Covid-19 salgını tüm Dünya’yı bir anda etkisi altına aldı ve hayatımızda adeta bir devrim yaptı. Caddeler sokaklar bomboş, insanlık gözle görülmeyen bir virüs ile savaşıyor, yaşam mücadelesi veriyor. Covid-19, din, dil, ırk, mezhep, siyasi görüş, cinsiyet tanımıyor. Yakaladığına yapışıveriyor. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, bardağa biraz da dolu tarafından bakmaya çalışalım.
Modern diye nitelediğimiz, ama ne kadar modern olduğu tartışmalı bu çağda insanoğlu kendini bir girdaba atıvermişti. Yoğun iş temposu, davetler, seyahatler, hırslar, ihtiraslar, insanoğlunun gözüne adeta ket vurmuştu. Bu süreçte öncelikle, sağlık kelimesinin ne kadar değerli olduğunu görebildik. İnsanoğlunun sağlığı elden giderse, geriye hiçbir şeyin önemi kalmıyor. Daha düne kadar gündemimizde neler vardı bir hatırlayalım. Savaşlar, sınır ötesi operasyonlar… Peki ya bugün? Değer miymiş bunca savaşa, kana, göz yaşına?
Doğayı gün geçtikçe artan bir hızda tahrip ediyorduk, doğaya saygımızı yitirivermiştik. Ağaçları kesiyor, hayvanları katlediyor, denizleri, havayı kirletiyorduk. Acaba doğa bize bir mesaj mı veriyor?
Tüm insanlık evlerine kapanmış durumda. Milyon dolarları olan da, bir kuru ekmeğe muhtaç olan da. Bir kafede insanın sevdikleriyle kahvesini yudumlaması, seyahat etmesi, yürüyüş yapabilmesi, ne kadar da değerliymiş?
Toplum olarak sık kullandığımız bir tabir vardır, “temizlik imandan gelir” diye. Gerçekten temiz miydik bugüne kadar, caddelere sokaklara hiç çöp atmıyor muyduk? Ortak kullanım alanlardaki lavaboları titiz bir şekilde mi kullanıyorduk? Yada kendimizi bu kalıplaşmış cümleler aldatırken, gerçekler yüzümüze tokat gibi çarpıyor mu şimdi?
5 liraya satılan bir ürünün, hepimizin gözünün önünde bir anda 50 liraya satılmaya başlandı. 90 liraya satılan otobüs bileti 350 liraya satılır oldu. Ticari ahlak denilen bir kavram vardı, hatırladınız mı?
Ve daha niceleri. Hepimiz bir sınavdan geçiyoruz. Bu sınav kimimiz için yeni yaşam şartlarına adapte olmak, kimimiz için de virüs ötesi bir sorgulama şeklinde. Ben insanoğlunun bu virüsü yeneceğine inananlardanım. Ve sonrasında hepimiz oturup düşüneceğiz. Ve göreceğiz, tüm insanlığın aynı gemide olduğunu; birbirimizle savaşmaya, nükleer füzeleri uçurmaya, petrol hırsına dünyayı yakmaya devam edersek bu gemiyi batıracağımızı.
Ve bugün olduğu gibi, yarın da binlerce kez teşekkür edeceğiz; yaşamlarını riske atarak insanlık için en değerli savaşı veren sağlık çalışanlarına ve doktorlarımıza.
bekir.atahan@atahanhukuk.com