<strong>Kur’an’a Göre Evlilik ve Yaşı-1</strong>

      Âdem, Dünya öğrencisi Ruh kısmının hafızasında Evren bilgileri olarak ilk yaratılan erkektir ve Kur’an’da “Âdem ve eşi” olarak daima çift kelime şeklinde yan yana yer almışlardır. Çünkü Dünya yaşamı, Düalite- ikilemlilik prensibine göre işler.       Biz Beşerler de ikili seçenekten birini seçme özgürlüğü ve akıl yeteneği ile yaratılmışız. İstersek inanmayı, istersek inkârı, iyiyi veya […]

      Âdem, Dünya öğrencisi Ruh kısmının hafızasında Evren bilgileri olarak ilk yaratılan erkektir ve Kur’an’da “Âdem ve eşi” olarak daima çift kelime şeklinde yan yana yer almışlardır. Çünkü Dünya yaşamı, Düalite- ikilemlilik prensibine göre işler.

      Biz Beşerler de ikili seçenekten birini seçme özgürlüğü ve akıl yeteneği ile yaratılmışız. İstersek inanmayı, istersek inkârı, iyiyi veya kötüyü, olumluyu veya olumsuzu, beyazı veya karayı kendi aklımızla ölçeriz ve karar veririz. Verdiğimiz kararın da sonucu ile karşılaşır ve sorumlusu biz oluruz. Yani “Ne ekersek onu biçeriz”.

      İşte erkek ve dişiyi bir araya getirip farklı cinsten ikilinin eşleşmesini isteme Nur-32. ayet ile açıklanmış ve bu durumdaki gençlerin desteklenmesi de istenilmiştir.

      Nur-32. Toplumunuzdaki bekârlarınızı ve varsa salih olan kadın ve erkek hizmetçilerinizi korumanıza alın, kollayın /nikâhlayın veya kayıtlayarak evlendirin ve evlenmelerine destek olun. Bunlar eğer yoksul iseler, Allah onları kendi lütfundan zengin edecektir, onlara bir kapı açacaktır. Çünkü Allah oldukça cömerttir ve her şeyi bilendir.

      Kur’an aracılığı ile Hz. Muhammed (asr) cahiliye döneminde olan evlenme kararında, kadına söz hakkı tanınmaması geleneğini Nisa-128, Bakara-228 ve Mücadele-1. ayetler ileyıkmıştır.

      Nisa-128. Örneğin; bir kadın kocasının geçimsizliğinden, hırçınlığından ya­hut kendisini ihmal etmesinden endişe ediyorsa ve boşanmayı düşünmeye başlamışsa ve eşi ile konuşup veya başkasının araya girmesi ile aralarını tekrar düzeltirlerse onlara artık bir günah olmaz………..

      Bakara-228…..Erkeklerin kadınlar üze­rinde hakları, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır ve bu hakları adalet ölçüsünde eşittir ve bulundukları yerin bilinen ör­füne uygun biçimdedir. Yine de bilinsin ki erkeklerin, bir evi geçindiren kişiler olmaları sebebiyle tekrar evlenme ile ilgili son kararı vermede öncelikleri vardır. Şunu da iyice bilin ki, Allah, her şeyden üstün ve her şeye hâkim olandır.

      Mücadele-1. Ya Muhammed! Allah, kocası hakkında Seninle tartışan ve şikâyette bulunan kadının sözlerini duydu. Allah, aranızda geçen tüm konuştuklarınızı işitmiştir. Şüpheniz olmasın ki, Allah her şeyi işiten ve görendir.

      Görüldüğü gibi kadın ve erkeklerin birbirlerine olan hakları eşitlenmiş ve kadına da söz hakkı verilmiştir. Ancak çalışmayan ve başkasının bakımına muhtaç olan kadının tekrar kendisi ile evlenmeye ilişkin olumlu kararından sonra, evi geçindirmede sorumluluk fazlalığı nedeniyle sadece son karar erkeğe bırakılmıştır.

      Fakat asırlarca bu ince nokta, “erkek kadından bir derece daha üstündür” şeklinde yanlış tercüme edilerek toplumda sürekli bir kaosa yol açılmıştır.

      Esasında erkeğe verilmiş gibi görünen bu farklılıkta, kadının erkek ile aynı sorumlulukta olması ve bu amaçla da eğitilmesi ile bir meslek sahibi olması, yani erkek ile aynı sosyo-ekonomik düzeye gelmesinin amaçlanması gerektiği mesajı bulunmaktadır.

      Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi eşlerin gelir getirmekte olmaları durumunda, erkeğin bu farklılığı artık söz konusu olmayacak ve Allah’ın beklediği eşitlik sağlanmış olacaktır.Hz. Muhammed, Bakara-228. ayette olduğu gibi evlenme kararının her iki tarafın oluru ile olması gerektiğini şu sözü ile pekiştirmiş olmaktadır.

      “Resulullah, bir adama: “Sana falan kadını nikahlasam razı mısın?” diye sordu. Adam, “Evet!” deyince, bu sefer o kadına sordu: “Seni falan erkekle nikahlasam razı olur musun?” Kadın, “Evet!” deyince bunları birbirlerine nikahladı”.-Kütubu sitte-3462

      Anadolu’nun halen birçok yöresinde evlenmeden önce, kişilerin sözlendikleri veya nişanlandıklarında bile birbirlerini tanımaları için konuşmalarına, birlikte dolaşmalarına, yani flört etmelerine müsaade edilmemekte ve cahiliye dönemindeki geleneği devam ettirmektedirler. Halbuki Bakara-235. ayette çiftlerin birbirlerini tanımaları için flörte müsaade edilmektedir.

      Bakara-235. Bekleme süreleri içindeki eşi ölmüş veya boşanmış dul kadınlara, açıktan evlenme teklifinde bulunmanız, ya da bu niyetinizi içinizde tutmanızdan dolayı size bir günah yoktur. Allah, onlar hakkındaki düşünceni­zi bilir. Onlarla uygun ve tanıma gibi meşru bir konuşma amacının dışında, gizlice sözleşip meşru olmayan davranışlarda bulunmak üzere buluşma­yın ve bekleme süreleri dolmadan onlarla nikâhlanmayın…………..

      Yine Kur’an’a bakacak olursak, Ahzab-37. ayet ile birbirlerini sevenlerin evlenmelerine engel olunmaması ve evlendirilmeleri istenilmektedir.

      Ahzab-37. Örnek vereceğimiz olaylardan birisi şudur: Hani Allah’ın nimet verdiği ve Senin de iyilikte bulunduğun kişiye diyordun ki; “Eşin­den ayrılma, onu yanında sıkıca tut ve Allaha karşı takva sahibi ol. Allahın da Senin beklentin paralelinde olan aşırı durumdaki (zeydune- ziyadesiyle olan) isteğini açıklamaya çekiniyor ve içinde gizliyorsun. Çünkü Sen, gerçekte korkman gereken Allah‘tan korkacağına, kamuoyu baskısından korkuyorsun”. İşte Biz bu gençleri, Allah’ın da bu güçlü arzularını /sevgilerini onaylaması sonucu evlendirdik ve böylece de birbirini severek evlenilme konusunda, evleneceklere danışılmama ve sevgilerini önemsememe şeklindeki geleneksel bir engelin kaldırılmasında Müminlere örnek olmalarını istedik. Sonuçta Allahın buyruğu yerine getirilmiş de oldu.

      Bu açıklama ile yine kadına da erkeğe tanınan karar verme hakkının olması gerektiğine yönelik toplumsal bir ikaz yapılmaktadır.

      Yahudi ve Hıristiyan toplumlarda evlenme işleminin toplumun bilgilendirilmesi temelli olduğu halde ve her iki dinî görüşün başlangıcında devlet kurumu olmadığından, nikâh işlemi, önceleri din adamları tarafından kiliselerde gerçekleştirilmiştir. Daha sonra devlet sistemi ve kanunlar oluşturulduğu halde, artık bir kazanç kapısı hale gelmiş olan bu uygulama, din adamları tarafından bırakılmamış ve aynen devam ettirilmiştir.

      Hz. Muhammed de nikâh işlemini, sosyal yardımlaşma, Kur’an eğitimi ve Namaz toplantılarının yapıldığı Mescitlerde dualar edilerek başlatmıştır. Çünkü nikâh işlemindeki amaç, hangi çiftlerin evli olduğunu toplumun bilmesidir. Hatta Hz. Muhammed, evlenmenin ilanının eğlence ile de pekiştirilmesini istemiştir.

      Resulullah buyurdular ki: “Nikâhı ilan edin, ilanı da herkesin bir arada olduğu mescitlerde yapın. Üzerine de def vurun.” Kütubu sitte-5636.  “Bir kadını, ensardan bir erkekle evlendirmiştik. Resulullah, “Ey Aişe! Eğlenceniz yok mu? Zira ensar eğlenceyi sever” buyurdular-Kütubu sitte-5637″.

      Fakat devletleşme gerçekleştikten sonra da bu şekilde evlendirilme devam ettirilmiş ve buna da “İmam nikâhı- Dinî nikâh” denmiştir. Hz. Muhammed’e iman etmiş toplumlarda halen böylesi uygulama resmî özellikli olmadığından kanunen geçerli sayılmamakta ve miras sırasında sorun yaratmaktadır.

      Evlenmenin özellikle istenmesindeki hedeflerden biri, eşleşmeyi, anlaşmayı ve bir olmayı sağlama sınavı olması, diğeri ise evlenme aracılığı ile ikiyi bir yapabilmeyi, tek eşli ile tekliğe ulaşabilmeyi başarabilenleri ilâhî görevlilerin seçmesi olmaktadır. Özellikle ikinci hedef, Allah’ın tekliği düşüncesine ulaşmayı ve şirk koşmamayı sağlayacaktır. Dolayısıyla da önerilen tek eşli bir evliliktir ve Nisa-2-3 ncü ayetler birlikte değerlendirildiğinde, önerinin bu olduğunu görmekteyiz.

      Nisa-2. Yetimlere mallarını tam verin. Kendi habis /kötü-pis /haksız elde etmiş olduğunuz mallarınızı onların te­miz olanlarıyla değiştirmek ve mallarına el koyup, kendi malınızmış gibi yemek üzere sahiplenip evlenmeyin. Böyle yapmak, gerçekten büyük bir hak yeme suçudur. 3. Eğer böyle bir hak yeme durumu olacağından endişe eder ve adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, mallarına bu haksız şekilde el koymayın. Böylesine hak yeme amaçlı bir hata yapmaktansa, maddi gücünüze göre iki, üç, dördü gibi ne kadarına gücünüz yetiyorsa, malları ile birlikte onları sadece korumanıza /nikâhınıza alın, koruyup kollayın veya gücünüze göre evlenmelerine destek olun ve evlendirin. Çünkü evli olduğunuz bir eşiniz varken, onlardan siz alır ve evlenirseniz, adaletli davranamama korkusu yaşarsınız. Bu nedenle, korumanıza alma ile ilgili olmasına rağmen, bu tek bir kadınla evlenmeyi tercih etmenize yönelik önerimiz, haksızlığa ve adaletsizliğe sapmamanız için en uygunudur.

      Ayette, nasıl yetimleri evlendirin ve evlenmelerine destek olun emri varsa, Nur-32’nci ayette aynı emir, koruma altına alınmış kadınlar için de söz konusu edilmiştir. Nur-32. Ayete bakınız.

      Ancak evlenmenin iki ayrı insanın birleşerek tekliği /birliği sağlamak amaçlı olduğunu çözmemiş olan Kur’an’ı tercüme edenler, ayetteki anlamı çok eşli evlenme müsaadesi olarak tercüme edip yorumlamışlar ve ayet asırlardır kadınların aleyhine kullanılan önemli bir ayet olmuştur.

      Allah’ın şirk koşulmaması nasıl teklik /birlik ise, eşlerin tekliği de ancak bunu sağlayabilecektir. Çünkü çok eşli evlilik demek, bir eşe şirk koşma gibi olacaktır. Nisa-129. ayette, birden fazla kadınla evlilikte adaletin sağlanamayacağı belirtilmiş ve bu yönü ile de zaten çok eşli evliğin yanlış olacağı vurgulanmıştır.

      Nisa-129. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, daha önce evlenmiş olduğunuz kadınlar arasında adaleti tam sağlayamazsınız. Mümkün olduğu kadar, sadece birine daha fazla meyledip ötekileri ortalıkta bıra­kır gibi davranmayın. Elbette aralarında eşit davranmaya gayret eder ve haksızlık yapmaktan sa­kınırsanız, bilin ki Allah bağışlanmanız ve merhamet görmeniz yönünden sizi gözetecektir.

      Haftaya kaldığım yerden inşallah devam edeceği. Sağlıklar dilerim.

      NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız inşallah artar: “DİN VE BEYİN”, “SON DAVET KUR’AN”, “KUR’AN KADINI KORUYOR”, “OKU! Konularına göre Kur’an ayetleri”, “KUR’AN’IN KULU KÖLESİ MEVLȂNA”, “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL”, “ÖZDE DİNDAR, SÖZDE DİNDAR” ve “ALLAH KİMİ SEVER, KİMİ SEVMEZ”

Exit mobile version