Manda ve himaye tuzağına geçit vermeyeceğiz

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ittifak eleştirilerini sürdürüyor. Partisinin Meclis Grup toplantısında konuşan Akşener yerel seçime tek başına gireceklerini tekrarlayarak “Sıfır toplamlı ittifak düzenine karşı başlattığımız, kutlu mücadele artık yeni bir aşamaya geçti. Adına ittifak dedikleri, manda ve himaye tuzağına, geçit vermeyeceğiz. ” dedi. Konuşmasında AKP’nin ekonomi politikasını da eleştiren Akşener özetle şunları söyledi: […]

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ittifak eleştirilerini sürdürüyor. Partisinin Meclis Grup toplantısında konuşan Akşener yerel seçime tek başına gireceklerini tekrarlayarak “Sıfır toplamlı ittifak düzenine karşı başlattığımız, kutlu mücadele artık yeni bir aşamaya geçti. Adına ittifak dedikleri, manda ve himaye tuzağına, geçit vermeyeceğiz. ” dedi.

Konuşmasında AKP’nin ekonomi politikasını da eleştiren Akşener özetle şunları söyledi: Değerli dava arkadaşlarım; 21 yıllık Ak Parti iktidarının sonucunda; bugün maalesef, karşımızda;  yokluğa ve yoksulluğa, mahkum edilen bir Türkiye var. Bugün maalesef karşımızda;  istikrarsız ve geleceği belirsiz bir Türkiye var. Bugün maalesef karşımızda;  Sadece enflasyon canavarının ezdiği değil; İktidarın da, çaresiz, kimsesiz ve sahipsiz bıraktığı,  bir Türk milleti var!  Cumhuriyetimizin, kimsesizlerin kimsesi olan, kapsayıcı vizyonunu yandaşlarının hamisi olan, oligarşik bir vizyonsuzluğa terk ettiler, Rantiyeleri üç kuruş zarar etti diye, dünyaları yerinden oynatırken;  milletimizi geçim sıkıntısıyla, borçlarla, bir başına bıraktılar!  Eşlerini, dostlarını, akrabalarını, ihya ederken;  bu milletin evlatlarını, görmezden geldiler!  istedikleri kadar, suyu bulandırmaya çalışsınlar.

Gerçekler ortada.

Enflasyon, Ak Parti yüzünden fırladı. Paramız, Ak Parti yüzünden pul oldu.  Satın alma gücümüz, Ak Parti yüzünüzden düştü.  Kiralar, Ak Parti yüzünüzden patladı. Türk milleti, Ak Parti yüzünden, fakirleşti. AK Parti; haram yemeyi meşrulaştırmış, siyasi görünümlü bir rant hareketidir. İşte bu yüzden de, son günlerde, ülkece; aklanan kara paraları, fonları ve vurgunları konuşuyoruz. Geçtiğimiz Mart ayına kadar; Uyuşturucu satana, “Getir paranı” dedi. Kaçakçılık yapana, “Getir paranı.” dedi. Türkiye’den para kaçırana, “Getir paranı.” dedi. Hırsıza, yolsuza, uğursuza, kollarını açtı; “Getir paranı.” dedi.  Ve yüzde 1 komisyon karşılığında;   parayı da, suçluları da akladı…

Sonuçta ne oldu? Sonuçta ülkemiz;   kara para ve suç baronları için, bir cennet hâline geldi.  2021 yılında ise, OECD Mali Eylem Görev Gücü,  ülkemizi gri listeye aldı.  Peki bu gri liste nedir? Eğer ki ülkenizde, yoğun miktarda para aklanıyorsa; terörist gruplar, ülkenizden finansman sağlıyorsa ve siz de bu sorunlara karşı, hiçbir mücadele sergilemiyorsanız; işte o zaman, Gri Liste’ye girersiniz. İşte Ak Parti, koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne böylesine büyük bir utancı yaşatmayı başardı.

Parası aklananlar konuşulmuyor

Yalnız ilginçtir; para aklayanlar konuşuluyor ama;  parası aklananlar, nedense konuşulmuyor. Dolandıranlar, dolandırılanlar konuşuluyor ama; dolandırıcılığa yol verenler, nedense konuşulmuyor. Haksız kazanç sağlayanlar konuşuluyor ama; bu haksız kazançları, finanse edenler, nedense konuşulmuyor. Ez cümle; Cambazlar konuşuluyor; ama sirkin sahipleri, nedense hiç konuşulmuyor.

Biz, bu kirli buzdağının, sadece görünen kısmıyla ilgilenmiyoruz. Çünkü buzdağının, altında yatanın; yaşanan her türlü ahlaksızlığa, zemin hazırlayanın; kayıt dışı ekonomi illeti olduğunu, çok iyi biliyoruz.

Bugün maalesef; ekonomimizin üçte biri, kayıt dışında…Rüşvet çarkı, kayıt dışıyla dönüyor. Uyuşturucu kaçakçılığı, kayıt dışıyla dönüyor. Sığınmacı ayısının, katlanmasına sebep olan, kaçak göç ekonomisi, kayıt dışıyla dönüyor. Emek hırsızlığı, kayıt dışıyla dönüyor. Vergi kaçırma, kayıt dışıyla dönüyor. Ve bütün bunların yükünü de alnının teriyle çalışan; helal parayla geçinmeye çalışan; milletimiz ödüyor.

Biliyorsunuz, yerel seçimler yaklaşıyor. Ama yereldeki sorunlar yerine; suni gündemler konuşuluyor. Siyasi partilerin, şehirlerimiz için ürettiği çözümler yerine her gün ortaya atılan, yün yumakları tartışılıyor. Projeler yerine, sözde kulisler vizyonlar yerine, dedikodular Milletimizin, karşılanmayı bekleyen talepleri yerine; aritmetik hesapları yarıştırılıyor. işte, siyasetin içine düşürüldüğü, bu çukurda; Biz, İYİ Parti olarak, rekabetimizi milletimiz ve memleketimiz için, ortaya koyduğumuz, vizyonumuz, çözümlerimiz ve projelerimizle yapmaya inatla ve ısrarla, devam ediyoruz.

İYİ Belediyecilik yapacağız

İzlenen yanlış kentleşme politikaları; kısır siyasal çekişmeler kontrolsüz göç düzensiz yerleşme gibi faktörler belediyelerin, finansal kaynaklardan,  yoksun bırakılmasıyla, birleştiği zaman ulaşım hizmetlerimizdeki yetersizlik; yıllar içinde, gittikçe derinleşen, bir kriz hâline geliyor.  Özellikle iktidarın, yerel yönetimlere bakışını dikkate aldığımızda;  aslında bu durum, hiç de şaşırtıcı değil.

Büyük büyük sözler veriyorlar ihtişamlı propagandalar yürütüyorlar ama buna karşılık, küçük işler yapıyorlar. Vergi almayı biliyorlar ama mesele, şehir içi ulaşımına gelince çuvallıyorlar. Her seçimden önce  Berlin’i, Paris’i, Kopenhag’ı vadediyorlar ama seçimden sonra, insanlarımızı Delhi’nin, Kahire’nin, Cakarta’nın kaosuna, mahkûm ediyorlar. İşte bu tablo karşısında, biz, İYİ Parti olarak; İYİ Belediyecilik vizyonumuzla;  milletimiz için, her şeyden önce yaşanabilir şehirler, inşa edeceğiz. Yetkiyi devraldığımız, tüm şehirlerimizde Toplu taşımayı ön planda tutan huzurlu, güvenli ve konforlu, seyahat imkanı sağlayan  Zaman kaybına, çevre ve gürültü kirliliğine, neden olmayan Kalabalıklaşmanın getirdiği, artan taleple baş edebilen Değişen şartlara, teknolojinin imkanlarını kullanarak, uyum sağlayan adil, kapsayıcı ve erişilebilir ulaşım hizmetlerini;  hayata geçirmeye talibiz! Bu çerçevede kazandığımız tüm şehirlerdeki, ulaşım hizmetlerin sistemli bir süreç yönetimi anlayışıyla yürüteceğiz.  Öncelikle;  şehirlerimizin, mevcut ulaşım envanterini çıkartıp; kentsel hareketlilik ihtiyaçlarını, kent jeopolitiğini, ve çevresel etki değerlendirmelerini, dikkate alan; ulaşım talep ve tahmin modelleri oluşturacağız.

Sıfır toplamlı ittifak düzenine karşı başlattığımız, kutlu mücadele artık yeni bir aşamaya geçti. Medya operasyonlarıyla, baskılarla, iftiralarla, tehditlerle, beslenip büyütülen iki kutuplu siyasetin karşısında  Türkiye’nin, Demokratik Millî Yükseliş yolculuğunu başlatmanın gurur ve mutluluğunu, hep birlikte yaşıyoruz.

Yerel yönetimleri, rant kapısına indirgeyenlere belediyeciliği hizmet değil,  iktidar alanı olarak görenlere kayıkçı kavgalarıyla, milletimizi oyalayanlara karşı anlamlı ve cesur bir başlangıç yaptık.  Biliyorsunuz, bugüne kadar nice zorlu günler yaşadık.  Nice saldırılara, hakaretlere, iftiralara göğüs gerdik. Nice ablukaları, ambargoları, engelleri aştık. Nitekim, açık konuşayım: bugünden sonra da bizi gül bahçeleri beklemiyor. Tam tersine önümüzde, dikenlerle sırtlanlarla, haşerelerle dolu çetin bir yol var.

Bu yolda; övgü süsü verilen, iftiralar duyacağız. Çiçek demetlerinin ardına gizlenen, tehditler alacağız. Yüzümüze gülüp tetikçilerini, üzerimize salanları göreceğiz. Ancak şunu çok iyi biliyorum ki dün olduğu gibi, bugün de bunların hepsine, dişimizi sıkacak göğsümüzü gereceğiz. Çünkü bizim için siyaset, hiçbir zaman bir konfor alanı, bir rant kapısı olmadı.  Biz hep, baskıya karşı, baş kaldıranlar olduk.  Biz hep, dayatmaya karşı, direnenler olduk. Biz hep, siyaset simsarlarının tekerine, çomak sokanlar olduk.  Ve biz hep;  milletin yararına olanı, yılmadan savunanlar olduk. Dolayısıyla, önümüzdeki süreçte de tüm güçleriyle, üzerimize gelecekler.  Televizyonlarıyla kalemşörleriyle kerameti kendinden menkul, kanaat önderleriyle maaşlı yorumcularıyla  tekrar tekrar, yaylım ateşine tutacaklar.

Belediyeleri, siyasi rant mecrası görenler Milleti güdülecek koyun, yolunacak kaz bilenler öfkeden, nefretten, düşmanlıktan beslenenler ikiyüzlü bencilliklerini, erdem diye pazarlayacaklar. Ama unuttukları bir şey var: Biz bu filmi, daha önce gördük. Biz şerbetliyiz! Biz idmanlıyız!  Biz alışığız! O nedenle;  Tankla da, topla da, tüfekle de gelseler; Bize vız gelir, tırıs gider…

İYİ Parti olarak, kurulduğumuz günden beri Millet iradesine saygı  uymayanların, nobranlığına; Millete parmak sallayanların, cüretkarlığına “Devlet benim.” diyenlerle;  “Ben ne dersem o olur.” diyenlerin, şımarıklığına; hiçbir zaman prim vermedik,  bundan sonra da vermeyeceğiz!  Adına ittifak dedikleri, manda ve himaye tuzağına, geçit vermeyeceğiz. Türk milletine, ölümü gösterip, sıtmaya razı eden bu maskeli baloya, boyun eğmeyeceğiz!

Değerli dava arkadaşlarım;  Tarih, korkakları değil, cesurları yazar. Türk milletini, kendilerine mahkûm zannedenlerin kurduğu;  bu tahterevalli düzenine karşı;  artık yeni bir safhadayız.

Artık vakit  tarihi bir sorumluluğu üstlenme; şanlı bir mücadeleyi, zaferle  taçlandırma vakti. Bu mücadeleyi başkasının yazdığı senaryoya, figüran olmadan başkalarının siyasi kariyerlerine, zıplama tahtası olmadan; Başkasının sevabına da, günahına da ortak olmadan özü başımıza vereceğiz. Ve bu kutlu mücadelede; Milletimizden başka, kimsenin takdirini beklemeden; Milletimizden başka  kimseye de, hesap vermeden hür ve müstakil olarak, dimdik yürüyeceğiz. Şunu hiçbir zaman unutmayın: Biz sadece, siyasi bir tercih yapmadık. Biz; Türk siyasetinde, milletimiz için, yepyeni bir yol açtık. Ve biz biliriz ki; Çakalların hükmü, kurt ayağa kalkana kadardır! Nitekim bizim için de vakit, artık ayağa kalkma vaktidir! (Sami Gökçe)

 

 

Exit mobile version