Türk Devrimi neden özellikle kültür devrimidir? Şu nedenle: Yeni çağcıl insanı yaratmadan hiçbir konuda ilerleme olanağı yoktur. Altı yüzyıl, sultanın egemen gücü sürsün diye yaban ellerde ölüp kalan Türk tükenmiştir. Bağımsızlık Savaşımızın zorunluluğunu kavrayan Türk halkı uluslaşmış, binlerce şehit toprağa düşerek utkuyu kazanmıştır.
Yeni insan, sultan ele geçirildiğinde, ulusun, yurdun ele geçirilemeyeceği bir nitelikte olacaktır. Eleştirel, dilinin değerini bilen, usçu, laik, kültürlü, elinden iş gelen insandır yeni insan.
Osmanlı’dan kalan cılız işlikler gibi okuryazar oranı en iyimser tahminle yüzde 7’dir. İkinci cumhuriyetçi tayfası halkı illa almayı sürdürecekse köy enstitülerini tartışmayı bıraksın. Buradan onlara ekmek de pasta da çıkmaz.
Bilge Önder Mustafa Kemal Atatürk, Bakan Hasan Âli Yücel, İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç ve diğer özverili aydınlar. Önce millet mektepleri ve eğitmen kursları yöntemleri ön girişim olarak uygulandı. 1939 yılında Neşriyat Kongresi yapıldı. Bu Kongreyle büyük başarı sağlandığı gibi köy enstitülerinin çekirdeğini oluşturan Tercüme Bürosu’nun temeli atıldı.
17 Nisan 1940’ta, 3803 sayılı yasayla köy enstitüleri kuruldu. İşlerlik dönemi 1940-1946 arasındaki özgürlükçü, eşitlikçi eğitim dizgesi sonucunda 100’ün üzerinde yazar, bilimci yetişti.
Öğrenciler özellikle o dönem yaklaşık 500 Doğu-Batı klasik yapıtını aralıksız, coşkuyla okudular, halk danslarıyla güne başladılar. Her öğrenci bir çalgı öğrendi. Mandolin, keman, bağlama, piyano… Operaya, senfonik dinletilere gittiler. Yılda en az 28 kitap okumak zorunluydu. Görevli yaşadıkları köylerde kitaplıklar kuruldu.
Köy enstitülerinde 6 yıl içinde yaklaşık 18.000 öğretmen, 1.600 sağlıkçı yetişti. 21 enstitüye ulaşılmıştı kapatıldığında. Her okulun yönetiminin bulunduğu bölgeye göre ders belirleme yetkisi vardı. Örneğin Cilavuz Köy Enstitüsünde kayak dersi, Beşikdüzü Köy Enstitüsünde balıkçılık dersi. Arıcılık, demircilik, marangozluk…
Antakya’dan bir Ali Yüce vardı ki köy enstitülü usta, yetkin bir ozandı, halkın gür sesiydi, insanlığın duyuncuydu. Antakyalı olmasa da Abdullah Özkucur, Ali Yüce’nin kardaşı sayılırdı.
6 Şubat 2023 Yersarsıntısı Kıyımından sonra sanata sığındık.
Kendi arasından çıkan öğretmenleriyle, yazarlarıyla bilinçlenen ulus, ağaların, dincilerin, tefecilerin buyruğundan çıkmaya başlar. Ülkede rüzgâr, kasırga devrime karşı, uyanışa karşı alabildiğine esmektedir. Adnan Menderes ile oy karşılığı kapatmakta anlaşır, öyle de yaparlar.
Bu apaçık gerçek karşısında bile İsmet İnönü’yü, CHP’yi suçlamaya can atan sözde solcular fır dönüyor ortada. Sava bakın: Efem, milliyetçilik, “Kemalizm” köyde kökleşsin diye açılmasına karşın, sosyalist, komünist yetiştiğini gören İ. İnönü kapatıverdi.
İnönü o denli salak mı ki böyle özgürlükçü, eşitlikçi, bilimsel eğitim dizgesinden nasıl bir insan yetişeceğini bilmesin. Siz kendinizi akıllı, alemi ahmak mı sanırsınız…
Anlamak çok mu anlak gerektiriyor. Türkiye de dünya da yayılmacı Batıya yönelmekte. Çıkar orada. İşbirlikçilikte. Ha, CHP kusursuz mu? Değil. Ne ki gerçek başka, açıkladığımız bilgide gerçek.