Küsmek Ne Demek?…

Bugün, sandık başına gidilecek ayın ilk günü. Bundan 30 gün sonra, 31 Martta seçmenler sandık başına giderek oylarını kullanarak tercihlerini belli edecekler. Seçim tarihi yaklaştıkça Cumhur ittifakında bir telaş, tedirginlik, hatta endişe baş göstermeye başladı. Anketlere güvenilmediği yolundaki açıklamalarda bunun en belirgin kanıtlarından biri olarak gösterilebilir. Bilindiği gibi birçok anket firması tarafından yapılan kamuoyu araştırmalarının […]

Bugün, sandık başına gidilecek ayın ilk günü. Bundan 30 gün sonra, 31 Martta seçmenler sandık başına giderek oylarını kullanarak tercihlerini belli edecekler.

Seçim tarihi yaklaştıkça Cumhur ittifakında bir telaş, tedirginlik, hatta endişe baş göstermeye başladı.

Anketlere güvenilmediği yolundaki açıklamalarda bunun en belirgin kanıtlarından biri olarak gösterilebilir.

Bilindiği gibi birçok anket firması tarafından yapılan kamuoyu araştırmalarının hemen büyük bir çoğunluğunda, cumhur ittifakının oylarının gerilediği, buna karşılık millet ittifakının oylarının da yukarıya doğru çıkmakta olduğu gösterildiği için, bu anket sonuçlarına inanılmadığı, cumhur ittifakı tarafından ifade edilmek suretiyle bozulan morallerin düzeltilmesine çalışılmaktadır.

İşte böylesi bir ortam içerisinde, bu ayın sonunda sandık başına gidilecektir.

Anketlerdeki olumlu sonuçlar kamuoyunun görüşlerini önemli ölçüde yansıtmaktadır.

Gidişatın cumhur ittifakı için hiçte olumlu yönde olmadığı net bir şekilde görülmektedir.

Bu tehlikenin önlenebilmesi ve sandıktan cumhur ittifakının başarıyla çıkabilmesi, seçime katılım sayısının düşük olması, yani millet ittifakına destek verenler grubuna dahil olupta küskünler safında yer alan seçmenlerin sandığa gitmemesi, cumhur ittifakı için bir avantaj, millet ittifakı için ise büyük bir kayıp olacaktır.

Hangi görüşte olursa olsun, küskünlerin sandığa gitmemesi doğru bir karar ve hareket değildir.

Demokrasilerde oy kullanmak, hem bir haktır, hem de bir görevdir.

Vatandaşın bu hakkını ve görevini kullanmaması halinde oluşacak olumsuz tabloyu eleştirme, bu tablodan yakınma hakkı olmayacağı gibi, ilerde karşılaşılacak kötü durumdan dolayı oluşacak vebalin de altından kalkması mümkün olamayacaktır.

Ne demek, küstüm bu nedenle sandığa gitmeyeceğim?

Ne demek, ben şu veya bu partinin tutumunu beğenmiyorum, bu nedenle de o partinin gösterdiği aday ya da adaylara oy vermemek için sandığa gitmeyeceğim?

Ne demek, tutum ve davranışlarını tasvip etmediği bir partiye ve görüşe karşı mücadele veren diğer partilere ve görüşlere küsmek suretiyle, karşı olduğu görüşün ve partinin ekmeğine yağ sürme gibi bir sonuç çıkacak durumun oluşmasına sebebiyet verme?

Bu soruları elbette ki çoğaltmak mümkündür.

Ancak şu yazdıklarımız bile, sakin kafayla düşünülür ve yanıtlanırsa sandığa gitmemenin ne türlü zararlar doğuracağını ve kimin yararına sonuç çıkmasına neden olacağını net bir şekilde göstermeye yeterde artar bile.

Bu nedenlerle herkesin 31 Martta sandık başına giderek yurttaşlık görevini yerine getirmesinin ülkenin geleceği açısından yararlı ve zorunlu olacağı kanısındayız.

Bu bilinçle hareket edilerek, zaman kaybına uğramadan, sandığa gitmeyeceğini söyleyenleri ikna etmek, haklı ve haksız nedenlerle küskün olarak bir köşeye çekilme durumunda olanları aktif hale getirmek, aksine hareket edildiği takdirde bir bölen durumuna düşüleceğini iyice anlatmak suretiyle, katılımın en yüksek seviyeye ulaşmasına çalışmanın da, demokrasiye inanan kişiler için bir vatandaşlık görevi olduğu bilincine ve inancına varmak gerekir.

Bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Seçim tarihi yaklaşıyor. Seçime katılımın en yüksek orana çıkması için herkes gerekeni yapmalı ve ileride oluşabilecek olumsuz tablonun ve durumun vebali altında kalmamak için gereken çabayı göstermelidir….

nabiinal@homail.com

Exit mobile version