Kur’an’ı Okumak İçin Kur’an’ın 7 Önerisi-1

Âdem’den sonra başlamak üzere ve insanları aydınlatıcı, yol gösterici ilâhî kuralları bildirmek ve açıklamak amacıyla peygamberler görevlendirilmiştir. Hz. Musa’ya kadar sayfalı veya sayfasız peygamberler gelmiştir. Gönderilen peygamberler eski toplumlara özel olarak gönderilirken, son kitaplar olan Tevrat ile Hz. Musa, İncil ile Hz. İsa ve Kur’an ile de Hz. Muhammed bütün insanlara, hatta Cin nesli de […]

Âdem’den sonra başlamak üzere ve insanları aydınlatıcı, yol gösterici ilâhî kuralları bildirmek ve açıklamak amacıyla peygamberler görevlendirilmiştir. Hz. Musa’ya kadar sayfalı veya sayfasız peygamberler gelmiştir. Gönderilen peygamberler eski toplumlara özel olarak gönderilirken, son kitaplar olan Tevrat ile Hz. Musa, İncil ile Hz. İsa ve Kur’an ile de Hz. Muhammed bütün insanlara, hatta Cin nesli de dahil olmak üzere birer rahmet olmak üzere gönderilmişlerdir. Ahzab-40. ayette belirtildiği üzere Hz. Muhammed son peygamber, Kur’an da son vahiy kitabı olmuştur.

Bütün peygamberlerin tebliğ ettiklerinin tek din olduğu ve Maide-3. ayette belirtildiği gibi bu dinin artık tamamlanmış ve aynı şekilde Al-i İmran-19. ayette de vurgulandığı gibi “İslâm” adı verilmiş olduğu açıklanmıştır.

Zaten Sad-67-68. ayetlerde Kur’an’ın “Allah’ın tek dini İslâm’a son davet” de olduğuna değinilmiştir

Son davet kitabı olması nedeniyle, bütün insanlar Kur’an’daki kurallardan sorumlu tutulacaklar demektir.

Dolayısıyla da bütün vahiy kitapları gibi Kur’an da Müddessir-6, İbrahim-5. ayetlerde vurgulandığı gibi;

Tebliğ edilmesi ile para kazanılacak bir meslek kitabı değil, kolaylaştırılmış ve her seviyedeki insanın anlayabileceği ilâhî bir ders kitabıdır.

Madem ki hepimizin kitabı olan Kur’an’ı okuyacağız ve kapasitemiz, anlayışımız oranında mutlaka yararlanacağız, o halde hiçbir zorluk ve engel olmaksızın O’na yaklaşmamız ve herhangi bir endişe duymaksızın ders kitabı gibi de çalışmamız gerekmektedir. İşte bu düşünce ile Kur’an’a global olarak baktığımda ve ayetlere dayanarak, Kur’an’ın kendisini okumaya başlarken muhkem /değişmez ana kural olmak üzere toplam 7 (yedi) tavsiyesi olduğunu belirledim.

1) Müzzemmil-1-3. ayetlerde belirtildiği gibi “Gece sakin, dinlenmiş halde veya fırsat bulunan herhangi bir vakitte” okunmalıdır.
Buradaki öneride sakin bir ortam ve özellikle Güneş’in olmadığı vakitler üzerinde durulmaktadır.

2) “Ana dilinde, anlaya anlaya, düşüne düşüne ve günah işleme korkusu olmaksızın” okunmalıdır.
İbrahim-5 nci ayette belirtildiği gibi her peygamber, kendisine indirilen kitabın tebliğini toplumuna nasıl kendi ana dilleri ile yapmışsa, Yusuf-2, Şuara-193, Zumer-28, Fussilet-3, 44 ve Zuhruf-3. ayetlerde açıklandığı gibi, Kur’an da indirildiği toplumun ana dilleri ve anlasınlar diye apaçık bir özellikte indirilmiştir.

Yine Cumu’a-5. ayette, Vahiy kitaplarının içinde ne olduğunu anlamayan ve kurallarına göre amel etmeyenlere de “eşek gibidirler” ifadesi kullanılarak değinilmiştir.

3)Müddessir-49-50-51. ayetlerde belirtildiği gibi Kur’an, eşeklerin korkup kaçıştıkları aslan gibi korkulan bir kitap olarak görülmemeli ve günah işlemekten korkmadan okunmalıdır

4) Müddessir-54-55, A’raf-31, Vakıa-79 ve Zumer-23. ayetlerde belirtildiği gibi “Kur’an, Ön yargısız, içten istekli, iyi niyetli ve şirk koşmayanlardan olarak” okunmalıdır.

5) Nisa-43. ayette belirtildiği gibi açık bir zihinde iken okunmalıdır.
Furkan-73 ncü ayette belirtildiği gibi karışık bir bilinçlilik hali, Kur’an’a kör ve sağır gibi yaklaşmaya neden olur.

6) Nahl-98. ayette değinilen “Euzubillahi mineşşeytanırreciym-Allah’ım, kovulmuş şeytandan koru” diyerek okunmaya başlanmalıdır.

Çünkü Zuhruf-36. ayette, Rahman’ı anmayana, dolayısıyla da Allah’ı anmanın ilk basamağı olan Kur’an’ı anlamadan okuyana şeytanın musallat edileceği vurgulanmış olup, Euzu besmele’nin okunmasının istenmesi de, okuma sırasında olumsuz nefslerin zihnimizde uyanmamasına ve şeytanın böylece anlayarak okumamızı engellemesinden korunmamıza yönelik olmaktadır.

7) İsra-80. ayette belirtildiği gibi;
“Rabbim, Kur’an’a çalışmaya başlayışım ve ayrılırkenki anlayışlarımı doğru ve tutarlı kıl. Katından beni güçlü kılacak bir destek ver” duasını okuyarak başlanmalıdır.

Dikkat edilirse, Kur’an’ı okumakla ilgili ayetlerde önerilen bu şartlar, birer tavsiye özelliğinde ve o sırada Kur’an’dan okunacak ayetlerin daha net bir şekilde anlaşılmaları için olmaktadır. Kur’an’ın hiçbir yerinde Kur’an’ı okurken oturma şekli, kadınla ilgili başını örtme veya ay halinde olmaması ile ilgili şartlar söz konusu edilmemiştir. Çünkü abdest de dahil böylesi şekilsel ve merasimvari engeller koymak, Fussilet-26. ayette belirtildiği gibi, şirk-ortak koşanların Kur’an’ın okunmasını engelleme isteklerinin gerçekleşmesini sağlayacaktır.

Abdestli olup olmamaya ilişkin görüşüm şudur; Kur’an, herhangi bir yer ve zamanda ilahi ders kitabı olarak çalışılacak ve okunacak olan bir kılavuz kitap, yaşamımızın ilahî bir Anayasasıdır. Kur’an, okunması için, abdest alınacak diye bir kural koymamıştır. Böyle bir şart koymak demek, hem İman edenin kolayca okumasını, hem de merak eden diğer kitaplara iman edenlerin okumasını engelleyecektir. Çünkü amacımız, Kur’an’ı çok kişinin okuması olmalıdır.

Kur’an’ı anlayarak okumayı engellemek demek, Hz. Muhammed’in Furkan-30. ayette belirttiği gibi korkusu ve üzüntüsü ile şikâyetinin gerçekleşmesi demek olacaktır.

Zaten Al-i İmran-191 ve Nisa-103. ayetlerde Allah’ı anmak ve Kur’an’ı her durumda ve vakitte okumak gerektiği belirtilmekte ve şekilsel veya kıyafete ilişkin herhangi bir kural bulunmamaktadır.

Exit mobile version