Kur’an’ın tek eşli evliliğe olan bu yaklaşımını bilen Hz. Muhammed (asr), bulunduğu toplumun eski çok eşli evlilik geleneğine uymamış ve ilk eşi dul Hz. Hatice ile 24 yıl (595-619 arası) süren bir evlilik yapmıştır. Hz. Hatiçe’nin ölümü ile 5-6 yıl dul kaldıktan sonra (624 veya 625’te) 20-21 yaşlarında ve nişanlısından yeni ayrılmış olan Hz. Ayşe ile evlenmiştir. Üçüncü evliliği ise kız olan Mısır’lı cariye Maria ile olmuştur. Arada hepsi dul olan 10 kadını cinselliksiz olmak üzere sadece korumasına almıştır. Cinsellik olmadığından da hiçbirinden zaten çocuğu olmamıştır.
Allah’ın birliğini benimsemek ve adaletli olmayı içselleştirmek olan iki amacı sağlamayacağı anlaşılan ve tersine anlaşmazlık karmaşasına ulaşan evliliğin boşanma ile sonlandırılması istenilmektedir.
Nisa-34……Sorumluluklarına dikkat etmediğinden kuşkulandığınız ve huzursuzluk, geçimsizlik yaratan kadınlarınıza (eşlerinize), düzelmeleri için önce nasihat edin ve konuşun. Sonuç alamazsanız yataklarınızı ayırın, yine olmazsa bir süre birbirinizden ayrılığı deneyin, sonra yine de olmazsa evliliğinizi bitirin /son darbeyi vurun /boşanın. Bu arada eşlerinizin düzeleceklerine ikna olursanız ve bu konuda söz alırsanız artık onları üzmeye bahane aramayın. Çünkü gerçek üstün ve büyük olan Allah’tır.
Boşanma sonrası hak iddia edebilmek ve çocukların geleceği yönünden geçerli olan imam nikâhı değil de artık resmî nikâh olduğuna göre, resmî nikâh olmaksızın yapılacak bir dinî nikâhın birçok toplumsal sorunlara, geçersiz evlenmelere, çok eşliliklere, kadınların “boş ol” sözü ile ortada bırakılmalarına ve para karşılığı kısa süreli sözde nikâhlanma ve boşanmalara yol açacağı aşikârdır.
Birbirleri ile evlenmelerinin yasaklanmış olduğunun açıklanmış olduğu Nisa-22-23 ve Nur-31. ayetlere baktığımızda, sayılan akraba ve kişilerin genellikle genetik yakınlığı olanlar olmasıyla genetik hastalıkları engellemeye yönelik olduğunu görmekteyiz.
Nisa-22. Eskiden yaptığınız gibi, her hâlükârda babanızın eşi veya eşleri olan üvey annelerinizle artık evlenmeyin. Halen öyle bir evlilik yapmış olanlara herhangi bir günah olmayacaktır. Çünkü bu uygulama, çok iğrenç ve utanç verici geleneksel bir yoldu. 23. Ayrıca size şunlarla evlenme haram kılındı /yasaklandı: Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşinizin kızları, kız kardeşinizin kızları, sütanneleriniz, süt kız kardeşleriniz, eşlerinizin anneleri, kendileriyle gerdeğe girdiğiniz eşlerinizden olup, evlerinizde bulunan üvey kızlarınız-eğer anneleriyle cinsel münasebette bulunmadan boşanmışsanız kızlarıyla evlenebilirsiniz-, öz oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi bir arada almanız. Gelenekler nedeniyle olan böylesi evlilikleri yapmış olanlara herhangi bir günah olmayacaktır. Çünkü Allah çok bağışlayan ve sevgisi ile merhameti bol olandır.
Nur-31. Ancak kocaları, babaları, kocalarının babaları, oğulları, kocalarının oğulları, kardeşleri, kardeşlerinin oğulları müstesna….
Evlenmeleri yasaklanan diğer eşler olarak yakın akrabalar dışında Nisa-24 ve Bakara-221. ayetlerde şu açıklamalar bulunmaktadır.
Nisa-24. YineAllah’ınsakınca bulmadığı halde evlenme sözü vermeksizin /anlaşma yapmaksızın kadınlarla da evlenmeniz yasaktır……
Bakara-221. Tek Allah inancına dönmedikçe, Allah’a şirk koşan bir kadınla nikâhlanmayın. Hatta tek Allah’a iman etmiş bir kadınla nikâhlanmanız, hoşunuza giden, fakat Allah’a şirk koşup tek Allah’ı inkâr ederek küfre sapmış bir kadından daha hayırlıdır. Aynı şekilde, hoşlansanız bile şirk koşup tek Allah’ı inkâr etmekte olan bir erkekle de nikâhlanmayın. Tek Allah’a İman eden bir erkekle nikâhlanmanız, hoşunuza giden, fakat Allah’a şirk koşup tek Allah’ı inkâr ederek küfre sapmış bir erkekle nikâhlanmanızdan daha hayırlıdır…..
Kur’an’da çocuk gelinler yasaktır
Onsekiz yaşını doldurmayan kişiye hukukumuzda küçük, on sekiz yaşını dolduran kişiye de ergin denir.
Evlenme ehliyeti Medeni Kanunu’nun 124. Maddesi ile düzenlenmiştir. Medeni kanunumuza göre onaltı yaşını doldurmayan erkek veya kadın hiçbir koşulda evlenemez. TMK 124/ f.2 : Ancak hakim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeble onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir olanak bulundukça karardan önce anne ve baba veya vasi dinlenir.
On yedi yaşını dolduran kişinin evlenme konusunda sadece kendi rızası yeterli değildir. Yasal temsilcisinin (velisinin) rızası da gereklidir. Olağanüstü durum ve önemli sebep olarak nelerin sayılabileceği kanunda gösterilmediğinden bu hallerin neler olduğunu veya gösterilen sebebin olağanüstü veya önemli olup olmadığına da hâkim karar verecektir.
Yapılan tahmini hesaplamalara göre Dünya’da şu anda 200 milyon kadar küçük denilen çocuk yaşta evlendirilen kızlar bulunmaktadır.
Türkiye’de de kadınların yüzde 26’sı 18 yaşından küçük yaşta iken evlendirilmiş durumda. Yine ülkemizde doğum yapanların %10’u 18 yaşından küçük kız çocuklarıdır.
Kadınların %32’si okula gönderilmediği için okur yazar değil ve bunların %26 sı çocuk gelinler olarak erken yaşta evlendirildiği için okula gönderilmemiş kızlardır.
Çocuk gelinler arasında henüz ergenliğe varamamış olduğundan dişilik organları zarar gören, psikolojik travmaya dayanamayıp intihar eden ve erken gebeliği kaldıramayıp sık düşük yapan veya doğum sırasında ölenler az sayıda değildir.
Arap toplumunda kız çocuklarının yaşını söylemede geleneksel bir yaklaşım var. Kız çocuğunun aybaşı kanaması gördüğü yıldan sonrası kızın yaşı olarak ifade edilirdi. Örneğin 10-11 yaşında ay hali gören 19-20 yaşındaki bir kız çocuğunun yaşı 8-9 rakamı ile söylenirdi (Musa Carullah. Hatun. Terc. Mehmet Görmez S. 92, 2020)
Hz. Ayşe’nin 9 yaşında olduğunun söylenmiş olmasının gerçekte 19-20 olduğu gibi.
İsra-34, En’am-152, Nisa-6. ayetlerde açıkça kadın ve erkek her yetimin malının ergenlik dönemine gelinceye kadar korunması vurgulanmıştır. Çünkü ancak ergenlik yaşından itibaren kişinin akıl melekeleri, muhakeme etme, iradeyi kullanabilme ve doğru ile yanlışı ayırabilme yeteneği olgunlaşmaya başlamakta, kendi yaşamı ile ilgili konularda özgürce karar verip eleştirel aklını da kullanabilme kapasitesine ulaşmaktadır.
İsra-34. Yetimlerin malını, ergenlik çağına ulaşıncaya kadar, kendi yararlarına olacak şekilde koruyun ve değerlendirin. Sözleşmelerinizi /vaat ettiklerinizi yerine getirin. Çünkü, sözleşmeler konusunda kişi sorumlu tutulacaktır.
En’am-152. Ayrıca ergenlik çağına /büluğa erişinceye kadar sizin sorumluluğunuzda olan yetim malını koruyun ve yemeyin.
Nisa-6. Yetimler /kimsesizler, evlenecek buluğ çağlarına gelinceye kadar onları sadece nikâhlayarak koruyup kollayın ve kendi kendilerini idare edebilecek bir bilinçliliğe eriştikleri kanaatine varırsanız, kendilerine mallarını tam olarak geri verin…..
Ayetlere göre “yetimlerin mallarını bilinçli olacakları ve evlenecek olgunluğa varacakları ergenlik dönemine kadar kollayın” ve “sözünüzde durun” kuralı, muhkem /evrensel değişmez farz ana bir hüküm olmaktadır. Buna göre ergenlik çağı, her konuda bilinçli karar verebilme yaşı olduğundan, din ve evlenme sorumluluğunun da bu yaşta başlaması ve Din ile Kur’an bilgilerinin de bu yaştan itibaren öğretilmesine başlanması demektir.
İsra-34, En’am-152 ve Nisa-6. Ayetlere göre farz bir kural, KIZLARIN da erkeklerin de ancak ergenlik yaşına gelince evlendirilmesi ve BU YAŞTAN ÖNCE EVLENDİRİLMELERİNİN YASAKLANMIŞ olmasıdır.
Çünkü ergenlik yaşına kadar bir kızın vücudunun her olumsuzluktan korunma sorumluluğu anne-babanın, yetim ise vasisinin, ergenlik yaşından itibaren ise ancak kendisine aittir.
Ergenlik dönemi öncesi Allah tarafından uygun bulunuyor olsaydı, bu ayetlerde yapılmış olan, yetimlerin mallarının birine emanet edilmesi ve onlara bırakılmaması ikazının olmaması gerekirdi.
Bu kadar açık ikaz ve yasaklamaya rağmen, bugüne kadar bu bilginin hasır altı edilmesi, gizlenmesi ve görmezlikten gelinmesi, bence Hz. Muhammed’in Ayşe ile 9 yaşında evlendiği uydurmasına ve iftira rivayetine bağlı bir durumdur.
Dolayısıyla Kur’an’a göre evlilik yaşı ergenliktir, bunun dışındaki yaklaşım din temelli değil, bir saptırmadır.
Bu gerçeklere rağmen maalesef ve vicdansızca Peygambere kadın düşkünü ve çocuk yaşta kız ile evlenme iftiraları atılmış ve asırlarca bu iftiralara insanlar inandırılıp ön yargılara sokulmuşlardır. Ve bu iftiralara dayanarak da erkekler istismar yoluna sapmış, çocuk yaşta kız çocukları ile evlenmede bu iftirayı kılıf ve dayanak olarak kullanmışlardır.
NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız inşallah artar: “DİN VE BEYİN”, “SON DAVET KUR’AN”, “KUR’AN KADINI KORUYOR”, “OKU! Konularına göre Kur’an ayetleri”, “KUR’AN’IN KULU KÖLESİ MEVLȂNA”, “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL”, “ÖZDE DİNDAR, SÖZDE DİNDAR” ve “ALLAH KİMİ SEVER, KİMİ SEVMEZ”