Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Köy Meydanı Değil!

Antakya Ulus Meydanı… Yaya

Antakya Ulus Meydanı…

Yaya ve araç trafiği için sıkıntı oluşturuyorlar, araçların ara ara durmasına sebep oluyorlar. Kentin en işlek meydanını mesken tutmaları yüzünden, birçok vatandaş bu alanı kullanmaktan korkar hale geldi. Peki, kurumsal sorumluluk noktasında duranların sessizliğini izleyen vatandaş ne yapmalı? Kimi kime şikâyet etmeli? Eldekinin denetimsizliği için çözümü nerede aramalı?

“Evden işe giderken, her gün Cumhuriyet Anıtı’nın oradaki köprüden geçiyorum. Aslında şu ana kadar hep arabaların peşinden koştuklarını görüyorum, ama göz göze gelmekten de korkuyor insan, ister istemez! Bildiğiniz çoban köpeği boyutunda çoğu! Gece olsa, inanın cesaret edemem! Sanırım, bu bölgedeki lokantalar onları besliyor. O yüzden de toplu halde Antakya Ulus Meydanı’nı mesken tutmuş haldeler.

Anlamadığım, yaya ve araç trafiğini de riske sokuyorlar. Bazen araçlar duruyor, ilerleyemiyor! Polis mi? Orada ve hiçbir şey yapmıyor! Aslında onların da trafik güvenliği sorumluluğu kapsamında olaya dahil olması gerekiyor. Gerekmiyor mu? Belediye zabıtaları ise sürekli meydandalar, ama onların da bir tepkisi, hatta olayla yakın dan uzaktan ilgisi yok. İzliyorlar!

Sayın Vali de ara ara bu bölgeyi kullanıyor, yaya olarak. Keşke sabahları bu hali görse! Anlayacağınız, kenti yönetenlerin her gün izlediği, şahit olduğu bir karmaşayı yaşıyoruz her gün, ama kimsenin kılı bile kıpırdamıyor. Dilerim, bir gün kötü bir şey olmaz ve bu serzenişler sadece masum birer eleştiri olarak kalır. Ama bir şey olursa da emin olun bu saydığım kurumların ve tüm o kurumların başında oturanlar tek tek suçlu olacaklar. Hem vicdanen hem de hukuken!”

-ŞİKAYET ORTAK!-

Antakya Gazetesi ile paylaşılan şikâyet, tek değil! Sık sık bu ve buna benzer şikayetler paylaşan kent insanı, bu konuda neden bir politikasızlık yaşandığını soruyor, sorarken de hiç kimsenin neden bu politikasızlığa bir çare bulamadığını sorguluyor.

-SÖYLENENLER!-

J.Ç. >> Kentin en işlek meydanı, köpek havlamaları içinde! Sanırsınız, köydeyiz! Ben de bir hayvanseverim, ama hayvanseverlik de böyle bir başıbozuk hali kabul eden bir şey değil!

P.Ş. >> Eskiden 1-2 köpek görürdük, ‘tamam’ derdik! Şimdi 7-8 köpek, sürü halinde ilerliyor, kent merkezinde. Bunu normalmiş gibi kabul eden belediyelerimiz var, ama ben ne onların bu denetimsiz halini ne de bu görüntüyü kabul ediyorum!

H.Y. >> Soruyorsunuz, biz de şikayet ediyoruz! Sonuç? Değişecek mi bir şeyler?

Y.C. >> Bu bir sorun, ama… Onları da hedefe koymadan çözüm üretmemiz lazım. Düşünün ki bir yerde birini bir köpek ısırıyor, haydi eline tüfeği alan köpek avına çıkıyor! Düşünün, bir köpeğin kuduz olmasının suçunu bütün köpekler çekiyor! Bence, bu çok yanlış, ilkel ve vahşice bir tutum. Bunu yaşamamak için de kurumsal denetim şart.

Tamer Yazar