Lev Tolstoy: Bir Yazın Devi

Lev Tolstoy, dünya yazınının az sayıdaki ustalarından. Doğa kimi insanları yazmak için hazırlamış gibi gelir. Rus toplumunun dönüşüm dönemine rastladıklarından olsa gerek, Rus klasiklerinin yazarları insanlığı apayrı etkilemiştir. Tolstoy, Dostoyevski, Turgenyev, Puşkin, Gorki, Çehov, Lermontov, Çernışevski… Her bir yapıtın iç içe geçmiş birçok olaydan, adeta ayrı yapıtlardan oluştuğu görülür. İnsanlar, insanlar… Acı, sevinç, kaygı içinde […]

Lev Tolstoy, dünya yazınının az sayıdaki ustalarından. Doğa kimi insanları yazmak için hazırlamış gibi gelir. Rus toplumunun dönüşüm dönemine rastladıklarından olsa gerek, Rus klasiklerinin yazarları insanlığı apayrı etkilemiştir. Tolstoy, Dostoyevski, Turgenyev, Puşkin, Gorki, Çehov, Lermontov, Çernışevski… Her bir yapıtın iç içe geçmiş birçok olaydan, adeta ayrı yapıtlardan oluştuğu görülür. İnsanlar, insanlar… Acı, sevinç, kaygı içinde var olan insanlar. Yürekli, korkak, varsıl, yoksul, görgüsüz, tutsak, köylü, kentli, soylu…

Çoğu üç adlı roman kişileri birbirlerine bu tam adlarıyla seslenirler. İlginçtir, dar gelirlisi bile hizmetçi çalıştırır. Giysisini hizmetçisi giydirir… Tolstoy bir soyludur. Ne ki o geleneksel durumunu adeta terk etmiş gibidir. Yine de en iyi aristokratları tanıdığından genellikle onları anlatır. Müthiş bir gerçekçidir.

Savaş ve Barış 1800’lü yılların başında, Napolyon Bonapart’ın Rusya’yı işgalini, Moskova’ya kadar saldırısını işler. Moskova’yı ele geçirir. Napolyon Bonapart’ın karşısında Rus ordusu komutanı Mareşal Kutuzov vardır. Ne ki anlatılan salt savaş değildir. Rus soyluları, köylüleri (mujik), Prens Aleksey, Kont Pier, Prenses Marya, Prenses Nataşa, Kuzen Sonya, Nikola, Petya… Adsız köpecik… Sıradan tek satır bulamazsınız.

Prens Aleksey savaştadır. Eşi, bebeğini doğururken ölür. Kont Pier esir düşer. Bu koşullarda geçirdiği zaman içinde dönüşüm, arınma, aydınlanma yaşar. Prenses Marya, Aleksey’in kardeşidir ve savaşta karşılaştığı subaya sevdalanır. Aleksey, savaşta ağır yaralıdır; Nataşa ve Marya’nın yanında ölür…

Anna Karenina dört cilt. Rus klasiklerinin özelliğidir demiştik; bu büyük yapıtta da olay içinde olay yer alır. Bir bütünlüğe varılır. Müthiş bir toplumsal çözümleme, özgürlük özlemi… Doyulmaz dilsel şölen. Aristokrasinin ikiyüzlülüğü, çıkarcılığı Anna’nın yaşlı eşinde katı bir somutluk içinde görülür. Anna, tutkularını, isteklerini baskılamış çok güzel bir kadındır. Vronski genç bir subaydır; o da soyludur. Anna, Vronski’ye sevdası uğruna her şeyinden vaz geçerse de içinde bulunduğu topluluğun değerlerine sırt çevirse de küçük yaştaki oğlunun ondan koparılması derin acıya düşmesine yol açar. Vronski de ilk günlerdeki Vronski değildir.

Anna’nın erkek kardeşi eşiyle sadakat konusunda sorunlar yaşamıştır.

Levin ise köy yaşamını benimsemiş bir aristokrattır. Köydedir, doğayla, köylüleriyle iç içedir. Eşi de soylu olmakla birlikte aynı dünya görüşünü paylaşır… Köyde Levin’in çalışması, özellikle mujiklerle hasat çalışması çok görkemlidir, güzel anlatılır.

Kimi yorumlarda Anna’nın aslında Tolstoy olduğu, Tolstoy’un Anna kişiliğinde kendini yazdığı savlanır.

Genellikle Anna Karenina, Anna’nın içine düştüğü bunalım sonucunda, istasyonda, trenin önüne atlayarak özkıyımıyla sonlanır algısı yaygındır. Oysa özkıyımı izleyen sayfalarda birçok tinsel, insancıl, toplumsal çözümleme bulunur. Vronski, Rus-Türk savaşına katılır…

Savaş ve Barış, Anna Karenina, Diriliş, öyküler, Kroyçer Sonat, Kazaklar… Tolstoy olağanüstüdür.

Bir tren istasyonunda zatürreden öldüğü yazılırsa da; hasta yatağında ölmüştür, 82 yaşındadır.

 

Exit mobile version