Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Prof. Dr. Gazi ÖZDEMİR

Kur’an’a Göre Allah-1

Kur’an, Allah hakkında konuşmayı bile yalan ve iftira olarak değerlendirip bu yönden olacak girişimlerin yasak /HARAM olduğuna, diğer bir ifade ile yasağa uyulmaması demek olan GÜNAH olacağına birkaç ayet ile dikkat çekmiştir. Hatta Nisa-50’nci ayet ile bu girişimin daha başka haramları /yasakları çiğnemeye neden olma riski taşıyan, yani geniş kapsamlı haram demek olan İSM’lerden olduğu da vurgulanmıştır.

Al-i İmran-75. Kitap verilenlerden öyle dürüst, erdemli kişiler de var ki, onlara kantar dolusu servet emanet etsen, sana aynen geri verirler. Fakat bazıları da var ki tam tersine, kendisine bir dinar emanet etsen, günlerce peşinde dolanmadıkça geri vermez. Böyle yapmalarının gerekçesi de, “Ümmileri /kitapları olmayanları dolandırmamızdan dolayı, Allah bizi cezalandırmaz” diye düşündükleri içindir. Hâlbuki kitaplarında böyle bir bilgi olmadığını biliyorlar ve bile bile Allah’ın adını kullanarak yalan uyduruyor, böylece de Allah’a iftira etmiş oluyorlar.

Nisa-50. Şu yaptıklarına bir baksana, Allah hakkında iftira edercesine nasıl da yalan uydurup duruyorlar. Sadece bu davranışları bile apaçık büyük bir yasak /haram /ism olarak onlara yeter.

Dikkat edilirse Al-i İmran-75’nci ayette, başkalarını aldatma ve hak gaspı yapmak üzere, Kur’an’da bildirilen ve tek gerekçe olan öldürülme anında geçici ve sadece sözde takiye yapma dışında gerekçe ileri sürmek, Allah’a iftira olarak değerlendirilmektedir.

Fetih-6’ncı ayette, Allah hakkında zan üzere konuşup iftira hatası işleyenlerin lanetleneceği de belirtilmiştir. Lanetlenme ise, Allah’ın nimetlerinden mahrum edilme demektir.

Fetih-6. Öte yandan, münafık /iki­yüzlü /riyakâr erkeklerle, ikiyüzlü kadınları ve müşrik /şirk koşan erkeklerle kadınları ise, Allah hakkındaki zanlarına dayanarak iftira uydurmaları nedeniyle de cezalandıracak ve bu iftiralarının karşılığı, onlara mutlaka verilecektir. Allah onları artık gözden çıkarmış, lanetlemiş ve onlar için Cehennem’i hazırlamıştır. Orası ne kötü bir dönüş yeridir bir bilseler. Bu saydıklarımız dışında şunları yapmak da Allah’a birer iftira olarak değerlendirilmektedir:

-Allah hakkında gerçek dışı yakıştırmalar yapmak

-Allah’ın çocuk sahibi olduğunu ileri sürmek

-Meleklerin Allah’ın kızları olduğunu söylemek

-Allah’ın ayetlerini zorlaştırıcı anlamla yorumlayarak, O’nu zulüm edip hak yiyen göstermek

-Allah’ın adına ve O istiyormuş gibi bir öneride bulunmak

 Hud-18, Enbiya-112, Nisa-117, Kehf-5, İsra-40, A’raf-28 ve İhlas-1-4’ncü ayetlerde bu iftira örnekleri açıkça vurgulanmıştır:

Hud-18. Allah’a gerçek dışı yakıştırmalar yapıp iftira etmekte olan veya O’nun adını kullanıp insanları aldatan ve haklarını gasp edenden daha zalim kim olabilir? Allah adına yalan uyduranlar, kıyamet gününde Rablerinin huzuruna çıkarılacaklar ve onları izlemiş olan görevlilerimiz şahit olarak gelip: “İşte Rableri hakkında ve O’nun adına yalan uyduranlar bunlardır” diyeceklerdir. İyi bilin ki Allah’ın laneti, bildirdiğimiz gerçekleri çarpıtan zalimler üzerine olacaktır.

Enbiya-112. Ya Muhammed! Ayrıca şunu da söyle; ” Ey insanlar! Şunu da bilin ki Rabbim, hükmünü hak üzere verir. Sizin olumsuz ifadelerinize ve iftiralarınıza rağmen yine de yardım istenecek olan, sevgi ve merhameti oldukça da bol olandır O”.

Nisa-117. Örneğin müşrikler /şirk koşmakta olanlar, Allah’ın yanında, cansız (inasen) putlara da dua edip duruyorlar ya. Aslında bunlar, hastalanmış /isyankâr şeytandan başkasına dua etmiyorlar.

Kehf-5. Hem “Allah’ın çocukları var” diyenlerin, hem de atalarının, bu konuda bilimsel herhangi bir dayanakları yoktur. Ağızlarından çıkan bu söz çok büyük bir iftiradır. Onlar, sadece yalan söyleyip duruyorlar.

İsra-40. Ey şirk koşanlar! Rabbiniz erkek çocukları size verdi de kendisine Meleklerden kızlar mı edindi? Kuşkusuz siz çok çirkin bir yakıştırmada bulunuyorsunuz.

A’raf-28. Olumsuzlukları ile şeytanla dost olanlar, yaptıkları olumsuzluklar için, “Atalarımızı da böyle yaparlarken gördük ve Allah bize de bunları yapmamızı emretti” derler. Ey Peygamber! Allah’a bu şekilde iftira edenlere de ki: “Allah yanlış ve kötü bir şeyi buyurmaz. Allah hakkında bir şey bilmediğiniz halde nasıl olur da bu şekilde konuşup duruyorsunuz?”

İhlas-1-4. Ya Muhammed! İnsanlara de ki; Allah, tek olandır”. “Ve O Allah, hiç kimseye muhtaç olmayan, fakat her şeyin Ona muhtaç olduğu, öncesiz-sonrasız ve mutlak olandır”. O, çocuk olmamış ve çocuk sahibi de olmamıştır /doğrulmamış ve doğurmamıştır”. Hiçbir şey Onun dengi ve benzeri de değildir”.

Allah, demek ki kendisine bu şekilde iftira edilmemesini önemsiyor ki, iftira edenleri zalim olarak tanımlamış ve ağır bir şekilde cezalandıracağına En’am-21 ve A’raf-152’nci ayetlerde dikkat çekmiştir.

En’am-21. Yalan söyleyerek Allah’a iftira yakıştıranlar ve ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim kimler olabilir? Şüphesiz bunlar, asla kurtuluşa erişemeyecek zalimlerdir.

A’raf-152. Biz de Musa’ya “Ziynet eşyalarından yaptıkları buzağı /boğa heykelini ilahlaştırmış olanlar, Dünya yaşamında Rablerinden bir felaket ve bir cezaya uğrayacaklardır. Çünkü Biz, müfterileri /Allah’a iftira etmiş olanları mutlaka cezalandırmaktayız.

Şimdiye kadar olan açıklamalarda nasıl Allah’a iftira konusunun önemi vurgulanmışsa, önemsenen diğer bir konu ise, Allah’a şirk koşma konusudur. Ve Kur’an’ın daha ilk ayeti olan ‘Alak-1’nci ayette bu konu “Her şeye, tek yaratan Allah’ın adı ile başlayın” uyarısı ile gündeme getirilmiştir. Daha sonra şirk koşmamak gerektiği birçok ayette belirtilmiştir.

 ‘Alak-1. OKU. Her şeyi yaratan /halk eden Rab’bin adı ile.

Allah’ın ibad /kulluk edilecek tek ilah olduğu ayrıca İman etmenin ilk şartı olarak da açıklanmıştır.

Bakara-285. Elçi /resul, Rabbinden kendisine indirilene /Kur’an’a inanıp iman etti, tebliğ ettiği muhkem /değişmez amaç hüküm buyruklarına inanan müminler de. Hepsi Allah’a, Ahirete, Meleklerine, kitaplarına ve elçilerine içtenlikle iman ettiler ve

Biz insanların Allah hakkında konuşmamız veya fikir belirtmemiz iftira olarak değerlendirildiğine göre, Allah hakkında bilgi edinmemizde tek dayanağımızın Kur’an olması gerektiğine inandığımdan, buna yönelik açıklamalara ilişkin olan araştırmalarım sonucu şu başlıklar ve ilgili ayetlerin bulunduğunu fark ettim:

-Allah, her yerde ve bir yönü ile her şeyde olandır

Bakara-115. Şüpheniz olmasın ki, bu toplantı yerlerine gitmeyi engellemek veya tahrip edip dağıtmak ibad /kulluk etmeyi ve Kur’an’ı öğrenmeyi etkilemez. Çünkü doğu da, batı da Allah’ındır. Dolayısıyla ibad /kulluk etmek ve Kur’an’ı öğrenmek için sabit bir mekân şart değildir. Her nereye dönerseniz O’nun varlığı oradadır ve O her şeyi kuşatan genişlikte ve her şeyi bilendir.

-İki doğu ve iki batının Rabbi olandır

Rahman-17. O Allah ki, iki doğunun ve iki batının Rabbidir.

Bakara-255……O’nun varlığı gökleri ve yeri kapsamıştır, her yerde ve her şeydedir. Kapsadıklarını bir düzen içinde koruyup yönetmek O’na zor gelmez. O çok yücedir /Aliy’dir ve çok büyüktür /Azim’dir.

Konuya inşallah haftaya devam etmek üzere sağlıklar dilerim.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER