KORONA GÜNLERİNDE HIZLANAN HAYAT

Merhaba sevgili okuyucu. Ben, tarz itibariyle sahneyi çok fazla işgal etmek istemeyen bir gazeteciyim. Yeri ve zamanı geldiğinde rol alıp repliğimi vermek, bunu yaptığımda da etkili olup iz bırakmak en büyük amacım. O yüzden, sizlere bu köşemde çok fazla bilgiçlik taslayacak, doğruları anlatıp yanlışları sıralayacak bir adam değilim. Haddim değil. Ben, sizle bu köşede hayatı, […]

Merhaba sevgili okuyucu.

Ben, tarz itibariyle sahneyi çok fazla işgal etmek istemeyen bir gazeteciyim. Yeri ve zamanı geldiğinde rol alıp repliğimi vermek, bunu yaptığımda da etkili olup iz bırakmak en büyük amacım. O yüzden, sizlere bu köşemde çok fazla bilgiçlik taslayacak, doğruları anlatıp yanlışları sıralayacak bir adam değilim. Haddim değil. Ben, sizle bu köşede hayatı, hayatımı paylaşacağım.

Korona günlerine ben de adapte olmak için çaba sarf ediyorum. İlk motivasyonum, gazetedeki diğer arkadaşları evden verimli çalışacakları bir düzene kavuşturmaktı. Yazı İşleri Müdürümüz Cemil Yıldız ağabeyimiz hariç, hemen herkes evinden çalışabileceği bir rutine girdi. Umuyorum ki o da kısa süre sonra bu yeni duruma adapte olacaktır.

Hemen lafa gireyim. Tamam, korona ile hayatımız tam anlamıyla alabora oldu. Oldu, ama farkında mısınız bilmiyorum, hayat bir anda daha da hızlandı. Yani daha önce günlerce ya da aylarca süren yavaş gelişmeler bir anda çok hızlı bir şekilde gerçekleşip, süreç son derece canlandı. Artık birçoğumuz, çok daha hızlı karar alıp, aldığımız kararı çok daha hızlı hayata sokuyoruz. Sanki yarın ölecekmişiz gibi atacağımız adımları hızlandırdık.

Çok değerli ve benim için idol olan ağabeyim İbrahim Seyfittinoğlu; şu olağanüstü günler dolayısıyla bana; “Sinancığım, böylesi zamanlarda, yani kriz ortamında hayat insanlara yepyeni imkanlar sunar. Kısaca krizler, bazen en büyük fırsatlardır” dedi.

Hoş, yaygın basında bu fırsat işini milletin nelere çevirdiğini görüyoruz. Karaborsa olan maskeler, bir liraya aldığımız ucuz malların nasıl pahalandığını dün sevgili Av. Bekir Atahan kendi köşesinde anlattı. Ona yürekten katılıyorum.

Ben, yine bu dönemde; fikir adamlarının, filozofların, düşün dünyasının büyük bir atak yapmasını bekliyorum. Beklentim o ki, insanlığa nefes aldıracak olan AŞI olmayacak; insanlığa nefes aldıracak olan yeni bir düşünce, yeni bir felsefe olacak. Kapitalizm, sosyalizm, izim, izim, izim… At hepsini çöp sepetine. İNSANI merkeze alan, yeni ve evrensel bir düşünceye hazırlayın kendinizi. Biri ya da birileri çıkacak ve öyle bir şey diyecek ki, bütün ezberlerimiz bozulacak.

En az rağbet gören haberler, siyaset haberleri oldu. Kimse Tayyip’in ne dediğini, Muhalefetin ne yaptığını çok takmıyor. Yani onların bu güne kadar bizi meşgul eden çırpınışları aut oldu. Artık insanlar ağırlıklı olarak; bireysel gelişimin, algılamanın ve hayatı hiçbir etki altında kalmaksızın kendi ayakları üzerinde yaşamanın derdinde. Ne güzel ki, birçoğumuzun merkezine ta kendimiz girdi. Artık bizden daha önemli kimse yok.

Yaşanmakta olan trafik, ak yumurtayı kara yumurtayı gün gibi ortaya çıkarıyor.

Psikolojisi güçlü olanlar, yeniçağı iyi anlayanlar, yeniliğe açık olanlar bir adım öne çıkacak. Hurafelerle yaşayanlar, karabasana saplanmış olanlar, egosu yüksek olanlar kaybedecek. Bugüne kadar kimler gerçek dost biriktirmiş, o ortaya çıkacak. Şimdi parası, malı ve mülkü olanlar değil, İNSAN sahibi gerçek insanlar gerçek zenginler olarak parlayacak.

Tam da bu aşamada son sözümü paylaşayım. Bizim gerçek dostlarımız, siz değerli okurlarımızsınız. İyi ki varsınız. Sayenizde yalnız değiliz. Sayenizde, çok ama çok zenginiz.

Sizi seviyoruz. Lütfen evde kalınız.

Sevgiyle.

Exit mobile version