Kur’an’da, özellikle değinilen konuya dikkati çekmek ve önemli olduğunu vurgulamak amacı ile hayvan ismine değinme yöntemi kullanılmıştır. Başlıca örnekler şunlardır:
-Günah ve hata yaparım diye Kur’an’dan korkan ve okumak istemeyenler, Aslandan korkup kaçan eşekler gibidirler
Müddessir-49. Çünkü bu kişiler, ayrıca Dünya yaşamlarında kendilerine öğüt veren vahiy kitabından /zikir kitabından, O’nu zikretmekten /anlamaktan, düşünüp öğrenmekten ve benimseyip bildirdiklerine göre yaşamaktan uzaklaşmışlardı, 50. Öyle ki, bir şeyden ürküp sağa sola kaçışan eşekler /merkepler gibi de kaçmışlardı. 51. Sanki bir aslan onları kovalıyormuş gibi.
Ayette, vahiy kitabı olan Kur’an’ı, korkulan bir aslan gibi görüp kaçışanlara eşek /merkep denmiştir. Bu ifade ile insanlara, “Kur’an’ı okurken ‘Ben okursam çoğunu anlamayacağım, yanlış anlayıp veya yanlış okuyup günah işleyeceğim’ diye sakınıp korkarak yaklaşmazlık, okumazlık yapmayın ve Kur’an’dan uzaklaşmayın, kaçmayın, bu nedenle de anlamadığınız dilde okumaya yönelmeyin” denmektedir.
Furkan-30 ncu ayette de Hz. Muhammed’in de tek şikâyetinin “Korkarım ümmetim Kur’an’dan uzaklaşacaklar ve anlamayacakları için de Din denilen ve kendilerinden istenenleri öğrenemeyecekler” şeklinde olmuştur. Kur’an’dan uzaklaşmak demek, anlayarak okumamak, anlamadığı bir dil ile O’nu sadece telaffuz etmek ve nağmelerinden duygulanmaktır (Telaffuz ve duygu hatmi).
Furkan-30. Elçimiz Muhammed de, ümmetinin başında şahit olarak bulundurulacağı Mahşer’de, Kur’an’a muhatap olup iman etmiş diye bilinen Müslüman toplumunun olumsuz durumunu görünce, “Ey Rabbim, halkım Kur’an’ı terk etti /anlayamadığı için uzaklaştı /kendinden uzak tuttu /ondan uzak durdu /anlamayıp makamı-nağmesi ile oyalandı ve sonuçta bu perişan duruma düştü” diyerek üzüntüsünü ve ümmetinden şikâyetini belirtecek.
-Aklını, görmesini ve işitmesini kullanmayanlar, evcil hayvan gicidirler
A’raf-179. Gerçek şu ki bu yüzden, İns ve Cin nesillerinden birçoğu Cehennemi hak etmiştir. Bunların bilinçleri /akılları var, fakat hiçbir şeyin farkına varmazlar, gözleri var, hakikati görmezler, kulakları var, gerçeklere çağırılışlarını işitmezler. Onlar, evcil çiftlik hayvan¬ları gibidirler, belki daha da anlayışsızdırlar. İşte bu durumda olanlar, gerçekleri anlayamazlar /gaflet içindedirler.
Ayette geçen “İns” kelimesi, “Dünya öğrencisi Ruh” anlamında olup, buna giydirilen vücut “İnsan”, Allah’ın buna ruhundan hava üfleyip canlılık ve bilinçliliği vermiş olduğu hali, yani doğduğu andan itibaren ise “Beşer” diye tanımlanmaktadır.
-Gerçekleri duydukları halde aklını kullanmayan ve ret edenler, hayvan sürüsü gibidirler
Furkan-44. Sen böylelerinin, tebliğ ettiğin gerçekleri duyup akıllarını kullandıklarını ve buna rağmen doğru yolu bulamadıklarını zannederek üzülüyorsun? Ancak onlar, sapkınlıkları nedeniyle artık algılayacak ve düşünecek halden çıkmış ve hayvan sürüsü gibi olmuşlardır, hatta daha da aşağı haldedirler.
-İdarecilerince kendisine danışılmamayı kabul edenler, davar gibidirler
Bakara-104. Ey iman edenler! İdarecilerinize “raina /bizi koyun /davar gibi güt /bizi dinleme ve görüşümüze başvurmadan istediğin gibi idare et” demeyin, “unzurna /bizim görüşümüze başvur /bizi dinle ve ondan sonra karar ver” deyin. Şunu da bilin ki, bu emrimizi benimsemeyip inkâr edenlere elem verici bir azap söz konusudur.
*Ayette, halkın seçtiği yöneticinin halkın görüşü ve sesine önem vererek kararlar alması, ancak bundan sonra uygulamaya geçmesi gerektiği ve hükmetmeye yönelmemesi, yani demokratik idarenin önemi vurgulanmaktadır.
Kısmetse haftaya aynı konuya devam etmek üzere kalın sağlıcakla.
NOT-2: NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: “DİN VE BEYİN”, “SON DAVET KUR’AN Tercümesi”, “KUR’AN KADINI KORUYOR”, “OKU! Konularına göre Kur’an ayetleri”, “KUR’AN’IN KULU KÖLESİ MEVLANA”, “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM” ve “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”