Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Madımak Katliamı’nın 32. Yılı: Neler Yaşandı?

Türkiye’nin yakın tarihindeki en acı olaylardan biri olarak hafızalara kazınan

Türkiye’nin yakın tarihindeki en acı olaylardan biri olarak hafızalara kazınan Sivas Katliamı, 2 Temmuz 1993 tarihinde gerçekleşti. O gün, Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas’a gelen aydın, yazar, şair ve sanatçılardan 33’ü, kaldıkları Madımak Oteli’nin ateşe verilmesi sonucu yaşamını yitirdi. Olayda ayrıca iki otel görevlisi ve iki saldırgan da öldü.
Şenliğe katılanlar arasında dönemin önemli isimlerinden yazar Aziz Nesin, şairler Behçet Aysan, Metin Altıok, Hasret Gültekin, Uğur Kaynar, Nesimi Çimen ve eleştirmen Asım Bezirci gibi aydınlar yer alıyordu. 33 kurbanın en yaşlısı 66 yaşındaki Asım Bezirci, en genci ise 12 yaşındaki Koray Kaya’ydı.

Katliamdan önce şehirde gerilim havası vardı. Olaydan iki gün önce dağıtılan bir bildiride, Aziz Nesin’in başyazarlığını yaptığı Aydınlık gazetesinde yayımlanan Salman Rüşdi’nin “Şeytan Ayetleri” kitabı gerekçe gösterilerek Nesin hedef gösterilmişti. Bildiride dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin de eleştirilmişti.


2 Temmuz günü, Cuma namazının ardından Madımak Oteli’nin bulunduğu kültür merkezinin önünde toplanan kalabalık büyüyerek protesto ve saldırıya dönüştü. “Sivas laiklere mezar olacak” sloganlarının atıldığı olayda, kalabalık otelin çevresindeki araçları ve yakınlarda bulunan “Halk Ozanları” heykelini ateşe verdi. Yaklaşık 15 bin kişiye ulaşan grup, otelin camlarını kırarak yangını başlattı. Yaklaşık iki saat süren saldırı sonucunda otel tamamen yanarken, içeride bulunan 35 kişi hayatını kaybetti.

Güvenlik güçlerinin müdahalesi yetersiz kalırken, takviye kuvvetlerin olay yerine zamanında ulaşmadığı kayıtlara geçti. Olay sonrası dönemin siyasi liderleri farklı değerlendirmelerde bulundu.

Başbakan Tansu Çiller, “Otel dışındaki halkımıza zarar gelmemiştir” derken, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise olayın münferit olduğunu ve Alevi-Sünni çatışmasına dönüşmediğini savundu.
Hukuki süreç uzun yıllar sürdü. Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde başlayan davalar, iddianamede şenliklere katılanların ve Aziz Nesin’in “eylemin hazırlayıcı sebepleri” arasında gösterilmesi nedeniyle tartışmalı geçti. İlk kararlar, suçlulara çeşitli hapis cezaları verilmesiyle sonuçlandı ancak temyiz süreci devam etti.

2001 yılında Yargıtay, örgütlü kalkışma suçlamasıyla 33 kişiye ölüm cezası, diğerlerine hapis cezaları verilmesini onayladı. Ancak Türkiye’de idam cezasının kaldırılması nedeniyle bu kararlar müebbet hapse çevrildi. Hukuki süreç, 2014 yılında zaman aşımı gerekçesiyle sona erdi.

Zaman aşımı kararı aileler, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler tarafından tepkiyle karşılandı. Mahkeme başkanı, insanlık suçlarında zaman aşımı olmaması gerektiğini belirtse de, suçu işleyenlerin kamu görevlisi olmaması nedeniyle dava kapatıldı. Dönemin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kararı olumlu karşıladığını ancak mağdurların acısının göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Sivas Katliamı, Türkiye’de toplumsal barış ve hoşgörü mücadelesinin önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. 32 yıl sonra yaşananlar unutulmuyor; mağdurlar ve yakınları adalet arayışını sürdürüyor. Toplumun farklı kesimleri ise bir daha benzer trajedilerin yaşanmaması için diyalog ve anlayış çağrısı yapmaya devam ediyor.