‘Manifesto Sonrası’

Partililerden büyük destek Aslen Hatay-Arsuz’lu olan Selin Sayek Böke, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 36. Olağan Kurultayı sonunda oluşan yeni yönetimde yer alan isimlerden biri oldu. Böke, Haluk Koç’un ardından en fazla oyu alarak yeniden PM üyesi oldu. Bir süre önce Parti Sözcülüğü ve Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa eden Selin Sayek Böke’nin CHP’nin 36. Olağan Kurultayı […]

Partililerden büyük destek

Aslen Hatay-Arsuz’lu olan Selin Sayek Böke, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 36. Olağan Kurultayı sonunda oluşan yeni yönetimde yer alan isimlerden biri oldu. Böke, Haluk Koç’un ardından en fazla oyu alarak yeniden PM üyesi oldu.

Bir süre önce Parti Sözcülüğü ve Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa eden Selin Sayek Böke’nin CHP’nin 36. Olağan Kurultayı sonunda en yüksek oylardan birini alarak Parti Yönetimi içinde yerini alması, gözleri, bir süre önce yayınlanan “Kurultay ve Gelecek İçin Açık Çağrı” manifestosuna çevirdi. Böke, İlhan Cihaner ile beraber hazırladığı ‘Çağrı’ ile beraber Kurultay öncesi tüm Partililere net bir mesaj vermiş, geride kalan sürecin eleştirisine de cesur kelimeler eklemişti.
Bilindiği gibi, söz konusu Manifesto’da, “2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday belirlenmesi süreci, savaş tezkerelerine ilişkin geliştirilen tutum, dokunulmazlıkların kaldırılması sürecindeki tavır, Yenikapı mitingine ilişkin tutum, 16 Nisan Referandumu gecesi gayrimeşru sonuç karşısında tepkisiz kalınması ve benzeri örneklerde tekrar tekrar yaşadığımız gibi, bu ‘siyasetsizleşme’ süreci, kalıcı bir politik çizgi ve yönetim tarzı haline getirildi” ifadeleri yer almıştı.
İşte, Böke ve Cihaner’in öne çıkan eleştirileri ve önerileri:
-AKTİF BOYKOT-
“Toplumsal muhalefetin en büyük örgütlü gücü ve öncüsü olan CHP, ‘sürekli OHAL’ rejimini normalleştirmeyen, gayrimeşru olanı meşrulaştırmayan, olağanüstü koşullara uygun olağanüstü bir muhalefeti örgütlemeli. Bugün olağanüstü koşullara rağmen, muhalefet olağan dönemin siyasi araçları ve yöntemlerine sıkışmış durumda. Bu doğrultuda, CHP, Meclis içindeki mücadeleyi bir siyasi tavırla birleştirmeden, ‘olağan dönemin yasama faaliyeti’ olarak sürdürme anlayışına son vermeli. OHAL rejimi sona erene, asgari demokratik bir ortama geçilene kadar ve adil, güvenli bir seçim ortamı sağlanana dek, Meclis’te aktif boykot, Meclis çalışmalarından çekilme ve benzeri demokratik araçlar parti kurullarında ciddi şekilde değerlendirilmeli.”
-KÜRT BAŞLIĞI-
“Cumhuriyet devriminin temel ilkeleri ve sosyal demokrasinin evrensel değerlerinin savunulması, AKP’nin tanımladığı biçimiyle ‘muhafazakar hassasiyetler’, ‘güvenlik’, ‘millilik’, ‘konjonktür’ gibi gerekçelerle ihmal edilmemeli. Bu değerler tavizsiz biçimde sahiplenilmeli. Bu yaklaşımla, örneğin Kürt meselesinde; halkı, salt güvenlikçi baskı politikalarıyla terör arasına sıkıştırmayı reddeden, demokratik siyaset alanını genişleterek kalıcı toplumsal barışı sağlamakta kararlı sosyal demokrat bir çözüm çerçevesi ortaya konulmalı. Bu doğrultuda, Cumhuriyet devriminin temel ilkeleri ve sosyal demokrasinin evrensel değerleri olan; laiklik, özgürlük, demokrasi, eşitlik ve barış, kararlılıkla ve tavizsiz savunulmalı.”
-SİYASAL İSLAM-
“Partimiz, siyasal İslam ve neoliberalizme cepheden karşı çıkmaktan çekinmemeli. Bir kitle partisinin kapsayıcılığı, ‘ideolojik belirsizlik’ tuzağına düşmeden, temel ilkelerini net olarak tarif etmekten ve bu ilkelere dayalı bir gelecek hayalinde toplumu ortaklaştırmaktan geçer. CHP’nin kuracağı siyaset, AKP’nin dayattığı siyaseti toplumun iradesi sanan ve bu duruma uymak için kendisini değiştiren, kendi kimliğine yabancılaşan değil; kendisi olarak, mevcut düzeni değiştirmek iddiasında olmalı.”
Selin Sayek Böke ve İlhan Cihaner’in ortak imzasıyla paylaşılanlar bundan sonraki CHP Yönetimine nasıl rehberlik edecek, merak konusu… -Tamer Yazar-

Exit mobile version