Adamın biri…uzak bir ülke de…
Sınırdan bisikletle geçiyor muş.
Selesinde kocaman bir torba.
Gümrük görevlisi…
Haliyle şüphelenmiş.
”aç torbayı ”demiş.
Adam Açmış.
Kum çıkmış.
İki gün sonra aynı adam…
Islık çala çala gelmiş sınır kapısına .
Çıkış yapacak…
Selesinde gene bir torba.
”Aç” demişler açmış.
Gene kum .
İki gün sonra…
Aynı adam…
Pedal çevire çevire gelmiş sınır kapısına.
Selede gene torba.
Bu sefer polis çağırmışlar.
Narkotikçi gözüyle incelemişler…
Bildiğin kum.
Delirecekler miş.
Bir…üç…beş…
Sürekli aynı manzara tekrarlanıyormuş.
Adam… geze geze geliyormuş…
Termal kamerayla bakıyorlarmış…
Tahlil yapıyorlarmış…
Köpeklere koklattırıyorlar mış…
Uyduyla takip ediyorlar mış…
Masal bu ya…
Hep kum çıkıyor muş.
Aradan yıllar geçiyor.
Gümrük görevlisi …
O adama çarşıda rastlamış.
Ve demiş ki…
”İçim içimi yiyor…
Bu saatten sonra zaten sana bir şey yapamam…
Allah aşkına söyle…
Ne kaçırıyordun o torbayla?”
Adam cevap vermiş…
” bisiklet ”
Yorum…
Hayata…olaylara ve durumlara bakış açımızı değiştiremediğimiz sürece…
Hiç bir durumun…olayın arka planını…
Ya da objektif halini göreme_meye devam ediyoruz.