Kur’an, Muhkem Ve Müteşabih Mesajlıdır-2

Kaldığım yerden konuya devam edeyim. Muhkem /değişmez ana kural halinde olan bir kural, Kur’an’da; a)Bir ayette, aynı surede birden fazla ayette veya bütün Kur’an’a dağılmış bilgi kırpıntıları şeklindedir. Veya b)Bir kıssa anlatılarak verilmiştir. Veya c)Bir olumsuzluk şeklindeki bir yaklaşımın zıddı, yani olumlusu demektir. Veya d)Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla yaklaşımında söylenen olumlu veya olumsuzluktur […]

Kaldığım yerden konuya devam edeyim.

Muhkem /değişmez ana kural halinde olan bir kural, Kur’an’da;

a)Bir ayette, aynı surede birden fazla ayette veya bütün Kur’an’a dağılmış bilgi kırpıntıları şeklindedir. Veya

b)Bir kıssa anlatılarak verilmiştir. Veya

c)Bir olumsuzluk şeklindeki bir yaklaşımın zıddı, yani olumlusu demektir. Veya

d)Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla yaklaşımında söylenen olumlu veya olumsuzluktur ve ders alınması istenen bir uyarıdır.

Müteşabih mesaj ise,

a) Ya Ana hedef, amaç olan muhkem /değişmez bir ana kurala götürücü, onu gerçekleştirici araçtır /yöntemdir. Yöntem, araç olan müteşabih mesaj, dinamik-esnek-değişken özellikte ve zaman ve topluma göre farklı olabilecek bir yöntemdir. Bu yöntemler sayesinde, atalarımızın ifadesi ile “Ezmanın tağayyuru ile ahkâmın tağayyuru, inkâr olunamaz /Zamanın değişmesiyle, hükümlerin değişmesi görmezden gelinemez” kuralı gerçekleşmiş olmaktadır. Veya müteşabih bir mesaj,

b) “Allah, Ahret, Melek, Cennet, Cehennem, İns, Cin, Şeytan, Vahiy, vs” gibi semboller veya

c) Evren bilgisi şeklindedir.

Bunları bir gitarın çok ses çıkaran teline benzetebiliriz. Zamana ve toplumlara göre farklı ve değişken olan müteşabih /değişken mesajlar, kişisel kanaat ve “Benim inancım budur” deyip kurallaştırılmalara müsait mesajlar olduğundan, Al-i İmran-7 nci ayette, bu konuları önemseyenlerin “içleri fesatlar” olacağına dikkat çekilmiştir.

Muhkemler, birer değişmez ve farz olan dinî birer kural, evrensel anayasa maddesi, müteşabihler ise Anayasa maddesine yönelik, her toplumda farklı ve farklı zamanlarda değiştirliebilen bir yönetmelik gibidir diyebiliriz.

Halkın şeriat diye tanımlanan yöntem açıklayan mesajlar da müteşabih /değişken mesajlardır ve Hz. Muhammed döneminde henüz devletleşmemiş olan toplumu, geleneklerinden kurtarıp devrimsel yenilikler getiren geçici hukuk kurallarıdır. Örneğin miras uygulama kuralı muhkemdir, mirasa yönelik uygulama şekilleri ise müteşabihtir.

Muhkem /değişmez ana kurallar gibi bu müteşabih /değişken mesajları da mutlak ve değişmez kurallar olarak kabul etmek Muhafazakârlık diye tanımlanmaktadır. Bu da Kur’an’ı tamamen değişmez, tek topluma sınırlı, bütün insanlara ve zamanlara hitap etmeyen cansız bir kitap olarak kabul etmek olacaktır. Ve bu insanlar da Müteşabih mesajların, geçmişte olduğu gibi günümüzde de “İslam şeriatı – hukuku” ismi altında devam ettirilmesini isteyenler olmaktadırlar. Dolayısıyla müteşabih /değişken mesajlar, Kur’an’ın değil “İnsanın şeriatı” demektir ve indirildiği zamanın toplumuna yöneliktirler.

Müteşabih /değişken mesajlar, hukuk kurallarının uygulama şekli veya o zamanın toplumsal yapısına uygun sosyal ve ekonomik muhkem /değişmez ana kurallara götürücü araç kurallardır. İnsanların da Hz. Muhammed’ten yaklaşık 150-200 yıl sonra mezhepler şeklinde gruplaşmaları, muhkemlerden ziyade müteşabih mesajları ön plana almaları ve farklı yorumlayıp, bu yorumları yapanın etrafında gruplaşmaları ve yıllar içinde de ek dinî kurallar, rivayetler ve gelenekler eklemeleri ve bu görüşlerin din olarak kabul edilmesi sonucu oluşmuşlardır diye düşünüyorum.

Bir faaliyet belirten ve fiili bulunan bir ayette çoğunlukla muhkem ve müteşabih mesajlar bir aradadır. İşte böyle bir ayette muhkem ve müteşabih mesajları, yıllar içinde kendim bulduğum şu yöntemle belirledim:

* Bir ayetin önce düşünce, öneri veya amele ilişkin olan fiilini buldum.

* Sonra ayette olup, fiili tamamlayan kelime varsa, onu bulma amacıyla, olan fiile, “Kimi, kime, neyi, neye, nereyi, nereye” sorularını sordum. Böylece bulunan 1 veya 2 kelime, mesajın hedefi, diğer bir ifade ile cümlenin fiilinin amacı demek olan muhkem kural oluyor.

* Bulunan muhkem kurala bu defa “Ne ile, nasıl” soruları sorulursa müteşabih mesaj, yani muhkeme, amaca-hedefe götürücü, gerçekleşmesini sağlayıcı araç, yöntem veya kullanılacak vasıta ortaya çıkmış oluyor.

* Örneğin Hac-27. ayette “Tüm insanları, gerek yaya olarak ve gerekse deve gibi çeşitli taşıyıcılarla uzaklardan da olsa çağrına uyup Hac’ca gelsinler” ayetinde Fiil, “Gelsinler” oluyor. Bu kelimeyi tamamlayan kelimeyi bulmak için “Gelsinler” ifadesine “Nereye” sorusunu sorunca “Hacca gelsinler” ifadesi olduğunu görüyoruz. Böylece muhkem /değişmez ana kural olan “Hacca gelsinler” kuralı, yapılması tartışmasız ve farz olan hedef bir kural olmuş oluyor. Bu hedefe “Ne ile, nasıl” sorusunu sorduğumuzda “yaya veya deve ile” şeklinde, o zamanın hedefe vardırıcı aracını /yöntemini buluyoruz. Bu ifade “Müteşabih /değişken mesaj” demektir ve zaman ve topluma göre değişken olandır. Yani insanlar Hac için Mekke’ye zaman ve zemine uygun olmak üzere farklı araçlarla (uçak, otobüs, tren, taksi gibi) gidebilirler demektir.

* İşte içindeki ilâhî ve doğa bilgileri yanında, birer araç /yöntem olan bu müteşabih /değişken mesajlar sayesinde KUR’AN dinamik-esnek ve ebedî kalıcılığı olan MUCİZE BİR KİTAPTIR.

Buna göre Kur’an’ın muhkem /değişmez ana kuralları, Kur’an’ın ilâhî görevliler tarafından korunan, dokunulmayan ve değiştirilemeyen kısımları, müteşabih mesajları ise zaman ve toplumlara göre uyarlanacak değiştirilebilir kısımları olmaktadır.

Konuya inşallah haftaya devam edeceğim.

Exit mobile version