Kulaklara Küpe…

      Seçim tarihi yaklaşıkça sertleşmelerde giderek artıyor.       Öyle ki; artık kimin ne söyleyeceği ve söylenen sözün ne türlü yorumlanacağı önceden belirlenemiyor.       Böyle oluncada konuşmak zorlaşıyor, yazmak zorlaşıyor, düşünmek ve düşündüklerini ifade etmek zorlaşıyor.       Geçtiğimiz günlerde yaşadıklarımız ve gördüklerimiz bize bu hususları anımsattı.       Örneğin: bir kanala  verilen idari para cezası.       Bu […]

      Seçim tarihi yaklaşıkça sertleşmelerde giderek artıyor.

      Öyle ki; artık kimin ne söyleyeceği ve söylenen sözün ne türlü yorumlanacağı önceden belirlenemiyor.

      Böyle oluncada konuşmak zorlaşıyor, yazmak zorlaşıyor, düşünmek ve düşündüklerini ifade etmek zorlaşıyor.

      Geçtiğimiz günlerde yaşadıklarımız ve gördüklerimiz bize bu hususları anımsattı.

      Örneğin: bir kanala  verilen idari para cezası.

      Bu kanalda yayınlanan bir programda konuşmacılar, düşündüklerini ifade etmek suretiyle gündeme ilişkin bir görüş bildirmek istemişlerdir.

      İşte bu görüşün bildirim şekli, idari para cezasının verilmesine neden olmuştur.

      Yine sandıktan başarılı çıkabilmek, seçimi kazanmak suretiyle koltuğa yeniden sahip olabilmek veya koltuğu elde edebilmek için çaba üstüne çaba sarf ediliyor.

      Mevcut ittifakların dağılması veya yeni yeni ittifakların ortaya çıkması suretiyle sandıktan birinci olarak çıkabilmenin yol ve yöntemleri aranıyor.

      Tüm bunlar yapılırken de, karşılıklı sevgi, saygı, nezaket ve iyi niyet kuralları görmezden gelinmek suretiyle, sertleşme, kırıcı sözler söyleme ve bunun sonucu olarakta ilerde yüz yüze bakılmayacakmış gibi bir durumun ortaya çıkmasına neden olacak tutum ve davranışlar içine giriliyor.

      Oysaki; bunların hiç birine gerek yoktur.

      Demokrasilerde makamlar gelip geçicidir.

      Bugün o makama biri oturur, yarın öbürü.

      Bu husus belleklere yer ettiği takdirde, böyle sertleşmenin, böyle kırıcı olmanın gereksiz olacağı da kendini net bir şekilde gösterecektir.

      Ancak ne yazık ki; gelişmeler bu doğrultuda hareket edilmediğini ve edilmeyeceğini de bize göstermektedir.

      Hâlbuki tüm bunların, gereksiz olduğu bilinmelidir.

      Yine tüm bunların, özgürlükçü demokrasilerde söz konusu olamayacağı bilinmelidir.

      Eğer bunlar görülür ve bilinirse, ileriki günlerin aydınlık olacağı ve karanlık bulutların ortadan kalkacağı da anlaşılmalıdır.

      Siyaset sahnesinde görev alanlar ve görev üstlenmek isteyenler bu hususları iyice görmeli, bilmeli ve anlamalıdırlar.

      Kişisel beklenti değil ülke yararı düşünülerek hareket edilir ve bu doğrultuda adımlar atılırsa, bundan herkesin yararlı çıkacağını bir kez daha belirtmekte fayda görüyoruz.

      Siyasete atılmak isteyenler için meşhur bir söz vardır: Siyaset erdemlilik sanatıdır.

      Eğer bu söz kulaklara küpe olur ve bu söz doğrultusunda hareket edilirse, başta hem söyleyen, hem uygulayan, hemde bu doğrultuda adımlar atan olmak üzere, tüm toplum bundan yarar görür ve gelecek günlerin ülkeyi aydınlatmasının önü açılmış olur.

      Son günlerdeki gördüklerimiz, duyduklarımız ve yaşadıklarımız bize bunların anımsanmasına vesile olmuştur.

      Bir kez daha hatırlatıyoruz: Eğer siyasetin, erdemlilik sanatı olduğu hatırdan uzak tutulmaz ve bu doğrultuda adımlar atılırsa, bundan herkes yarar görecektir.

      Bu vesile ile biz, bir kez daha hatırlatma ve uyarı görevini yerine getirme gereğini duyuyoruz.

      Bizden hatırlatması …

                                                               nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version