Hz. İsa’nın son akşam yemeğinde kullandığı iddia edilen ve mucizevi güçleri olduğuna inanılan ‘Kutsal Kase’yi, yaptığı araştırmalar neticesinde Antakya sınırları içindeki bir dağda bulduğunu iddia eden Tuncer Rıfat Barın, konuyu, yeni Vali Rahmi Doğan’a da Valilik kanalıyla yazılı olarak ilettiğini söyledi.
2 Kasım tarihinde Kocaeli 4. Noteri ve 16 Kasım tarihinde de Hatay 1. Noteri aracılığıyla paylaştığı beyanında, “Yapmış olduğum araştırmalar neticesinde, tarihten günümüze kadar hala aranılan, Hz. İsa Peygamberimizin lahit mezarı ile kendisine ait özel eşyalarından ‘Kutsal Kase’nin, Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilinde, Hatay ili Antakya merkez ilçesi sınırları içinde bulunan bir dağın içerisinde bulunan bir mağarada hala orijinal şekliyle muhafaza edildiğini ve söz konusu bu mağaranın tüm koordinatları ile birlikte yerini bildiğimi beyan ediyorum. Bu durum tarafımdan tespit edilmiştir” diyen Tuncer Rıfat Barın, dün Narin Otel’de medya temsilcilerine yaptığı özel açıklamada, konuyu Hatay Valiliği’ne de resmi yolla bildirdiğini ifade etti.
Antakya sınırları içinde sonlandırdığı araştırmaları neticesinde, ismini şu an için paylaşmak istemediği bir dağ bünyesindeki bir mağarada bulunduğunu iddia ettiği ‘Kutsal Kase’ konusunda, Ankara’dan Hatay’a uzanan hatta önemli makamlara ve kurumlara konuya ilişkin birer yazılı sunum yaptığını da ifade eden Tuncer Rıfat Barın, şu ana kadar; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a durumu ilettiğini aktardı, bu konuda resmi kurumsal dönüş yapılmasını beklediğini belirtti.
Konuya ilişkin olarak merak edilenler noktasında konuştuğumuz, Muğla’nın Milas ilçesinde emlakçılık mesleği ile uğraşan Barın, Antakya Gazetesi’nin sorularını da yanıtladı.
Nazilerin ünlü ‘Enigma’ şifresini çözen Bletchley Park Vakfı Başkanı Christine Large, hatırlanacağı gibi konuya ilişkin en net tespitlerden birini yapmış, şu ana kadar ortaya konan onca çabaya rağmen çözülemeyen ‘sır’ için şu ifadeyi kullanmıştı:
“Kutsal Kase, Türkiye’de de olabilir. Şu anda Amerika’da olan bir şifre uzmanımız, Shugborough Hall’deki Çoban Anıtı’nda bulunan işaretleri incelerken, Osmanlı haritalarındaki yerlere bağlantı kurdu. Osmanlı denizcilik haritalarıyla ilgili teoriyi geliştiren iyi bir harita uzmanı, anıtın taş kısmı üzerindeki 1, 2, 3 rakamlarının, Osmanlı haritasında Kutsal Kase’nin yerini gösterdiğini ileri sürerek katkıda bulundu. Şifrenin çözüldüğünü söylemek için çok erken. Henüz işin başındayız. Elimizdeki haritalar yeterli olmadığından, Türkiye’deki haritacıların bize yardım etmesini bekliyoruz. Kutsal Kase’nin sırrını ayrıntılı Osmanlı haritaları çözebilir. Türkiye’den ilgilenenler, internette sitemize girip bilgi alsınlar. Kutsal Kase’nin sırrını çözen tarihe geçecek.”
Tam da bu noktada sorularımızı cevaplandıran, aslen Kocaeli İzmit’li olan Barın’a sizler için sorduk…
Şu ana kadar bir çok filme, kitaba ve araştırmaya başlık olmuş Kutsal Kase, sizin için neden bu kadar önemli? Asıl olarak da, bu konu nasıl gündeme geldi, sizin için neden bu kadar önemli oldu, söyleyebilir misiniz?
Açıkçası bu konu, ilgi alanıma giren bir içeriğe sahip. Ama şunu da ifade etmem gerekiyor ki… Efsane olmuş, hikayesi ile günümüze kadar gelmiş, ama hala bulunamamış ya da çözülememiş bir çok başlık içinden belirlediğim bir durum aynı zamanda. Bu konuda oldukça uzun bir süredir araştırma yapıyorum. Ne kadar bir zaman diye sorarsanız eğer, bir 5 sene oldu diyebilirim. İşte bu 5 senelik araştırma sonunda da, Kutsal Kase’nin Antakya’da olduğu kanaatine vardık. Tam da bu noktada, dağı ve mağarayı tespit ettiğimiz düşüncesindeyim. Yüzde 100 diyemiyorum. Çünkü bu ön bir tespit, ama mağaranın açılması ve içeridekilerin de analiz edilmesi gerekiyor.
Belli bir teknoloji kullandınız mı?
Hayır, eldeki imkanlarla, mevcut bilgi ve belgelerle bu noktaya kadar geldik.
Peki, bahsettiğiniz bir dağ ve içinde de bir mağara var… Peki, içinde o lahdin ve Kutsal Kase’nin çıkma ihtimali nedir?
Çok yüksek bir ihtimal diyebilirim. Ama sadece bu da değil! Mağara’dan, 3 insana (biri kadın 2’si erkek) ait mezar çıkmasını da bekliyoruz.
Peki, sizi Antakya’ya getiren bir harita var mı?
Bunu sadece bir harita olarak değerlendirmeyin. Bunlar, bizim kendi çabalarımızla edindiğimiz, ama basında ya da piyasada yayınlanmayan bulgularla ortaya çıkan bir sonuç.
Basına yansıtma nedeniniz ne oldu peki?
Öncelikli olarak bu konuda Bakanlığın ve resmi kurumların devreye girmesini sağlamak, ki buna dair kanuni bir düzenlemenin yapılması gerektiğine de inanıyorum. Biliyorsunuz, en son Tarsus’ta ‘gizli kazı’ haberleri gündeme gelmişti. Bu tarz haberlerin önüne geçmek de gerekiyor sanırım. Zaten yaptığımız başvurular sonrasında gerekli adımlar başlatılırsa ve beklenen sonuca ulaşılırsa, burası bir anlamda Hristiyan inancının Kabe’si şeklini alacaktır.
Sanıyorum Hatay Valiliği’ne de resmi bir müracaatta bulunmuşsunuz bu konuya dair. Sonuç ne oldu?
Yeni Hatay Valisi Rahmi Doğan, Kars’tan buraya atanmış ve sanıyorum Pazartesi günü de mesaisine başlayacakmış.
Buradaki talep, dilekçe ve evraklarımızda da yazılı olduğu şekliyle, Sayın Vali’nin konuyla ilgilenmesi ve bununla alakalı olarak, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yazışması yönünde.
Yani artık konu Hatay Valiliği’nde diyebilir miyiz?
Evet, doğru… Zaten buraya gelme sebebim de Hatay Valiliği’ne müracaatımdı. Bu müracaatımı da yaptım.
Kutsal Kase’nin, Hz. İsa’nın son akşam yemeğinde kullandığı kadeh olduğu söyleniyor. Yine söylentilere göre, Hz. İsa çarmıha gerildiğinde, Arimethealı Yusuf’un İsa Peygamber’den akan kanı bu Kase’nin içinde topladığı söyleniyor. Antakya’dan tüm dünya ile paylaşılan son iddia ise artık Hatay Valiliği’nde! Bundan sonraki sürecin nasıl ilerleyeceği ise merakla bekleniyor. -Tamer Yazar-