Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Korkumuz da yok, endişemiz de…

“Umut, yüreğimizin en derinindeki

“Umut, yüreğimizin en derinindeki yerini her daim korumalıdır” diyen, CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı, Anayasa Referandumu noktasında kazanan tarafın demokrasi cephesi olacağını söyledi, ekledi de… 

Yeni Anayasa tartışmalarında gelinen son noktada olası ‘HAYIR’ oylarına yönelik yapılan sert açıklamalar dikkat çekerken, bu konuda konuşan Hilmi Yarayıcı, “Anayasa değişikliklerinin bütünü; yasama, yürütme ve yargının tek bir kişiye bağlanmak istenmesi olarak özetlenebilir. 15 Temmuz’dan bu yana yaşadıklarımızın özeti de zaten bu değil midir?” dedi. Konuya ilişkin olarak BirGün Gazetesi’ne yazan, CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı, sokaktaki vatandaşın sordukları noktasına yeni sorular eklerken, mevcut beklentilere iliştirilen korkunun da resmini çizdi.

-Beklenen ne?-

Maddelerin Meclis Genel Kurulu’nda onaylanması aşamasında da sık sık tartışmalara neden olan Anayasa önerisinde, Cumhurbaşkanı’nın, Partisi ile ilişkisinin devam etmesi ve Anayasa değişikliğinin kabul edilmesiyle birlikte de bu hükmün uygulanması öngörülüyor. Buna göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa önerisi referandumda kabul edilirse, AK Parti ile resmi bağını yeniden kuracak. Öneride, Erdoğan’ın genel başkanlığı için hukuki bir engel bulunmuyor. Ancak, Erdoğan’ın, Partinin Eylül 2018’de yapılacak olağan kongresine kadar bekleyeceği, 2019 seçimlerine hem AK Parti Genel Başkanı hem de Cumhurbaşkanı adayı olarak katılacağı kaydediliyor.

-Güç, bir kişide- 

Buna dair açıklamasında, “Anayasa değişikliklerinin bütünü yasama, yürütme ve yargının tek bir kişiye bağlanmak istenmesi olarak özetlenebilir” diyen Hilmi Yarayıcı, “15 Temmuz’dan bu yana yaşadıklarımızın özeti de zaten bu değil midir? Kuvvetlerin fiili olarak Erdoğan’da toplanmış olması, sistemin zaten hayata geçmiş olduğunun göstergesi değil midir? Bu soruların cevabı ‘evet’tir. Bunu biliyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Olası ‘Hayır’ oylarına yönelik iktidar kanadından gelen sert yorum ve açıklamalar için de saptamalarda bulunan Yarayıcı, “Sancılı, ama bir o kadar da kirli bir süreç. Kitlelerini daha da konsolide etme uğruna, 7 Haziran’dan bu yana izledikleri gerilim üzerinden kutuplaştırıcı siyasetlerini daha da derinleştireceklerdir. Milliyetçi oyları çekme adına batıda Kürt düşmanlığına başvururken, Doğu ve Güneydoğu’da tutuklama ve gözaltılarla HDP çalışamaz hale getirildikten sonra, dini söylemler öne çıkarılacaktır. Bunları yaparken, ‘Hayır’ oylarını terörle ilişkilendirecek algı oyunları en çok başvuracakları yol olacaktır. Ki, Numan Kurtulmuş, yapmış olduğu açıklamasıyla bu kirli kampanyanın startını da vermiştir bir bakıma” dedi.

-Hayır’a baskı-

Daha referandum kampanyaları başlamadan, olası “Hayır” diyeceklere şimdiden baskı ve sindirme araçlarının devreye sokulmasını da değerlendiren Yarayıcı, bu durumu, iktidarın “Hayır” korkusu olarak yorumladı ve “Sahip olduğu tüm güce rağmen OHAL’i kaldırma yoluna gitmemesi, korkusunun ulaştığı boyutun ipuçlarıdır. İktidar da, saray da korkuyor. Demokrasi cephesinin kazanma olasılığı, emin olun, her gece üzerlerine bir karabasan gibi çöküyor. Umut verme veya hamaset amaçlı sözler değil bunlar. Yürekten gelen bir inancın ifadesidir sadece” dedi.

-Umut hep var-

Demokrasi umudunun kaybedilmemesi gerektiğinin altını çizen Hilmi Yarayıcı, şu mesajı verdi: “Avrupa işçi sınıfının demokrasi mücadelesi geçmişi kadar bir mücadele geçmişimiz olmayabilir. Ancak Şeyh Bedrettin’den Pir Sultan’a, Dadaloğlu’ndan Baba İshak’lara, Kızıldere’den 1977’nin 1 Mayıs’ına uzanan köklü bir kardeşlik ve zulme boyun eğmeme geleneğimiz var. En umutsuz olduğumuz anlarda bu gelenek bir şekilde kendini yeniden var ediyor. Her seferinde zalimin zulmüne dur demesini bilir. Çok uzağa gitmeyelim. Baskının ve zulmün en yoğun olduğu, karamsarlığın ve umutsuzluğun boy verdiği günlerde Gezi direnişi, Bedrettin ve yoldaşlarının yüzlerce yıl sonra yeniden doğuşu değil miydi? O yüzden umut, her daim yüreğimizin en derinindeki yerini korumalıdır.” “Korkumuz da endişemiz de yok” diyen Yarayıcı’nın son sözü, Nazım Hikmet’ten oldu: “Nazım Usta’nın, ‘O ne müthiş bahtiyarlık sevgilim, anlamak gideni ve gelmekte olanı’ dizelerindeki gibi bahtiyarız…”

Tamer Yazar