Hatay’ın Samandağ ilçesine bağlı Mağaracık Mahallesi, zeytinlik ve tarım arazilerinin TOKİ tarafından kamulaştırılmasına karşı direnişin yeni adresi oldu. Depremde oğlunu kaybeden bir annenin feryadı, halkın mücadelesine damga vurdu.
Halk toprak nöbetinde: “Bu sadece bir arazi değil, hayat damarımız”
Hatay’ın Samandağ ilçesi Mağaracık Mahallesi, TOKİ tarafından kamulaştırılan tarım arazileri ve zeytinlikler nedeniyle günlerdir ayakta. Yüzlerce vatandaş, tapulu topraklarının alınmasına karşı fidanlar ve sloganlarla yürüyüş düzenledi.
Bu sessiz isyanın simgesi ise, depremde oğlunu kaybeden ve arazisi kamulaştırılan Zarife Yükler’in gözyaşlarıyla yaptığı konuşma oldu.
Tarım arazilerine kentsel dönüşüm dayatması mı?
TOKİ’nin Mağaracık’ta hayata geçirmeyi planladığı projeler, mahalle sakinleri tarafından “topraksızlaştırma” olarak görülüyor. Projeye göre 1.500 dönümden fazla tarım arazisi kentsel dönüşüm kapsamında devlet eliyle alınıyor. Ancak halk, bu kararın hukuksuz ve vicdansız olduğunu düşünüyor.
CHP Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu, eyleme katılarak bölge halkına destek verdi ve yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Bu topraklar sıradan değil. İnsanlar, evlatlarını uzak diyarlarda çalıştırarak o bahçeleri aldı. Bu emek bir gecede yok sayılamaz.”
Topraklarına sahip çıkmak isteyen halk, geri adım atmayacak
Eyleme katılan yurttaşlar, “Hak, hukuk, adalet”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” gibi sloganlarla taleplerini dile getirdi. Ellerinde fidanlarla yürüyen vatandaşlar, kamulaştırmanın iptal edilmesini ve topraklarının geri verilmesini istiyor.
Zarife Yükler, kürsüden şu sözlerle feryat etti:
“Oğlum, o topraklar için 25 yıl Arabistan’da çalıştı. Depremde onu kaybettim. Şimdi hangi vicdan gelip o emeği benden alacak? Beni de o toprağa gömsünler o zaman.”
“Gerekirse burada yatacağız ama bu toprağı vermeyeceğiz”
CHP Hatay İl Başkanı Hakan Tiryaki, TİP, TÖP, Dem Parti ve çok sayıda meslek örgütü de eyleme katılarak direnişe destek verdi. Servet Mullaoğlu, hükümetin hizmet adı altında kamulaştırmayı meşrulaştırmaya çalıştığını savunarak şu ifadeleri kullandı:
“Sopayla kamu hizmeti dayatamazsınız. Burası sadece toprak değil, burası yaşamın kendisi. Biz bu damarları kestirmeyeceğiz. Batsın sizin hizmetiniz, sizden gelen hayrı da istemiyoruz.”
“Bu düzen vicdanları yaralıyor”
Bölge halkı, alınan kararların sadece ekonomik değil, ahlaki ve toplumsal bir yara açtığını belirtiyor. Zarife Yükler’in sözleri, eylemin sembolü haline geldi:
“Bu nasıl sistem? Dört dönümlük arazinin arkasında dört yüz kişilik bir aile var. Ayağını basacak toprak kalmıyor. Kim çizebilir böyle bir projeyi vicdanla?”
Vatandaşlar, kamulaştırmanın geri çekilmesini, tarım arazilerinin korunmasını ve bölge halkına danışılmadan karar alınmamasını talep ediyor.