Dünden itibaren, tüm dünyada Covid-19 ile ilgili olarak konulmuş bulunan kısıtlamalar önemli ölçüde kaldırılmaya başlandı.
Covid-19 ile mücadelede tam bir başarı sağlandı mı derseniz, buna yanıt herhalde evet olamayacaktır. Zira virüsle mücadelede, önemli aşamalar kaydedilmiş olsa da ,henüz virüsün tahrip gücü tamamen yok edilebilmiş değil.
Gerek virüse karşı kullanılacak olan aşının ve gerekse Covid -19 hastaları ile ilgili tedavide uygulanacak olan ilacın kesin olarak bulunmamış olması sonucu, halen dünya genelinde ikinci ve üçüncü dalgalar beklenmektedir.
Virüsle mücadeledeki bu olumsuzluklara rağmen, yeni normal yaşamın önemli adımları ,dünden itibaren dünya genelinde atılmaya başlanmıştır.
Bunun nedenleri arasında ekonomide yaşanan kriz ve sıkıntı ilk sıralarda yer almaktadır.
Ülkemizde; virüsle yapılan mücadelede sona yaklaşılmakta olunduğunun anlaşılması üzerine, yaşanan ekonomik krizin daha da büyümemesi için, kısıtlamalar önemli ölçüde kaldırılmış ve yeni normal yaşam süreci ile ilgili ilk adımlar dünden itibaren atılmaya başlanmıştır.
1 Haziran’dan itibaren, çok az sayıdaki kısıtlamalar hariç tutulduğunda, yeni normal yaşam için önemli kararların alındığı ve adımların atıldığı yapılan açıklamalardan anlaşılmaktadır.
Bir taraftan kısıtlamalar nedeniyle vatandaşların içine girdikleri ruhsal ve ekonomik sıkıntılar, öbür taraftan yaşanan ve virüsle mücadele sonrası yaşanacak olan ekonomik sıkıntılar göz önünde tutulduğunda, alınan karalara karşı önemli bir eleştiri oluşmamıştır.
Şimdi kararlar alındığına, adımlar atılmaya başlandığına göre, hepimize düşen önemli görevlerin olduğunu bir kez daha hatırlamak gerekir.
Bilinmelidir ki ;pandemi ile mücadelede sona gelinmemiştir.
Bilinmelidir ki; koronavirüsün beli tam anlamıyla kırılmamış ve oluşturmakta olduğu bulaşıcılık tamamen sona ermemiştir.
Bilinmelidir ki; virüse karşı mücadelede atılacak yanlış bir adım, yapılacak yanlış bir hareket bu virüsün yeniden güçlenmesine ve birçok can kayıplarının oluşmasına neden olabilecektir.
Bunları göz önünde bulundurmak suretiyle rehavete kapılmamak, bana ne, ben istediğim gibi yaşarım, istediğimi yaparım, bana bir şey olmaz anlayışı ile hareket etmek suretiyle, virüsle mücadele için gerekli kurallara uyulmaz veya ihmal edilirse bilinmelidir ki, gelecek olan yeni dalgalar eskisinden daha şiddetli olacak, daha ağır zararların ve kayıpların oluşmasına sebebiyet verecektir.
Bu nedenle 1 Haziran sonrası için uyulması gereken üç kuralı bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Maske kullanımı, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına titizlikle dikkat etmeli ve uyulmalıdır.
Eğer maske, yasak savma anlayışı ile kullanılacaksa, bunun hem kullanana hemde karşısındakilere zarar vereceği unutulmamalıdır.
Sosyal mesafe kurallarına uyulmadığı takdirde, virüs yine can almaya başlayacak, yeni dalgalar oluşabilecektir.
Virüsle mücadelede önemli bir yer alan hijyen kuralını da göz ardı etmemek gerekir. Esasen hijyen kuralına uyulmamasının sadece virüsle mücadele için değil, tüm canlıların yaşamları için geçerli olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekir.
Dünden itibaren, hemen hemen tüm dünya devletleri yeni bir normal hayata adım atmaya başlamışlardır.
Virüsle mücadelenin ilk günlerinde, bazı devletlerin uygulamaya koymak istedikleri sürü bağışıklığı ilkesinin yeniden gündeme taşınmaması için, dünya genelinde pandemi ile mücadelede uyulması gereken kurallara, aynen uyulduğu takdirde, insanlığın bu virüsle mücadelede başarıya ulaşacağından şüphe etmemek gerekir.
Yeter ki; rehavete , paniğe kapılmayalım ve uyulması gereken tüm kurallara uymak suretiyle virüsle mücadele edelim ve virüsün kökünü kazıyacak ortamın oluşmasına destek verelim…
nabiinal@hotmail.com