Maaşlarımıza Gerçek Oranda Zam İstiyoruz

Hasırcı, günümüzde halkın genelinin açlıkla karşı karşıya kaldığını söyledi ve taleplerini sıraladı        Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası (TÖB SEN) Örgütlenme Sekreteri Hizam Hasırcı,  bugün Türkiye’de öğretmenlerin, kamu çalışanlarının, işçilerin, emeklilerin kısaca emeğiyle geçinenlerin ekonomik anlamda taleplerinin karşılandığını söylemenin mümkün olmadığını bildirdi, öyle ki halkımızın yüzde 65’inin asgari geçim veya asgari geçimin altında yaşadığını, yani halkımızın […]

Hasırcı, günümüzde halkın genelinin açlıkla karşı karşıya kaldığını söyledi ve taleplerini sıraladı

       Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası (TÖB SEN) Örgütlenme Sekreteri Hizam Hasırcı,  bugün Türkiye’de öğretmenlerin, kamu çalışanlarının, işçilerin, emeklilerin kısaca emeğiyle geçinenlerin ekonomik anlamda taleplerinin karşılandığını söylemenin mümkün olmadığını bildirdi, öyle ki halkımızın yüzde 65’inin asgari geçim veya asgari geçimin altında yaşadığını, yani halkımızın genelinin açlıkla karşı karşıya kalmış durumda olduğunu ifade etti.

Açlık riski büyüyor …

       Hasırcı, kamu çalışanlarının ücret ve aylıklarının enflasyon farkları da dâhil yüzde 85,6, oranında arttığı son bir yılda gıda fiyatlarındaki artışın ise yüzde 176’ya ulaştığını söyledi, gıdada yılın ilk sekiz aylık dönemindeki toplam artışın ise 91,7’ye çıktığını bildirdi.

       Dar ve sabit gelirlilerin gıdaya erişimi her geçen ay daha da zorlaştığını, açlık riskinin büyüdüğünü belirten Hasırcı, açıklamasında şunlara yer verdi: “Kamuda çalışanların ve kamu emeklilerinin ücret ve aylıklarının enflasyon farkları da dahil yüzde 85,6 oranında arttığı son bir yıllık dönemde de gıda fiyatlarındaki artış ise bunun bir kat fazlasıyla yüzde 176 oldu. Bütün bu veriler varken, kamu çalışanları ve emekliler yoksulluk sınırının altında yaşıyorken; siyasi iktidar ve yandaş sendika törenle önce %25 zam yaptılar hatta yüzde 25 zam töreni o kadar coşkulu geçti ki yandaş konfederasyonun başkanı zam miktarını uzun süre alkışladı. Fakat kamu emekçilerinden tepkiler devam edince ertesi gün bir yüzde 5 ekledik dediler. Devletin alacakları konusunda belirlediği yeniden değerlendirme oranı %122.95 iken, yoksulluk sınırı 26.850 tl iken kamu emekçilerine ve emeklilere reva görülen zam oranı olan %30 elbette kabul edilemez.

Yoksulluk sınırının altında yaşamak istemiyoruz …

       Bizler emeğimizin karşılığı olan hakkımızı istiyoruz. Bizler yoksulluk sınırının altında yaşamak istemiyoruz. Bizler yandaş konfederasyon yoluyla hakkımızın gasp edilmesine elbette karşı çıkacağız. İktidar 4 Ocak Çarşamba günü artış oranını tepkiler üzerine yüzde 30’a yükseltmek zorunda kaldı. Yüksek enflasyon ve pahalılık ortamında yüzde 30 artış yeter mi? Elbette yetmez. İktidara yakın İstanbul Ticaret Odası’nın dahi yıllık enflasyon verisi yüzde 93, Bağımsız ENAG’ın yıllık enflasyon verisi yüzde 137, iktidarın yönlendirdiği TÜİK’in yıllık enflasyon verisi ise yüzde 64,27. Bir yandan halkın hissettiği gerçek enflasyon ve pahalılık var, diğer yanda İktidarın açıkladığı gerçek dışı enflasyon verileri var. İktidar, milyonlarca memur ve emekliyi işte bu gerçek dışı TÜİK enflasyonu oranında artışa mahkum etmiştir. İktidarın talimatıyla yönettiği TÜİK verileriyle kamu emekçileri ve emekliler sofrasındaki lokmalar gasp edilmektedir.

Aşımızı, hakkımızı mücadelemiz belirleyecek …

       Kamu emekçilerini ve yurttaşları açlığa, sefalete mahkûm eden enflasyon oranını ve zamları kabul etmiyoruz. Kamu çalışanlarını, yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm eden AKP iktidarının uyguladığı emek karşıtı politikalar karşısında, tüm emek örgütlerinin mücadele alanını genişleterek ortak tavır almaya çağırıyoruz. Ekmeğimizi, aşımızı, hakkımızı AKP ve TÜİK değil mücadelemiz belirleyecek.

Kamu çalışanları, yaşanan ekonomik kriz sonucu oluşan ve yüzde 180’lere ulaşan enflasyon karşısında eriyen ücretleri ile açlık sınırında yaşamakta, ağır vergi yükü altında günden güne yoksullaşmaktadır.

Servet vergilerine ayrıcalıklar kaldırılmalı …

       Bu nedenlerle TÖB SEN olarak taleplerimiz; kamu çalışanlarının en düşük maaşının yoksulluk sınırı olan 26.485 TL  üzerinde  belirlenmeli, bunun içinde seyyanen zam yapılmasını talep ediyoruz. Öğretmen maaşlarına ve buna bağlı ek ders gerçek enflasyon oranı üzerinden zam yapılmasını talep ediyoruz.  Tüm kamu çalışanları için maaş/ücretin gelir vergisi istisnasından kalan tutarı için gelir vergisi %15 ile sabitlenmeli. Zorunlu temel gıda ve tüketim maddeleri üzerindeki ağır vergi yükünü kaldırılmalı. Ülkemizde servet vergilerine tanınan ayrıcalıklar kaldırılmalı.”

       Mehmet ÖZGÜN

Exit mobile version