Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Mağaracık’tan sonra sıra Balıklıdere’de mi ?

Hatay’ın Defne ilçesine bağlı Balıklıdere Köyü’nde acele kamulaştırma kararıyla köylülerin

Hatay’ın Defne ilçesine bağlı Balıklıdere Köyü’nde acele kamulaştırma kararıyla köylülerin tapulu arazilerine el konuluyor. Yarım asırlık zeytin ağaçları ve meyve bahçeleri birer birer kesilirken, yöre halkı neye uğradığını şaşırdı. Köylüler perişan, yetkililerden acil çözüm bekliyor.

Balıklıdere’de acele kamulaştırma ile ne oluyor?

Hatay’ın Defne ilçesine bağlı Balıklıdere Köyü, son günlerde alınan acele kamulaştırma kararlarıyla sarsılıyor. Devlet eliyle yürütülen proje kapsamında, köylülere ait tapulu arazilere herhangi bir uyarı ya da rıza alınmaksızın el konuluyor. Üstelik bu topraklar sadece tarım arazisi değil; içerisinde 50 yıllık zeytinlikler ve meyve ağaçlarıyla dolu verimli bahçeler bulunuyor.

Köylüler neye tepki gösteriyor?

Köylüler, arazilerinin hiçbir uyarı yapılmadan dozerlerle işgal edildiğini ve zeytin ile meyve ağaçlarının kökünden kesildiğini ifade ediyor. “Geçim kaynağımız elimizden alınıyor, sesimizi kimse duymuyor,” diyen bölge sakinleri, yaşanan sürecin hukuka ve vicdana aykırı olduğunu savunuyor. Birçok köylü, tarım ve zeytincilikle geçimini sağladığını, bu arazilerin yok edilmesiyle tüm gelir kapısının kapanacağını söylüyor.

Zeytin ağaçları neden önemli?

Zeytin, Hatay halkı için sadece bir ürün değil, aynı zamanda bir kültürel miras. Balıklıdere’deki zeytin ağaçlarının büyük kısmı yarım asrı aşkın süredir meyve veriyor. Uzmanlara göre bu ağaçlar hem verimlilik hem de aromatik özellikleri açısından bölgeye has değerler taşıyor. Ancak acele kamulaştırma ile birlikte bu doğal zenginlikler geri dönülmez şekilde yok ediliyor.

Köylüler hangi desteği bekliyor?

Köylüler, seslerinin duyulması için yetkililerden adım atılmasını, kamulaştırma kararlarının iptal edilmesini ve sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesini talep ediyor. Aynı zamanda hukuk mücadelesi başlatan bazı aileler, hak arama süreçlerinde yalnız bırakıldıklarını ve maddi manevi desteğe ihtiyaç duyduklarını ifade ediyor.

Kamuoyunun tepkisi nasıl?

Sosyal medya üzerinden yayılan görüntüler ve köylülerin feryadı, geniş yankı uyandırdı. Birçok vatandaş ve sivil toplum kuruluşu, acele kamulaştırmanın keyfiyetle uygulanmaması gerektiğini savunuyor. Özellikle tarım arazilerinin koruma altında olması gerektiğini vurgulayan çevreciler, zeytinliklerin yok edilmesini “geri dönüşü olmayan bir hata” olarak nitelendiriyor.

Hukuki süreç başlatıldı mı?

Bölgedeki bazı çiftçiler, kararın iptali için mahkemeye başvurdu. Ancak “acele kamulaştırma” adı altında yürütülen süreç nedeniyle henüz kesin bir sonuç alınamıyor. Avukatlar, bu kararın Anayasa’ya ve mülkiyet hakkına aykırı olduğunu belirtiyor. Öte yandan, mahkemeden çıkacak kararın gecikmesi halinde, ağaçların ve toprakların geri döndürülemez biçimde zarar göreceği endişesi hakim.