tutum ve tavırdır. Davet yoluyla adliyeye çağırılmaları ve ifadelerinin alınması mümkün iken, polis refakatinde getirtilmeleri kamuoyu nezdinde hoş ve şık bir hareket olarak görülmemiştir.

Merak ediyoruz, biz niye normal yolları seçmiyor ve kolayı zora dönüştürmek yolunu tercih ediyoruz.

Eğer normal bir yolla her iki sanatçı hakkında yasal işlem yapılsa idi, emin olun kamuoyunda bu kadar ses getirmez, bu kadar gündemde yer almazdı.

2018’in son günlerinde bu iki sanatçıya uygulanan yol ve yöntem, belleklere hiçte olumlu olarak yer etmeyecektir.

Bu nedenle hiç olmazsa bundan sonra, kolayı zora dönüştürme yerine, kolayı daha kolay bir yola dönüştürmek suretiyle, gergin bir ortam yaratmaktan uzaklaşarak, tansiyonun yükselmesine neden olmayacak tutum ve davranış içerisine girilmelidir diyoruz.

Acaba haksız mıyız?…

nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version